2
Mayıs
2024
Perşembe
MERSİN

Bilim insan ömrünü 30 yıl uzattı

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ertan Mert, bilim ve teknolojideki gelişmelerin insanoğlunun ömrünü 30 yıl daha uzattığını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Ertan Mert, 'Üniversite Yaşamına Giriş Dersi' etkinlikleri kapsamında Çiftlikköy Merkez Kampüsü Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi'nde 'Temel Sağlık Bilgisi' konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Sağlığı insanın biyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan bir denge ve iyilik hali olarak tanımlayan Mert, sağlıklı olmak için sadece biyolojik iyilik halinin yetmeyeceğini, bağışıklık sistemini güçlü tutmak için psikolojik ve sosyal açıdan da sağlıklı olunması gerektiğini vurguladı. Sadece biyolojik faktörlerin değil, psikolojik ve sosyal faktörlerin de göz önüne alınması durumunda hastalıkların tamamen anlaşılabileceğini savunan Mert, insan sağlığını değerlendirirken biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörler ile bulunduğu evrenin de değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Genetik, yaş, cinsiyet ve ırkın insan sağlığını etkilediğini ancak bunlara müdahale edilemediğini dile getiren Mert, sağlığı psikososyal stres faktörleri, yanlış beslenme, fiziksel aktivite, obezite, sigara, alkol ve uyuşturucu madde, riskli davranışlar ve yetersiz sağlık kontrolünün etkilediğini kaydetti.

İnsan ömrünün beklenen yaşam süresinin 1950'li yıllarda 45-50 yıl olduğunu hatırlatan Mert, bilim ve teknolojinin gelişmesi ve tıptaki ilerlemeyle birlikte insan ömrünün 80 yıla kadar çıktığını ifade etti.

Yaşam kalitesinin önemine dikkat çeken Mert, "Herkes uzun yaşamak ister, ancak kimse yaşlanmak istemez. Fizik ve beyin gücümüzün yerinde olduğu bir yaşlılık istiyoruz. İnsanın ileriki yaşlarında sağlıklı olabilmesi için olumlu yaşam tarzı değişikliklerini çocukluk çağından itibaren uygulaması gerekiyor" dedi.

Stresin bağışıklık sistemini bozduğunu ve hastalıklara karşı direnci azaltarak kanser ve kronik hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırdığının altını çizen Mert, stres yönetiminin önemine dikkat çekti. Her bireyin kişiliği ve olaylara bakışı ile stres yönetiminin yakından ilişkili olduğunu ifade eden Mert, günümüzde modern yaşamın hızına bağlı olarak insanlarda aşırı yağlı, soslu, tuzlu ve yüksek enerjili fast-food tarzı beslenme alışkanlığının arttığını söyledi. Ertan Mert, olumsuz beslenme alışkanlıklarının kanser ve kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa neden olduğunu ifade ederek, "Sağlıklı beslenme, obezite, hipertansiyon, şeker ve kolestrol gelişimini geciktirir veya azaltabilir. Haftada beş gün, günde en az yarım saat yapılan ılımlı spor aktiviteleri de bu hastalıkların azaltılmasına yardımcı olur. Sigara içimi, değiştirilebilir risk faktörüdür. Kalp krizi dahil dünyadaki tüm önlenebilir ölümlerin yarısından sigara sorumludur. Sigarayı bırakma, ölüm riskini yüzde 60'lara varan oranda azaltır. Eğitimsizlik, bilgisizlik, heyecan, merak ve yenilmezlik duygusu ile 'bana bir şey olmaz' düşüncesinin yol açtığı riskli davranışlar, cinsel hastalıklara, kazalara, yaralanmalara ve birçok akut ve kronik hastalığa yol açar" diye konuştu.

İHA
Yayın Tarihi : 16 Aralık 2008 Salı 14:25:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?