Mersin İl Tarım Müdürü Hasan Hüseyin Oluğ, küresel iklim değişikliklerin her yerde herkesi vurduğunu, ancak bu durumdan en çok yoksulların etkilendiğini söyledi.

Bu noktada gereken tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini vurgulayan Oluğ, çözüm yolu aranırken de gıdanın enerji olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğini kaydetti.

Küresel iklim değişikliklerinin; kimi bölgelerde kuraklık, kimi bölgelerde ise aşırı yağışların yol açacağı sellerle kendini göstereceğini belirten Hasan Hüseyin Oluğ, sözkonusu etkinin de en çok yoksullar üzerinde etkili olacağının altını çizdi.

Yaşanılan olumsuzluğun da bugün dünya üzerinde 900 milyon insanın hayatını daha da kötüleştireceğini belirten Oluğ, söz konusu etkinin de sadece yoksul kesimlerle sınırlı kalmayacağını, birçok bölgede özellikle gıda fiyatlarındaki aşırı artışa bağlı olarak, tüm dünya üzerinde etkisi göstereceğini vurguladı.

Oluğ, küresel iklim değişikliğinin yanında biyoyakıt üretiminin de global düşünceden uzak, sadece kar amacı güdülerek yapılması durumunda da, gıda güvencesi açısından özellikle de yoksul kesim için daha büyük risk oluşturacağını savundu.

Küresel iklim değişikliğinin toprağın yapısını ve buna bağlı olarak da yetiştirilecek ürünün ya da hayvanın çeşidini etkilediğini ifade eden Hasan Hüseyin Oluğ, ortam sağlığı üzerindeki etkileri nedeniyle de hastalık ve zararlıları, verimi ve dolayısıyla da özellikle bölgesel çapta tüm ekosistem üzerinde etki göstereceğini ileri sürdü.

Oluğ, söz konusu etkilerin de hem gıda güvencesini, hem de gıdaya ulaşım ve kullanımı açısından sıkıntı yaratacağının dile getirerek, "Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak artan sıcaklıklarla birlikte; buzulların erimesiyle yükselen deniz suyu seviyesi özellikle kıyı kesimlerinde ve nehirlerle delta kenarlarında yaşayan insanlar için ayrı bir problem olacak. Bu durum karşısında yaşanacak olan göçler, yerleşik topluluklarla göçmenler arasında problemlere neden olacağından şimdiden tedbir alınmalıdır. Yağış rejimlerinde öngörülen değişimlere kesin gözüyle bakılırken, özellikle sel etkisine maruz kalacak bölgelerle kuraklık yaşanacak olan bölgeler tedbir alınması gereken diğer bölgeleri oluşturmaktadır" dedi.

Bununla birlikte benzer etkilerin denizlerde ve buna bağlı olarak su ürünlerinde yaşanacağına işaret eden Hasan Hüseyin Oluğ, fakat burada bazı bölgelerde balık stoklarında bolluk olacağını, ancak düzenlerinde değişimler görüleceğini söyledi.

Oluğ, dolayısıyla küresel iklim değişikliğinin neden olacağı farklılığın olumlu yöne kanalize edilmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve yaşanılanların da fırsata çevrilmesi gerektiğini kaydetti. Oluğ, biyoenerji üretimi için tarımsal alanların yanlış kullanımının beraberinde ormanların yok olmasına neden olacağını, tahıllar gibi temel gıda maddesinin ekim alanlarının da biyoenerji hammaddesi üretimi için tahsis edilmesiyle birlikte azalacağını, bunun da gıda arzı şeklinde mevcut durumu da kötüleştireceğinin altını çizdi.

Hasan Hüseyin Oluğ, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Ayrıca 2007-2008'de gıda fiyatları başka etmenlerle de artış göstermiştir. Fiyatlar; artan nüfusa bağlı olarak tahıl talebinin ve et tüketiminin fazlalaşmasından, gıda stoklarının azlığından, yüksek petrol fiyatlarından, gıda maddeleriyle ilgili artan spekülasyonlardan dolayı olması gerekenden daha fazla bir artış göstermiştir. Sonuç olarak gıda fiyatları hızla tırmanıyor. Bu durumdan her yerde herkes etkileniyor. Ancak en kötü durumda olanlar şüphesiz ki en yoksullar. Değişen hava durumu ve biyoyakıtlara olan talebin artması sorunun bir bölümünü oluşturuyor. Çözüm ararken şunu unutmayalım: Gıda enerjidir."

iha

Yayın Tarihi : 19 Ekim 2008 Pazar 12:31:28