5
Mayıs
2024
Pazar
MERSİN

Atık sular denize bırakılıyor!

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Kumbur, bugün sadece kent merkezinde günlük ortalama 150-200 bin ton atık suyun yeterince arıtılmadan denize bırakıldığını söyledi. Kumbur, sahillerinin mevcut yapısı itibariyle de Mersin'in bir 'turizm kenti' olamayacağını iddia etti.

Mersin ile Silifke arasında kalan sahil bandında gerçekleşen turizmin bu yıl önceki yıllara göre daha sakin geçtiğine dikkat çeken Prof. Dr. Halil Kumbur, bu durumun da vatandaşın ekonomik sıkıntı içinde olduğunun açık bir göstergesi olduğunu savundu.

Halil Kumbur, kentin turizm sezonuna tam olarak hazır olabilmesi için yerel yönetimlerin çevre düzenlemesi ve temizlik çalışmalarından, üst yapıdan altyapıya kadar çok geniş bir çerçevede çalışma ortaya koyması gerektiğini savunarak, bu noktada kentte yapılan çalışmaların yeterli olmadığını iddia etti.

Mersin'deki tatil sitelerinin yılın büyük bir bölümünde boş olduğunu ve genellikle yaz aylarında ortalama 2-3 aylık bir dönem için kullanıldığına dikkat çeken Kumbur, söz konusu her bir sitenin de kendisine ait bir atık su arıtma tesisi olduğunu anlattı. Kumbur, "Bu tesisler düzenli ve sağlıklı bir şekilde çalışırsa; işte o zaman denizimiz de temiz olur. Tam da bu noktada yeterli bir arıtma oldukça önemli. Çünkü, Mersin-Silifke arasında yüzlerce tatil sitesi var. Bölgedeki sitelerin çok az bir bölümü bile hatalı bir arıtma yapması halinde denizde çok ciddi bir kirlilik oluşturabilir" dedi.

Bölgedeki mevcut sitelerin büyük bir çoğunluğunda arıtma tesisi olmasına karşın, yeterli düzeyde çalıştırılmadığını da iddialarına ekleyen Kumbur, bu tesislerin dizaynı ve teknolojik yapıları itibariyle verimli bir arıtma yapabilmeleri için 15-20 günlük bir zaman diliminin geçmesi gerektiğini söyledi. Kumbur, haziran ayı sonlarına doğru yazlıkçıların tatil sitelerini doldurmaya başladığına işaret ederek, sitelerin arıtma sistemlerininse temmuz ayı itibariyle devreye girdiğini, bu süreç içinde sitelerden denize 15 gün boyunca atık su boşaltıldığını dile getirdi.

"GLOBAL KRİZİN TEK OLUMLU YANSIMASI ÇEVRE ÜZERİNDE OLDU"

Halil Kumbur, "Sahil bandında yer alan tatil sitelerindeki atık su arıtma sistemlerinin kontrol ve denetimleri ne yazık ki yeterli düzeyde yapılmıyor. Bu durumun somut örneğini zaten sahilde yürüdüğünüzde kendi gözlerinizle görebiliyorsunuz. Özellikle Davultepe ve Tece'de bu kirlilik yoğun bir şekilde hissediliyor. Denizdeki katı atıkların da kontrol altına alınması lazım. Bu noktada da başta Sahil Güvenlik Komutanlığı olmak üzere belediye ve yerel yönetimlere önemli görev ve sorumluluklar düşüyor.Denetim ve kontroller yapılmazsa deniz kirliliğinin önüne asla geçilemez" diye konuştu.

Mersin'de özellikle son yıllara göre çok ciddi bir deniz kirliliğinin görülmediğini, bu durumun en önemli nedenini de kentteki tatil sitelerdeki doluluk oranının oldukça düşük olmasına bağlayan Prof. Dr. Kumbur, bu durumun altında da yine ekonomik nedenlerin yattığına dikkat çekerek, global krizin de tek olumlu yansımasının çevre üzerinde olduğunu ve özellikle deniz kirliliği konusunda önemli bir gerileme olduğunu kaydetti.

Kumbur, deniz kirliliğinin önlenebilmesi için yerel yönetimlerin çevre düzenlemesinin yanında sahil bandındaki zabıta hizmetlerini yoğunlaştırmasının, kirlilik faktörleri üzerindeki denetim ve kontrollerin de sıklaştırılması gerektiğini vurguladı. Sorunun mutlaka kaynağından çözülmesi gerektiğini ifade eden Kumbur, yerel yönetimlerin sitelerin arıtma tesisini kendi bünyesindeki ana arıtma sistemine bağlayarak sorunu da kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağını belirtti.

"MERSİN'İN MEVCUT YAPISIYLA BİR TURİZM KENTİ OLMASI ÇOK ZOR"

 Belediyelerin öncelikli görevlerinin altyapı, kanalizasyon ve atık su arıtması olduğunun altını çizen Kumbur, ancak bugün gelinen noktada belediyelerin asli görevlerini yerine getirmediğini ileri sürdü. Kumbur, Mersin Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere kentteki hiçbir belediyenin atık su arıtma tesisinin yeterli bir şekilde devreye konulmadığını savunarak, Tarsus, Silifke, Kargıpınarı ve Atakent belediyelerinin söz konusu sistemi devreye koymasına karşın bunun tek başına bir anlam ifade etmeyeceğini, bir bütünlüğün olması gerektiğini dile getirdi.

Sahillerin bugünkü mevcut durumunun, geleceğini turizmde arayan Mersin'i olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Halil Kumbur, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Geleceğini başta turizm olmak üzere tarım ve tarıma dayalı sanayi ile birlikte lojistikte arayan, bir 'dünya kenti' olma hedefini ortaya koyan Mersin'e mevcut sahiller yakışmıyor. 'Mavi Bayrak' sayımız artıyor ama yapılan çalışmalar ne yazık ki yeterli değil. Denizlerimizin temizliği yeterli değil, sahilde bir çevre düzenlemesi yok. Yani bir karmaşadır almış başını gidiyor. Belediyelerimiz arasında bir koordinasyon eksikliği var. Mersin'in mevcut yapısıyla turizm kenti olması çok zor. Kentte belirli bir turizm potansiyeli var ancak burada önemli olan bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirip, bunu artı değere dönüştürebilmektir. Siz bunu yapamadığınız sürece turizmden de bahsedemezsiniz."

"GÜNLÜK 150-200 TON ATIKSU ARITILMADAN DENİZE BIRAKILIYOR"

Sahil bandında bulunan belediyelerin bir araya gelerek, sorunun çözümü noktasında ortak hareket etme kararı alması ve bir birliktelik oluşturması gerektiğini savunan Kumbur, ortaya konulacak açılımdan yola çıkılarak atık sulara"
Halil Kumbur, "Sahil banın denize verilmeden önce merkezi bir arıtmadan geçirilmesi, bunun da sistemli ve kontrollü bir şekilde yürütülmesinin şart olduğunu söyledi. Kumbur, merkezi bir arıtma sisteminin devreye sokulmaması halinde temiz bir denizden de söz edilemeyeceğini kaydetti. Bugün kent merkezinde günlük ortalama 150-200 bin ton atık sunun, hiçbir arıtma yapılmadan denize bırakıldığı bilgisini veren Kumbur, kent merkezindeki arıtma tesisinin hala faaliyete girmemesinin de büyük bir eksiklik olduğunu anlattı.

Zararın neresinden dönülürse kar olduğunu ifade eden Kumbur, "Belediyelerimiz, bir an önce asli görevleri olan altyapı, kanalizasyon ve atık su arıtmayla birlikte içme suyu sorununu da bir önce çözüme kavuşturmak zorundalar. Siz atık su arıtma sorununu çözseniz bile katı atık sorununu çözmediğiniz müddetçe deniz kirliliğinin önüne geçemezsiniz. Çünkü bunlar birbiriyle bağlantılı konular ve bir kent için hayati önem taşıyor. Bunlar yapılmadığı sürece o kentte ya da o bölgede sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yaşamdan, temiz bir çevreden de bahsedilmesi mümkün değil. Sorunu kaynağında ve kalıcı olarak çözmek şart" dedi.
 

İHA
Yayın Tarihi : 6 Ağustos 2009 Perşembe 12:20:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?