Mersin'de bir grup avukat, Poyrazköy kazılarının ardından Emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş'ın ofisinde bulunduğu ileri sürülen 'Kafes Eylem Planı'na tepki gösterdi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne çağrıda bulunarak, suça bulaşmış olan ordu mensuplarının bağımsız yargıya teslim edilmesini istedi.

Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Basın Merkezi'nde bir araya gelen avukatlar, burada ortak bir açıklama yaparak, 'Kafes Eylem Planı' ile ilgili endişelerini dile getirdi. Burada konuşan Avukat Mehmet Sinan Cebe, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğü anlayışının tartışmasız kabul edildiği, katılımcı ve çoğulcu demokrasi anlayışının benimsendiği bir ortamda hala hukuk dışı kimi cuntacıların toplum mühendisliğine soyunmalarının, yine topluma yapılabilecek en büyük saygısızlık olduğunu söyledi. Cebe,

"Bu cuntacı anlayışın halka ve topluma saygısı sözdedir. Bunlar, toplumu hiçe sayan bencillerdir. Bu sözde vatanperverlerin düşündükleri tek şey; mevki ve ayrıcalıklarını korumaktır. Siyaset ve yönetim anlayışlarıysa zorbalıktır. Yüzyıllardır birlikte ve kardeş yaşadığımız gayrimüslim vatandaşlarımızın yaşadığı mahallelerde, vapur seferleri düzenlenen iskelelerde bombalı eylemler yapılması, azınlık haklarını savunan kişilere suikast düzenlenmesi, tanınmış gayrimüslim işadamı ve sanatçıların kaçırılması,

gayrimüslim nüfusun yoğun olduğu bölgelerde sık aralıklarla araç, ev ve işyerlerinin kundaklanmasının planlanmış olması; toplumun ne kadar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu açıkça ortaya koymaktadır" dedi.

"PLANI TSK'YA MALETMEK ORDUYA YAPILAN EN BÜYÜK HAKARETTİR"

Eylem planına göre kamuoyunu yönlendirmek amacıyla kanaat önderleri, sanatçı, akademisyen, gazeteci ve yazarlardan istifade edilmesinin amaçlandığına dikkat çeken Cebe, bunun yanında örgüt üyelerinin personel, ulaşım, iaşe, teknik ve taktik ihtiyaçlarının görevli bulundukları bölge komutanlıklarınca temin edilecek olmasının yanında operasyon kapsamında ihtiyaç duyulacağı belirtilen silah, mühimmat ve malzeme listesinin belirlenmiş olmasıyla birlikte operasyon süresince gizli haberleşme ve bu buluşma

usullerinin belirlenmiş olmasının; Türkiye'nin hiyerarşik, örgütlü bir yapıyla karşı karşıya olduğunu açıkça ortaya koyduğunu kaydetti.

Eylem planını hazırlayanların, kötü emellerini toplumun en çok güvendiği kurum olan TSK'ya mal etmeye çalışmasının işin en acı tarafı olduğunu belirten Cebe, bu anlayışın da TSK'ya yapılabilecek en büyük hakaret olduğunu savundu. Cebe, "Ancak bu haksızlığı bertaraf etmekte en önemli görev yine TSK'nın kendisine düşmektedir. Bu nedenle TSK, suça bulaşmış insanları bir an önce tespit edip, bağımsız yargıya teslim etmelidir. Çünkü suçu ve suçluyu ihbar, aynı zamanda yasal bir yükümlülüktür. Devlete karşı

bireyi ve bireye karşı bireyin haklarını korumayı meslek olarak seçmiş olan bizler, egemenliğin sahibi olan millete rağmen, toplum mühendisliğine soyunan cuntacı anlayışa karşı sessiz kalamazdık" dedi.

Yapılan ortak açıklamanın ardından avukatlar Mersin Adliye Binası'na geçerek, burada 'Kafes Eylem Planı'nın faillerinin bir an önce yakalanıp, yargı önüne çıkartılması amacıyla Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.