2
Mayıs
2024
Perşembe
MERSİN

Çevre kirliliği kansere yol açıyor

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülçin Yapıcı, çevrede sağlığa zararlı kanser yapan birçok etkenin olduğunu söyledi.

Gülçin, yaptığı açıklamada, 20. yüzyılın en önemli sorunlarından birisi olarak kırsal kesimlerde yaşayanların kentlere göç etmesini gösterdi. 1965-75 yılları arasında Türkiye'nin nüfusu yüzde 25 oranında artarken şehirleşme hızı bunun iki katı oranında artarak yüzde 51'e ulaştığını kaydeden Yapıcı, "Ülke nüfusu yılda yüzde 2.5 hızında artıp , her 28 yılda iki katını çıkmaktadır. Şehirlerin nüfusu yılda yüzde 5 hızında artıyor ve 2 katına çıkma süresi 14 yıldır. Bir belediye, 14 yılda nüfusu 2 katına
çıkan bir şehrin ulaşımını, suyunu, çöpünü, kanalizasyonunu, yakıtını nasıl planlayıp yetiştirebilsin? 14 yılda şehrin yarı nüfusuna yetecek kadar konut, okul, sağlık merkezi, parkı nasıl ortaya çıkaracaksınız? Şehirlere göçün fazla olmasından dolayı şehircilik hizmetleri aksıyor. Trafik tıkanıyor, çöpler zamanında toplanmıyor, sokaklar iyi temizlenmiyor, devamlı yeni mahalleler eklendiğinden içme suyu ve atık su yolları, elektrik şebekesi ya tamirde ya da kopuk ve patlak oluyor" dedi.

Hızlı kentleşmenin getirdiği çevre ve sağlık sorunlarına değinen Yapıcı, gecekondulaşmanın büyük kentlerde önemli bir sorun haline geldiğini belirtti. Kırsal alanlardan devamlı akıp gelen insanların, şehirlerin etrafında, hiçbir hizmetin gitmediği yerleşim yeri olan bölgelerde gecekondu mahalleleri oluşturduklarına dikkat çeken Yapıcı, "Büyükşehirlerdeki gecekondulaşma oranı bir hayli arttı. İstanbul ve İzmir nüfusunun yüzde 50'si, Ankara'nın yüzde 71'i gecekondularda yaşıyor. Nüfus yoğunluğunun barındığı yerlerde içme suyunun sağlanması, kanalizasyon gibi temel sağlık hizmetlerinin yetiştirilememesi gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Gecekondulaşma, sağlıksız konut sorununu da beraberinde getirmektedir. Ev temizliği ve kişisel hijyen olanakları yetersiz olmaktadır. Banyo ve temizlik olanakları kısıtlıdır. Sağlıklı tuvalet kullanımı da mümkün olmamaktadır. Çöp birikintileri ve diğer nedenlerle sinek sorunu ortaya çıkmaktadır. 14 yılda nüfusu iki katına çıkan şehirde insan nüfusundan da fazla artan araç sayısı buna eklenmiştir. Kalabalıklaşan kentlerde trafik sorunu, kent içi gürültü, hava kirliliği gibi sorunlar ortaya çıkmıştır. Bunlara ek olarak ta sakıncalı bölgelerde yüksek yapılaşmaya izin verilmesi hava kirliği ve su kirliliğini ortaya çıkarmıştır" diye konuştu.

Beslenme ve sağlığa ayrılan kaynakların azaldığını, aile ekonomisine katkıda bulunmak için çocukların küçük yaşta çalışmaya başladığını, çocuklarda hem eğitim hem de sağlık sorunları baş gösterdiğini ifade eden Yapıcı, çevre sağlığı konusundaki sorunlar bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu;

"Çevrede sağlığa zararlı, kanser yapan bir çok etken var. İnsanlar hava kirliliğinden ölmez. Ama karaciğer kanseri, mide kanseri, kalp hastalıklarından ölme riski artar. Kronik bronşit, astım amfizem ya da diğer solunum yolu hastalıklarına yakalanma riski de çok yüksektir. Ancak teşhis edilen hastalık, hemen hemen hiçbir durumda çevre kirliğine bağlanamaz. Çevre sağlığı uzmanları, ölüm ve hastalık nedenini tek bir çevre etkenine bağlayamayacaklarını ve tüm çevre hastalıklarının piyango çıkması gibi bir istatistik risk oldukların bildiklerinden risk analizi yöntemi kullanırlar."

.
Yayın Tarihi : 9 Haziran 2008 Pazartesi 15:24:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?