4
Mayıs
2024
Cumartesi
MERSİN

Ar-Ge'deki 2013 hedefi %2

TÜRKİYE'NİN AR-GE'DEKİ 2013 HEDEFİ YÜZDE 2

Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Yücer, gelişmiş ülkelerde Ar-Ge'ye ayrılan payın yüzde 2 olmasına karşın Türkiye'deki tablonun hiçte iç açıcı olmadığını belirterek, 2013 yılı için Ar-Ge'ye yüzde 2'lik pay aktarılması hedefi ortaya konulduğunu söyledi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) bünyesinde faaliyetlerini sürdüren AB İşletmeler Ağı tarafından Mersin Üniversitesi (MEÜ) ve Mersin Tarım-Gıda Platformu'nun desteğiyle düzenlenen 'Üniversite-Sanayi İşbirliği İçin Finansman Fırsatları' konulu seminer, HiltonSA Mersin Oteli'nde gerçekleştirildi. Seminerde konuşan TAGEM Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Yücer, Türkiye'nin Avrupa'nın 18. yüzyılda yaşamış olduğu 'Sanayi Devrimi'ni yaşamadığını vurgulayarak, 20. yüzyılın son çeyreğinde dünya bilgi çağına

geçerken Türkiye'nin bu sürece adapte olamadığını söyledi. Yücer, "Biz toplum olarak 'Sanayi Devrimi' başta olmak üzere 'bilgi çağı' ve 'teknoloji dönemi'ni bir arada yakalayabilmenin peşindeyiz. Tabii bu da çok ciddi bir değişim ve dönüşümü gerektiriyor. Bunu yapacak olan da üniversiteler ile araştırma enstitüleridir. Gelişmiş ülkelerde Ar-Ge'ye ayrılan paya baktığımızda yüzde 2.2 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelerdeyse bu oran yüzde 1.8 olarak göze çarpıyor. Ancak tablo

Türkiye için hiçte iç açıcı değil. Hala Ar-Ge'ye ayırmış olduğumuz pay, yüzde 1 seviyesinde bile değil. İşte tam da bu noktada hükümet, Türkiye Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (TÜBİTAK) ile birlikte önüne bir hedef koydu. 2013 yılına kadar Ar-Ge'ye ayrılan payın yüzde 2 seviyesine ulaştırılması planlanıyor. Bence bu çok büyük bir hedef" dedi.

"AR-GE'YE AYRILAN PAYIN YÜZDE 2'YE ÇIKARTILMASI HEDEFLENİYOR"

Türkiye'nin dünyanın en büyük 17. ekonomisi olmasına karşın Ar-Ge'de dünya ülkeleri arasında kendisine ancak 25. sırada yer bulabildiğine dikkat çeken Yücer, ortada bir uyumsuzluk olduğunu ve bunun önüne geçilebilmesi için bir şeyler yapılması gerektiğini vurguladı. TÜBİTAK'ın 2013 yılına kadar Ar-Ge'de 15. sıraya yükselme hedefi olduğunu belirten Yücer, "Peki 15. sırada kim var diye baktığımızda karşımıza Hollanda çıkıyor. Hollanda, yıllık 13 milyar dolarlık bir kaynağı Ar-Ge çalışmalarına ayırıyor.

Bizim ayırdığımız rakamsa 4.6 milyar dolar. Demek ki, bizim Ar-Ge'ye ayırdığımız kaynağı 3 katı oranında arttırmamız gerekiyor. Bunun işaretlerini de alıyoruz. Tabii bu sadece kaynakla da ilgili bir konu değil. Bunun yanında araştırma kurumlarının sayısı da artıyor. Bir yandan beşeri kapasite gelişirken, diğer yandan da projeler nitelik ve nicelik olarak büyüyor" diye konuştu.

"TARIMSAL AR-GE'DE PROJE BAŞINA 350 BİN TL'LİK DESTEK VERİYORUZ"

Tarım sektöründe yaşanan gelişmelere de değinen Yücer, 2005 yılında 2006-2010 dönemini kapsayan 'Tarımsal Strateji Programı' hazırlandığını hatırlatarak, bu programla birlikte ilk defa tarım alanında Ar-Ge çalışmalarına destek verilmesi kavramının yazılı metinlere girdiğini, 2006 yılında 'Tarım Kanunu'nda bunun tescillendiğini vurguladı. Kanunla birlikte özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarınca hazırlanacak Ar-Ge projelerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından desteklenmesinin öngörüldüğüne dikkat

çeken Yücer, 2007 yılından bu yana kurum olarak proje çağrısında bulunduklarını dile getirdi. Çok büyük bir bütçeye sahip olmadıklarını ancak buna rağmen proje başına 350 bin TL destek verdiklerini belirten Yücer, bunun birçok araştırmacı için çok iyi bir kaynak olduğunun altını çizdi. MTSO'ya çağrıda bulunan Yücer, tarımsal alanda hazırlanacak Ar-Ge projesine gerekli şartlar yerine getirilebilmesi halinde destek verebileceklerini, bunun da bir fırsat olarak görülmesini istedi.

"28 AR-GE PROJESİNE YAKLAŞIK 3.5 MİLYON TL'LİK KAYNAK AKTARDIK"

Son 3 yılda Türkiye genelinde 28 projeye yaklaşık 3.5 milyon TL'lik kaynak aktarıldığını ifade eden Yücer, yine söz konusu zaman diliminde özel sektör tarafından altyapısı oluşturulamayan Ar-Ge projelerinde kendi araştırma enstitüleriyle ortak çalışılmasına imkan sağladıklarını, 58 projenin işbirliği halinde yürütüldüğünü söyledi. Türkiye'de biyoteknoloji konusunda çok önemli bir beşeri kapasitenin olduğuna işaret eden Yücer, üniversitelerin de bu konudaki teknolojik altyapısını geliştirdiğini, konunun

yasal boyutundaysa Biyogüvenlik Yasası'nın çıkartıldığını anlattı. Yücer, "Biz önümüzdeki 15 yıllık dönemde biyoteknoloji konusunda hızlı gelişmeler yaşanacağını tahmin ediyoruz. Bu konuda özellikle Türkiye'nin sahip olduğu doğal kaynaklar ya da biyolojik çeşitlilik anlamında önemli bir potansiyelimiz var. Tüm bunları bir araya getirip, geniş kapsamlı bir 'Gen Bankası' kurduk. Burada tahılların genetik şifrelerini çözmeye yönelik çalışmalar yapılacak. Artık tarımsal bir çeşidi geliştirmek için yıllarca beklemek gerekmiyor. Biyoteknoloji alanını da büyük bir fırsat olarak görüyoruz" dedi.

İHA
Yayın Tarihi : 8 Haziran 2010 Salı 13:18:02
Güncelleme :8 Haziran 2010 Salı 17:20:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?