Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye'nin sorunları ve bu sorunların çözümünün belli olduğunu ifade ederek sanal sorunların bu çözüme engel olmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. Aşut, güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasinin sorunları çözeceğini ancak bunun da kavga edilerek değil, uzlaşılarak, karşısındakinin düşünce ve eleştirilerine kulak verilerek yapılabileceğini söyledi.

Bugünün ekonomik görüntüsünün anlaşılabilmesi için son yaşanan ekonomik krizlere bakılmasının bir zorunluluk olduğunu kaydeden Aşut, 1994, 2001 ve 2009 krizlerinin bazı farklılıkları olduğunu ifade ederek, bu noktada 1994 ve 2001'de kur, faiz ve enflasyon artarken, 2009 krizindeyse her üç göstergenin de düştüğünü ancak işsizlik rakamlarının diğer krizlere göre daha fazla artış gösterdiğini hatırlattı. Büyümenin azalmasının da bir başka olumsuz gelişme olduğuna dikkat çeken Aşut, küçülen bir ekonomiyle gelişimin sağlanması ve işsizliğe çözüm bulunmasınınsa mümkün olmadığını savundu.

Mevcut gelir düzeyine bakıldığında; Amerika'da kişi başına düşen milli gelir 40 bin dolarken, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 30 bin dolar olduğuna dikkat çeken Şerafettin Aşut, söz konusu rakamınsa Türkiye'de 8 bin 500 dolar olarak kayıtlara geçtiğini anlattı. Aşut, Türkiye'nin AB ortalamasıyla arasındaki mesafeyi koruyabilmek için AB'den 3.5 kat daha fazla büyümek zorunda olduğunu ancak rakamların ne yazık ki parlak bir gelecek çizmediğini vurguladı. Bağ-Kurlu esnaf sayısının 2003 yılında 2.3 milyon

olduğunu, bunun 2008 yılında 1.9 milyon, 2009 yılındaysa 1.8 milyona gerilediğine işaret eden Aşut, rakamların aynı zamanda da perakende sektöründe büyüyen bir soruna dikkat çektiğini belirterek, girişimcisi azalan bir ülkenin serbest piyasa ekonomisinde büyümeyeceğinin altını çizdi.

"DTM İHRACATA YÖNELİK ÜRETİM STRATEJİSİYLE ÇALIŞMALI"

2010 yılında büyümeyi olumlu etkileyebilecek faktörlerin uygulamaya konulması gerektiğini kaydeden Aşut, "İç tüketimin canlandırılması, azalmış olan stokların yenilenmesi, özellikle bankaların elinde tuttuğu likidite fazlasını kredi amaçlı kullandırması büyümeyi olumlu etkileyecektir. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı olarak özel bankalara hem bir sitem hem de bir tavsiyem olacak. Bu günlerde birçok özel banka kredi anlaşmaları için odamıza geliyor. Ben de kendilerine, 'Kriz döneminde neredeydiniz?' diyerek

sitem ediyorum. Kriz döneminde devlet bankaları özel bankalardan daha çok kar etti. Özel bankalar kredi musluklarını keserken, devlet bankaları verdikleri kredilerle karlarına kar kattı" dedi.

Artan enerji bağımlılığı ve yükselen enerji fiyatlarının, büyümeyi olumsuz etkileyecek bir diğer faktör olduğunu anlatan Şerafettin Aşut, bugün Türk iş dünyasının 'dünyanın en pahalı enerjisi'ni kullandığını ve bu durumun da rekabet açısından önemli sorun ve sıkıntıları da beraberinde getirdiğini vurguladı. Aşut, ihracat performansının her şeye rağmen gün geçtikçe iyiye gittiğini ancak ihracatın ithalat rakamlarıyla karşılaştırıldığındaysa oldukça yetersiz olduğunun görülebileceğine işaret etti. Bu

anlamda da Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın ihracata yönelik üretim stratejisiyle çalışması gerektiği düşüncesi içinde olduklarını belirten Aşut, kapasite kullanımındaki düşük seviyenin de, yatırım talebini zayıflatması, KOBİ'lerin finansman ihtiyacının büyümeyi olumsuz etkileyen bir diğer önemli faktörler olduğunu söyledi.

"KRİZLE BİRLİKTE ŞİRKETLER KÜÇÜLME EĞİLİMİNE GİRDİ"

İşsizliğin, toplumun en önemli sorunlarının başında geldiğini ancak bu durumun sadece devletin ya da özel sektörün tek başına çözebileceği bir sorun olmadığını dile getiren Aşut, el ele ve birlikte tasarlanacak projeler geliştirilmesi önerisinde bulundu. İşsizliğin, siyaset malzemesi yapılmaması uyarısında da bulunan Aşut, işsizliğin psikolojik bir durum olarak yorumlanmasınınsa sorunu ortadan kaldırmayacağını kaydetti. Aşut, 1994 krizinde Türkiye'deki işsizlik oranının yüzde 8 iken, bu rakamın 2001'de

yüzde 10, 2009 yılındaysa yüzde 14 seviyesine ulaştığı bilgisini vererek, 2008 yılında işsiz sayısının 2.6 milyonken, 2009 yılında 3.5 milyona ulaştığını hatırlattı.

İş umudunu yitirenlerle birlikte toplam işsiz sayısının 5.6 milyona ulaştığını, bunun yanında var olan işgücünün yüzde 38'lik bir bölümününse kayıt dışı olduğunu ifade eden Aşut, bu kayıt dışılığın nedenlerininse iyi irdelenmesi gerektiğinin altını çizdi. Krizde Türkiye genelinde 100 ile 500 kişi arasında işçi çalıştıran şirket sayısının azaldığını, 1 ile 10 kişi çalıştıranların sayısınınsa arttığına dikkat çeken Aşut, bu tablonun yaşanan krizle birlikte şirketlerin küçülme eğilimine girdiğini de ortaya koyduğunu anlattı.

"GÜÇLÜ EKONOMİ VE KALİTELİ DEMOKRASİ ÜLKE SORUNUNU ÇÖZER"

Eğitim durumuna göre işsizliğe bakıldığındaysa en büyük işsizliğin lise, meslek lisesi ve üniversite mezunlarında ağırlık kazandığını belirten Aşut, açıklamasını da şöyle sürdürdü: "Mevcut eğitim sistemimiz ne yazık ki istihdam oluşturamıyor. O zaman insan sormadan edemiyor; 'Çocuklarımızı neden okutuyoruz?' Ne yazık ki eğitim sistemimiz beceri dönüşümünü başaramıyor. İnsana ve bilgiye yatırım yapmadan gelişmiş bir ülke olmayı hedeflemek bir hayalden ibaret. Tüm bunlar kısa vadede yapısal düzenlemeleri

gerekli kılıyor. Ticaret Kanunu-Borçlar Kanunu-Perakende Sektörü Kanunu'nda yapılması gereken düzenlemeler, vergi ve prim borçlarının yeniden yapılandırılması, kamu alımlarında yerli üretime getirilen avantajın işletilmesi, taşımacılık maliyetlerinin düşürülmesi, enerji üzerindeki kamusal yüklerin azaltılması ve KOBİ'lerin kredi imkanlarının kolaylaştırılması iş ortamını düzeltecek acil tedbirlerdir. İş dünyası olarak her zaman söylediğimiz şey; güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasinin Türkiye'nin

sorunlarının çözümü olduğudur. Ancak kavga ederek değil, uzlaşarak, karşımızdakinin düşünce ve eleştirilerine kulak vererek. Ülkemizin sorunları bellidir, çözümleri de bellidir. Sanal sorunların bu çözümlere engel olmasına izin vermemeliyiz."

İHA

Yayın Tarihi : 17 Nisan 2010 Cumartesi 11:43:01

Güncelleme :17 Nisan 2010 Cumartesi 13:09:57