Türkiye Görme Engelliler Derneği Mersin Şube Başkanı Fikret Özkaya, görme engellilerle ilgili olarak 'Borçlar Kanunu'nda yapılan düzenlemeleri sert bir dille eleştirerek, yapılan değişikliklerin görme engellilerin ayağına vurulan bir pranga olduğunu söyledi.

Özkaya, dernek üyeleriyle birlikte Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Basın Merkezi'nde yapmış olduğu ortak açıklamasında; 'Borçlar Kanunu'nda yapılan değişikliklerle birlikte görme engellilerin imzalarının geçerliliğine son verilerek, görme engellilerin bilinmeyen kimselerin vesayeti altına konulduğunu iddia etti. Söz konusu düzenlemenin başlangıçta görme engellilerin korunmasını amaçlıyor gibi değerlendirilebileceğine dikkat çeken Özkaya, ancak gerçeğin hiçte görüldüğü gibi olmadığını, yapılan düzenlemelerin de kendi ifadesiyse; görme engellilerin ayağına vurulan pranga olduğunu savundu.

Özkaya, “Usulüne uygun onay demek; görme engellilerin imza attıkları her belgenin notere tasdik ettirilmesi anlamına gelir ki, günümüzün uygulamalarında yerli/yersiz ve önemli/önemsiz bir hayli imzaya ihtiyaç duyulmaktadır. Noterlerin bu onayı vermek için talepleriyse hem imza tetkikinin yapılması, hem de belgenin içeriğine vakıf olduğunun tespiti noktasında ortaya çıkmaktadır ki, bunun için yine geleneksel uygulama 2 şahitle işlem yapmaktadır. Bu şahitler, noter tarafından sağlanmadığı gibi şahitlerin görme engelli ile akrabalıklarının veya iş ilişkilerinin bulunmaması gerekmektedir. Yapılacak noter masrafları da cabasıdır” dedi.

Bu durumun, görme engellilerin girişimciliklerini engellediğini ileri süren Özkaya, aynı zamanda da görme engellilerin taraf olduğu sıradan işlemlerin dahi, maliyeti zaman zaman daha pahalıya gelmesine neden olduğunu kaydetti. Özkaya, görme engellilerin her sıradan işlem için şahit bulundurmak mecburiyetine itilerek, sıradan insanlarca bile istismar edilmelerine imkan sağlandığını vurguladı.

Fikret Özkaya, yapılan düzenmeler kapsamında görme engellinin imza attığı sırada imzaldığı metnin içeriğini bildiğini ispat etme yükünün, onunla iş yapacak tarafa düştüğünü anlatarak, tam da bu noktkada ispat yükünün nasıl yerine getirileceğinin belirsizliğini koruduğunu, bu yükün altına da hiç kimsenin girmek istemeyeceğini ve dolayısıyla da görme engellilerle alacak-borç ilişkisine dayanan işlere ve bu bağlamda doağacak hizmetlere talip olmayacağını söyledi.

Özkaya, “20 yıldan fazala süren bir mücadelinin sonucunda elde edilmiş olan imza atma hakkının ortadan kaldırılmasının, görme engellileri kaç yıl daha mağdur edeceği tahmin dahi edilemezken, yapılan bu düzenlemeyle gerçek bir insan hakları ihlaline neden olduğunu hatırlatırız. Unutmayın; imza aynı zamanda da onur, haysiyet, kimlik, özgürlük ve var olmaktır” diye konuştu.

İHA

Yayın Tarihi : 28 Ekim 2009 Çarşamba 17:05:04

Güncelleme :29 Ekim 2009 Perşembe 09:18:05