Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nükhet Sirman, namustan söz eden kişinin aslında kadının bedenini, fikrini, davranışını ve kimliğini kontrol etmek istediğini, kadının bu kontrolden çıkmaya çalıştığı anda şiddete maruz kaldığını söyledi.

'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' kapsamında Akdeniz Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından, 'Kadına Yönelik Şiddete Son' adı altında bir panel düzenlendi. Belediye toplantı salonunda gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Nükhet Sirman, namus konusunun geleneksel bir olgu olmadığının altını çizerek, 'namus' kavramının sadece ondan çıkarı olanlar tarafından dile getirildiği ileri sürdü. Sirman, "Namustan söz eden kişi; kadının bedenini, fikrini, davranışını, kimliğini kontrol

etmek istemektedir. İşte kadın, bu kontrolden çıkmaya çalıştığı zaman şiddet görüyor. Kadının arzuları, ailenin arzularıyla örtüşmediğinde kadın şiddete maruz kalıyor. Yaptığımız araştırmada kadınların şiddet göreceğini öngördüğünü ortaya çıkarıyor. Ancak ne yazık ki, çevresinden ve yakınlarından yardım istemesine rağmen yardım çağrısına karşılık bulamıyor. Namus kisvesi altında kadının gördüğü şiddeti, işlenen cinayetleri töreye, geri kalmışlığa bağlamak belirli bir siyasi anlayışın ürünüdür" dedi.

Akdeniz Belediyesi Başkan Yardımcısı Terfa Arıç ise, yaşamın her alanındaki şiddetin doğrudan doğruya kadınları etkilediğini vurgulayarak, şiddetin de sadece fiziksel değil, bazen bir mimik, bir bakış, bir söz ya da espri olarak da kendini gösterdiğini, kendilerininse şiddetsiz bir yaşam için çalıştıklarını anlattı.

Panele davet edilen Mardin'in Nusaybin İlçe Belediye Başkanı Ayşe Gökkan da dünyada kadına yönelik şiddetin değişik biçimlerde ortaya çıktığını ifade ederek, Türkiye'de de kadına hükmetmek için namus kavramının kullanıldığını söyledi. Gökkan, "Namus, erkeğin kadına tahakkümüdür. Türkiye'de bir kadın şiddete maruz kaldığında kolluk güçlerinden yargı mensuplarına kadar bütün muhatapları erkek oluyor. Bazı babalar, kendi itibarı için kızının ölümünü bile göze alıyor. Kadın evlendiğinde tahakküm babadan

kocaya geçiyor. Namus kavramı da farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Bir gün şalvar yerine tayt giyen namussuz ilan ediliyor, bir sonraki gün aynı kadın tayt giymediği için namussuz olmuş oluyor. Bütün bunların kaynağı erkek egemen bakış açısıdır" diye konuştu.

Kadın sorunlarını hukuki açıdan ele alan avukat Sabahat Gençtarih, son dönemde kadın sorunlarına yönelik çeşitli yasal düzenlemeler yapıldığını ancak bunların yeterli olmadığını ileri sürdü. Gençtarih, kadınların şiddete maruz kaldıklarında izlemeleri gereken hukuki yollar hakkında da bilgi vererek, 'Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun'un şiddete uğrayan insanı boşanma gerçekleşmeden önce korumayı amaçladığını anlattı. Şiddete maruz kalan kadının en yakın polis merkezi ya da yargı yoluna başvurabileceğini

hatırlatan Gençtarih, "Ancak tam da bu noktada yaşanan en önemli sıkıntı, kadının mağduriyetini erkek görevlilere anlatmak zorunda kalmasıdır. Bu durumun önüne geçilmesi gerekir" ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, sahneye çıkarak organize edilen panele katkı ve katılımlarından dolayı Prof. Dr. Nükhet Sirman, Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan ve Avukat Sabahat Gençtarih'e birer teşekkür plaketi takdim etti. Fazıl Türk, kadına yönelik şiddetin son bulması için uzun soluklu bir mücadele verilmesi gerektiğine dikkat çekerek, kadınları var olan haklarının bilincine vararak bunları korumak için çaba göstermeye çağırdı.