Kıbrıslı askerin dramı!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) vatani görevini yerine getirirken nöbet tuttuğu esnada 'kız meselesi' yüzünden daha önce tartıştığı ve aynı birlikte askerlik yaptığı bir kişinin silahlı saldırısına uğrayan 19 yaşındaki Erkay Yıldız artık göremiyor. Sağlık sorunları nedeniyle uçak ve gemiye binemeyen genç, tedavi için geldiği Türkiye'de kalacak yeri olmadığı için annesi ve kardeşiyle parklarda yatıp kalkıyor.

İddiaya göre, KKTC Güvenlik Komutanlığı'na bağlı Gülseren Kışlası'nda vatani görevini yapan 19 yaşındaki Erkay Yıldız ile aynı kışlada birlikte eğitim gören U.B. (19) adlı asker arasında 'kız meselesi' nedeniyle tartışma çıktı. 19 Haziran 2010 tarihinde meydana gelen olayda kışlada gece nöbeti tutan Yıldız, önce tartıştığı askerin fiziki saldırısına maruz kaldı, ardından da yüzüne sprey sıkıldıktan sonra G3 piyade tüfeğiyle başından silahla vuruldu. Namludan çıkan kurşun, Yıldız'ın sol kulak hizasından kafasına girip sol şakağından çıktı. Kanlar içinde yere yığılan Yıldız, ambulans helikopterle Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne (GATA) kaldırıldı. Burada yaklaşık bir buçuk ay tedavi altında tutulan Yıldız, 28 Temmuz'da taburcu edildi.

PARKTA BANKLARIN ÜZERİNDE YAŞAMAYA ÇALIŞIYORLAR

Askerliğinin bitmesine 7 ay bulunmasına rağmen sağlık sorunları nedeniyle terhis edilen Yıldız, tedavisini sürdürmek için geçtiğimiz hafta Türkiye'ye geldi. Görme yeteneğini kaybeden ve Ankara'da GATA'da muayene olan Yıldız, doktorların 'uçak veya gemiye binemez' raporu üzerine Türkiye'de kalmak zorunda kaldı. Annesi Sevda Uçar (41) ve 10 yaşındaki kardeşi Boran Yıldız ile birlikte Ankara'da bir süre yakınlarının yanında kalan genç, burada daha fazla kalamayacaklarını anlayınca ailesiyle birlikte

Mersin'e geldi. Ancak buradaki yakınlarının yanında da daha fazla kalamayan Erkay Yıldız, annesi ve kardeşiyle birlikte Atatürk Parkı'ndaki bankların üzerinde yaşamaya başladı.

"EN YAKINLARIMIN ADINI UNUTTUM AMA ONUN İSMİNİ HİÇ UNUTMADIM"

Hala hayatta olduğu için Allah'a şükrettiğini ancak görememenin kendisine acı verdiğini belirten Erkay Yıldız, "Görememek çok kötü. Ama annem ve kardeşim yanımda, onlar bana güç verdiği gibi yaşamıma anlam katıyor" dedi.

Olay sonrasında hafızasını kaybettiğini ve en yakınlarının dahi isimlerini unuturken kendisini bu hale getiren U.B.'nin adını hiçbir zaman unutmadığını dile getiren Yıldız, "Onun yüzünden bu hale düştüm. Komada kaldığım süre içinde kalbim birkaç kez durdu. Ama Allah'ıma çok şükür bugün kalbim hala atıyor, nefes alıyorum ve hala hayatta, sevdiklerimle birlikteyim" diye konuştu.

"GECE PARKTA BİRBİRİMİZE SARILARAK UYUMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Olayla ilgili yargı sürecinin devam ettiğini ve kendisini bu hale düşüren U.B.'nin cezasını çekmesinden başka bir şey istemediğini dile getiren Yıldız, sağlığına kavuşması ve yeniden görmesi halinde ilk yapacağı şeyin yarıda bıraktığı vatani görevini tamamlamak, ülkesine ve halkına olan borcunu ödeyebilmek olduğunu söyledi. Sağlık sorunları nedeniyle uçağa veya gemiye binemediğini, bu nedenle de ailesiyle birlikte Mersin'de kaldıklarını anlatan Yıldız, parklarda yaşamanın kendisine ağır geldiğini ve geceleri birbirlerine sarılarak uyuduklarını ve ne yapacağını da bilmediğini söyledi.

Röportaj esnasında gözyaşlarına hakim olamayan ve çaresizliğini dile getiren anne Sevda Uçar ise, eşinden yaklaşık 10 yıl önce boşandığını ve iki çocuğuyla birlikte hayata tutunmaya çalıştığını dile getirdi. 19 Haziran sabahında yataktan uyandığında oğlunun vurulduğu haberini aldığını anlatan Uçar, "Daha doğrusu oğlumun ölüm haberiydi aldığım ve o anda yıkıldım. Çünkü ağır yaralı ve komadaydı. Onun yaşadığını yoğun bakımda gördüm. Askeri bir helikopterle oğlumu GATA'ya sevk ettiler ve ben tüm gün boyunca

oğluma ne olduğunu anlamaya çalıştım. Oğlum 1.5 aylık bir tedavinin ardından yeniden aramıza döndü ama artık gözleri görmüyor" dedi.

"BENİM OĞLUMUN SUÇU ASKER OLMASI MI? AKLIMI OYNATMAK ÜZEREYİM"

Oğlunun gemi veya uçak yolculuğu yapamadığı için KKTC'deki evlerine gidemediklerini söyleyen Uçar, Mersin'de bir başlarına kaldığını ve hiç kimsenin kendilerine yardım etmediğini anlattı. Oğlunu bırakıp da bir yere gidemediğini ve başlarını sokacak bir yerleri dahi olmadığını ifade eden Uçar, parklarda sabahladıklarını ve ne yapacaklarını bilmediklerini belirtti. "Benim oğlumun suçu asker olması mı?" diye soran Sevda Uçar, şunları söyledi:

"Benim oğlum ne yaptı da bunları yaşıyor? Bir paçavra gibi neden bir kenara attılar, neden yardım etmiyorlar bize? Bir ilaç dahi alıp, doktora bile götürmüyorlar oğlumu. Biz bunları neden yaşıyoruz? Biz bunu mu hak ettik? Benim oğlumun hayatını karartan ve bu hale düşüren kişi, KKTC yasalarına göre serbest. Aklımı oynatacağım adeta."

"OĞLUMU BURADA BIRAKIP, ÖLÜME Mİ TERK EDEYİM?"

Yaşananları aklının almadığını ve neden bunları yaşadıklarını hala anlamadığını dile getiren Uçar, oğlunun bir daha hiç görmeyebileceğini, bu durumun da kendisini kahrettiğini söyledi. Parkta bir başlarına kaldıklarını ve gidecekleri başka yer olmadığını belirten Uçar, "Çaresizim ben. Kıbrıs diyor 'Türkiye'de bir şey yapamam', Türkiye diyor 'Kıbrıs askeri ben bir şey yapamam.' Peki ben ne yapayım, söyleyin bana? Ben bu çocuğuma ne yapayım, burada kendisini ölüme mi terk edeyim? Aklımı oynatmak üzereyim.

Benim oğluma yardım etsinler. İlaçlarını alamıyorum, bir evim yok ki onu sıcak bir yatakta yatırayım. Şaşırdım kaldım ne yapacağımı ve çok çaresizim. Çok canım yanıyor" dedi.