4
Mayıs
2024
Cumartesi
MERSİN

BDP'li Kaplan Mersin'de

BDP ŞIRNAK MİLLETVEKİLİ HASİP KAPLAN MERSİN'DE

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Anayasa Değişiklik Paketi'nin oylanacağı referandumda sandığa gitmeyerek 'boykot' edeceklerini yineledi. Bu referandumun şu an Cumhurbaşkanlığı seçim provasına dönüştüğünü anlatan Kaplan, "Çok açık söylüyorum; siyaset satrancında Başbakan Erdoğan'ın hayatında yaptığı en büyük hata budur. İnsan bu kadar acemi, bu kadar aceleci, bu kadar erken davranmaz ve böyle bir hatanın içine düşmezdi" dedi.

Kaplan, referandum çalışmaları kapsamında geldiği Mersin'de, bazı sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldikten sonra parti binasında basın toplantısı düzenledi. Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk ve bazı parti yöneticilerinin de katıldığı toplantıda, referandum sürecini değerlendiren Kaplan, astarı yüzünden pahalıya mal olan bir referanduma gidildiğini söyledi. Daha şimdiden milyarlarca lira harcandığını, afişler bastırıldığını, propaganda çalışmaları yapıldığını ve emek sarf edildiğini ifade

eden Kaplan, ancak ortada tartışılanın bir partinin kendi oy çokluğuna dayandırarak Meclis'ten geçirdiği kısmi bir değişiklik olduğunu anlattı.

Tartışma konusunun anayasayı aşmış durumda olduğunu ileri süren Kaplan, şunları söyledi: "Biz, referandumda kısmı anayasa paketini ileri sürenlerin, 12 Eylül darbe anayasasına serum vererek 10-20 yıl daha ömrünü uzattığını iddia ediyoruz. 'Hayır' diyenlerin de yeni bir şey söylemediğini ifade ediyoruz. Çünkü 'Hayır' diyenler, bu görüşmeler sırasında külliyen 'retçi' bir statükocu taraf olarak ortaya çıktı. Biz BDP olarak bu süreçte Anayasa Paketi için öneri sunan, onun dışında da anayasa değişiklikleri

dışında bazı değişiklikleri öneren tek parti durumundayız."

BDP olarak bu referandumu 'boykot' edeceklerini tekrarlayan Kaplan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Odağında insan olmayan, demokrasi olmayan, eşitlik olmayan, hala tekçi, ırkçı, asimilasyoncu, şövenist bir yapıyı büründüren bir anayasa, bugüne kadar daha önce 16 paket olarak değiştirildi. Bu anayasanın tamamını değiştirmediğiniz, giriş bölümünden başlayarak tekçi, ırkçı, dışlayıcı, ayrımcı anlayışı mahkum etmediğiniz zaman, sonuna gelip şapkaya takılırsınız. Sonunda da şapka kanunları, devrim kanunları

var."

Böyle bir anayasanın insan odaklı olmadığını anlatan Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan odaklı olmayan, eşit yurttaşı kapsamayan, adil olmayan, özgür olmayan, sivil olmayan, demokratik olmayan bir anayasaya bizim halkımızın sandığa gidip, oy kullanması mümkün değil. Bu sahte gündemle hesaplaşma yerine çok daha gerçekçi gündemler var. Biz yeni bir anayasa, yeni ve sivil demokratik bir anayasa talebi ile 'boykot' diyeceğiz. Şimdi bu ne demek denilecek? Seçimlere katılma oranının yüzde 70-75'leri

geçmeyeceğini düşünüyoruz. Bizim boykotumuzla birlikte yüzde 60'ların altında kalacak. Yüzde 70 oy kullanıldığını düşünsek bile, ikiye bölerseniz yüzde 36'yı geçmesi lazım. Seçmenin üçte biri neyi ifade edecek. Havanda boşu boşuna su dövmenin gereği yok. Onu anlatmaya çalışıyoruz. Bu kadar vatandaşı uğraştırmaya, zamanını çalmaya gerek yok. Bununla uğraşacağımız zamanı, çatışma sürecini sonlandırmaya ayırmalıyız. Siyaset kurumunun birinci gündemi bu çatışmalar nasıl biter, silahlar nasıl susar, anaların

göz yaşı nasıl diner olmalı. Bugün Türkiye'nin gündemi referandum olmamalıydı. Çünkü 13 Eylül sabahı 'Evet' ile de 'Hayır' ile de Türkiye'de değişen bir şey olmayacak."

Bu referandumun şu an Cumhurbaşkanı seçim provasına dönüştüğünü öne süren Hasip Kaplan, şunları söyledi: "Çok açık söylüyorum; siyaset satrancında Başbakan Erdoğan'ın hayatında yaptığı en büyük hata budur. İnsan bu kadar acemi, bu kadar aceleci, bu kadar erken davranmaz ve böyle bir hatanın içine düşmezdi. Şu an 'Evet, hayır' saflaşmasını önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanı seçimlerinde, 2012'de farklı bir şekilde karşınızda gördüğünüzde hiç şaşırmayın. Burada da çok açık ifade ediyoruz BDP, sadece

referandumun değil, önümüzdeki dönem Cumhurbaşkanlığı seçiminin de kilit partisi olduğunu ispat edecektir bu boykot tavrı ile. Bu siyasette önümüzdeki dönemde eğer Kürt sorununda barışı yakalayan hangi parti olursa, BDP ile diyaloga ve uzlaşıya geçen hangi parti olursa, bu parti ve bizimle cephesi iktidarın adayıdır."

Kaplan, bir gazetecinin, 'boykotun' dolaylı olarak AK Parti'ye destek anlamına gelip gelmediği yönündeki bir soruya ise şu karşılığı verdi: "Bizim boykotumuz ne 'Hayır'cılara ne de 'Evet'çilere yarıyor. Bizim boykotumuz gerçeğe dönenlere yarıyor. Doğu ve Güneydoğu'da MHP yok, CHP yok, oradaki boykot etkili olup boş sandıklar geldiğinde, kimin yüzünde patlayacak. Bu çok açık. Bizim üzerimizden vuruşmayın diyoruz. Başbakan bizi ruh üçüzleri ilan ediyordu, kendi ruh üçüzlerini buldu. Bizi statükocularla,

ergenekon statükocu cephe ile aynı safta gösteriyordu, şimdi kimin nerede olduğu netleşiyor. Darbenin üzerinden 30 sene geçti. Darbecilerle kim oturup kalkıyor. Herkesin kendisini sorgulaması gerekiyor. Biz olaya böyle bakıyoruz."

İHA
Yayın Tarihi : 24 Temmuz 2010 Cumartesi 14:30:00
Güncelleme :24 Temmuz 2010 Cumartesi 16:31:58


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?