Saday, yaptığı açıklamada, baş döndürücü hızla gelişen sanayi ve teknolojinin bir çok çevresel problemi de beraberinde getirdiğine işaret ederek, nüfusun da hızla artması ve buna bağlı olarak bitmez, tükenmez gibi görünen doğal kaynakların hızla yok olması üzerine çevre konusunun dünyanın gündemine oturduğuna dikkat çekti.

Çevre probleminin 'Bana ne diyemeyeceğiz' küresel bir problem olduğunu belirten Saday, bunun en güzel örneğini de Çernobil faciasının oluşturduğunu ifade etti. Çevre kirliliğinin sınır tanımaz oluşu nedeniyle küresellik arz ettiğini ve küresel bir sorun olduğunu kaydeden Saday, "Dünyadaki çevre kirliliğine baktığımızda yüzde 50'sinin son 40 yılda oluştuğunu düşündüğümüzde, dünyadaki çevre probleminin ciddiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Ülkemizde son yıllarda hızla artan çevre sorunlarına karşı çok iyi şeyler yapılıyor. Ülkemizde hakikaten son yıllarda müthiş bir çevre problemi yaşanıyor ki, çevre problemi, üzerinde düşünülmesi gereken hayati bir problemdir. Çevre kirliliği sonucu olarak hava kirliliği hızla artmakta, yeraltı ve yerüstü sularımız kirlenmekte, ormanlarımız tahrip edilmekte, doğal kaynaklarımız heba olmakta, bilinçsiz tarım uygulanmakta, sonuçta erozyon ve benzeri sebeple toprağımız çoraklaşmakta ve hızla doğal kaynaklarımız tükenmektedir. Ağaç yok ise toprak da yok, toprak yok ise su da yok, su yok ise hayat da yoktur" dedi.

Çevre probleminin kişi ile başlayıp kişi ile bittiğini, çevreyi kirletenin de temizleyecek olanın da birey olduğunu vurgulayan Saday, "Tabi bu da köklü bir eğitime dayanır. Toplumun bütün katmanlarının bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu da ana okulundan başlıyor, ilköğretim safhalarından geçiyor. Burada öğretmenlerimize büyük görev düşüyor. Geçen yıl 45 okulumuza eğitim verdik, bu yıl da 60 okulumuza bu konuda eğitim veriyoruz. Çevre konusuyla ilgili 17 bin broşür bastırdık ve dağıttık. Vatandaşlarımızı bilinçlendiriyoruz, toplantılar yapıyoruz. Kaldı ki, Anayasamızın 56. maddesi gereği herkes temiz, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevrenin korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesi devletin ve vatandaşın ödevidir. Dolayısıyla Anayasamız hem vatandaşa hem de devlete ödevler vermiştir. Devlet ve vatandaş ödevini yapıyor mu? Esas sıkıntı burada" diye konuştu.

Mersin'de, özellikle akşam ve sabah saatlerinde yaşanan hava kirliliği konusunda da açıklamalarda bulunan Hasan Saday, Mersin'deki hava kirliliğinin şu an itibariyle insan sağlığını tehdit edici boyutta olmadığını söyledi. Bu konuyla ilgili olarak 2007 yılının Mayıs ayında Toros Devlet Hastanesi bahçesine Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonu kurulduğunu ifade eden Saday, bu istasyonun, solunan havanın kalitesini öğrenme bakımından önemli bir cihaz olduğunu kaydetti. Bu cihazın, Mersin'in topografik yapısını en iyi temsil ettiği için Toros Devlet Hastanesi bahçesine kurulduğunu belirten Saday, istasyonun rüzgar hızını, nem oranını, kükürdioksit ve partikül madde miktarını ölçtüğünü söyledi.

Hava kirliliğinde insan sağlığını tehdit edici unsurun kükürdioksit olduğuna dikkat çeken Saday, kükürdioksit ve partikül madde oranını, Mersin'de yaşayan herkesin Mersin Valiliği ile İl Çevre ve Orman Müdürlüğü'nün web sayfasına girerek öğrenebileceklerini belirtti.

Kirletici maddelerin değerinin istasyonda günlük, saatlik ve haftalık olarak görülebileceğini ifade eden Saday, şöyle devam etti:

"Kükürdioksit oranı 24 saatlik ortalamada 400 miligram metreküpün altında olması gerekir. Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, Mersin'de Türkiye ortalamasının çok çok altındayız. Partükül madde ise 24 saatlik ortalamada metrekarede 300 miligram olması gerekiyor. Partikül madde konusunda Mersin'de yaşanan durum, sıcaklık terslemesi hadisesidir. Çünkü atmosfere doğru yükseldikçe her 100 metrede hava 0.5 veya 1 santigrat derece azalması gerekirken, sıcak terslemesi hadisesi ile artış gösteriyor. Bunun sonucu oluşan sis ve duman dağılmıyor. Onun için sis oluşuyor ve görüş açısı daralıyor. Şu anda Mersin'deki asıl unsur bu."

Mersin'in 2. derece kirli iller arasında bulunduğunu belirten Saday, Mersin Valiliği'nin Çevre Kurulu Kararı ile Mersin'de yanacak kömürün kalori ve kükürdioksit değerlerini belirlediğini ve ilgili yerlere bildirdiğini ifade ederek, "Bu çerçevede Başbakanlığa yazı yazıldı ve Mersin SYDV'nin dağıtacağı kömürün niteliği belirtildi. Belirtilen niteliklerin dışında kömür istemediğimiz bildirildi. Biz bu kömürlerden numune aldık, eğer Çevre Kurulu kararlarına uymuyorsa ceza uygulanacak. Ayrıca ilimizde faaliyet gösteren bütün şoförler ve otomobilciler odası ile belediyelere ve kömür satıcılarına Valilik tarafından yazı yazıldı. Hava kirliliği konusunda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiği bildirdi. Eksoz emisyon ölçümünün yaptırılması ve açıkta kömür satışına izin verilmemesi istendi" diye konuştu.

Mersin Valiliği ve İl Çevre ve Orman Müdürlüğü olarak bu konuda gereken tüm tedbirlerin alındığını, kömür konusunda kirletici unsur tespit edilen hane ve satış merkezlerine cezai işlem uygulandığını vurgulayan Saday, Mersin'de hava sirkülasyonunu sağlayacak, önü kapalı olmayan dikine bir bulvarın olmayışına da dikkat çekti.

Vatandaşlardan da hava kirliliğinin önüne geçmek için sobalarında yaktıklarına dikkat etmelerini isteyen Saday, "Bu iş bireyde başlar bireyde biter. Daha yaşanabilir, daha iyi, daha temiz Mersin için kamu kuruluşlarının aldığı kararları uygulasınlar. Açıkta satılan kömürler alınmasın, satılıyorsa bizlere bildirilsin. Çevre sorunları hakkında kesinlikle fikir birliği, gönül birliği, güç birliği yaparsak, daha temiz bir çevreye sahip olabiliriz" dedi.

İHA

Yayın Tarihi : 25 Aralık 2008 Perşembe 16:13:36