Denizanaları tatilcileri kaçırdı

Mersin'in Silifke ilçesine bağlı Taşucu sahillerinde denizanalarının artması üzerine tatilciler tatillerini yarıda kesip evlerine dönüyorlar.

Vücut şekilleri çoğunlukla yayvan ya da kubbeli bir şemsiye şeklinde olan küçük balıkların yanı sıra sahillerdeki kanalizasyon atıklarıyla beslendikleri için kıyıya yakın yerlerde görünen denizanaları, Taşucu sahillerinde denize girenlere korkulu anlar yaşatıyor. Özellikle küçük çocuklar, deride tahriş, kızarıklık, kaşıntı, şişme ve ağrıya neden olan denizanalarını gördüklerince kıyaya kaçarken, vatandaşlar denizanalarını sopalarla kıyaya sürükleyerek etkisiz hale getiriyor. Vücutlarında denizanasından dolayı yanıklar oluşan vatandaşlar, devlet hastanesi ve çevre sağlık ocaklarına akın ediyor. Son iki ay içerisinde Silifke Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne denizanası yanığı şikayetiyle bin 500'e yakın kişinin müracaat ettiği öğrenildi. Çoğunlukla Eylül aylarında görülen denizanalarının bu yıl hava sıcaklıklarındaki ani düşüş ve yükselişin etkisiyle erken göründükleri tahmin ediliyor.

Denizanaları yüzünden tatillerini yarıda kestiklerini belirten Mehmet Ok, "Her yıl Hollanda'dan Taşucu beldesine tatile geliriz. Bu yıl tatilimizi erkenden bitirmek zorunda kaldık. Çünkü Taşucu sahilinde bu yıl inanılmaz sayıda denizanaları var. Çocuklarımızla birlikte denize giremiyoruz. Bunun için tatilimizi yarıda kesip Hollanda'ya dönüyoruz" dedi.

Denizanası korkusu nedeniyle sahilde yalnızca güneşlendiğini ifade eden tatilci Neriman Haksan ise, "Son iki ayda denizanası nedeniyle birçok kişi hastanelere ve sağlık ocaklarına müracaat etti. Yıllardır geldiğimiz Taşucu sahilinde korkumuzdan denize giremiyoruz. Geçen yıl bu zamanlarda bu plajda yüzlerce insan denize girerdi, ancak şimdi bakarsanız kimseler yok. Biz de tatilimizi yarıda kesip memleketimize döneceğiz" diye konuştu.

Silifke Sağlık Grup Başkanı Dr. Deniz Kayam, denizanasının hem salgısının hem de kendisinin denizde insanın vücuduna yapıştığını belirterek, "Denizanasının yapıştığı yer yanık gibi su toplar. Denizanasının vücuda yapışık olduğu durumlarda söz konusu yerin hemen soğuk suya temas ettirilmesi gerekir. Aksi takdirde cildin derisi de denizanası ile birlikte kalkar. Özellikle küçük çocukların kıyılara vurmuş denizanalarına elle temas etmemelerini tavsiye ediyorum. Temas etmişlerse ellerini vücutlarına ve gözlerine sürmemeleri gerekiyor" dedi.

Denizanalarında bulunan yakıcı kapsül hücrelerinin deriyle teması sonucunda patlayarak zehrini deriye zerk etmesiyle yanma ve kaşıntı başlattığını anlatan Kayam, "Kaşıntı daha sonra yerini acıya ve kızarıklığa bırakır. Su toplama ve kanama da görülebilir" diye konuştu.

Denizanası ile suda herhangi bir şekilde temas edilirse sudan çıktıktan sonra kesinlikle kaşımamak gerektiğini bildiren Dr. Deniz Kayam, şunları söyledi:
"Patlamamış yakıcı kapsüller varsa deriden bir havlu ile temizlemek suretiyle uzaklaştırılır. Yanan yerin tatlı suyla yıkanması ilk tedbir olarak yanlış bir uygulama olup, böyle bir uygulama deniz suyu yoğunluğuna sahip patlamamış kapsüllerin yoğunluk farkından dolayı patlamasına neden olacaktır. Ciddi yaralanmalarda doktora başvurmak gerekir."

Dr. Kayam, plajlarda geniş gözlü ağlarla koruma bantları oluşturularak ve bu bantlara takılan denizanalarının toplanarak uzaklaştırılabileceğini söyledi. Pek çok denizanasının ya kıyıya vurmuş halde ya da dalgada bulunduğunu anlatan Kayam, plajlarda bunların gözlenerek toplanması ve uzaklaştırılması gerektiğini sözlerine ekledi.