5
Mayıs
2024
Pazar
MERSİN

Krizin etkileri katlanarak artacak

Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Başkanlar Kurulu Başkanı Bülent Aymen, global krizle birlikte 2008 yılında yaşanan sorunların aynı zamanda 2009 yılında yaşanacakların da küçük bir provası olduğunu söyleyerek, "Kendi bölgemizde 2009 yılında ihracatta yüzde 2'lik bir düşüş bekliyoruz" dedi.

Yatırımcı ve sermayedarların krizle birlikte tedirgin olduğunu ve bununla birlikte piyasada likidite darlığına yol açtıklarını ifade eden Aymen, bu durumun doğal bir sonucu olarak da ihracatçı firmaların artan maliyetler nedeniyle zor durumda kaldığını vurguladı. Aymen, ihracat artış rakamlarında yaşanan düşüşün de bu durumun bir göstergesi olduğuna işaret ederek, Avrupa pazarında yaşanan kan kaybının ihracatçıyı fiyat istikrarını sağlayamaz hale getirdiğini ifade etti.

Krizin etkilerini göstermesinin yanında dövizde yaşanan yükselişin ihracatçı açısından sevindirici bir gelişme olmasına karşın, istikrarlı bir çizgide yer almayan dövizin kurları nedeniyle de fiyat belirlenemediğini ve pazar pozisyonunun da tutulmasının zorlaştığını kaydeden Aymen, bu nedenle de yönlendirilmiş döviz kuru rejiminin hiçbir kesime faydasının olmadığını dile getirdi.

Aymen, "Reel sektör, ihracatçılar ve hatta bankacılık sektörü de serbest kur rejimine tam anlamıyla geçiş yapılmasını destekliyor. İhracatçılar olarak değişim
için gerekli koşulların yaşanan kriz ortamında doğduğuna inanıyoruz ve yetkilileri bu konuda göreve çağırıyoruz" diye konuştu.

İhracatçıların sorununun sadece kriz olmadığını, komşu ülkelerle yapılan ihracatta nakliye ve lojistik anlamında da çeşitli sorunlarla karşı karşıya olduklarını anlatan Aymen, Rusya Federasyonu'nu ile yaşananları örnek verdi. Global krizin Türkiye'yi fazla etkilemeyeceği söylemlerini de eleştiren Aymen, 2009 yılında reel sektörde ve özellikle ihracat alanında krizin olumsuz etkilerinin katlanarak artacağını beklediklerini ve bu durumdan da emin olduklarını söyledi. Aymen, "Hazırlanan önlem paketinin de uygulamaya konulması, iş çevresi ve piyasalarda kısmi bir rahatlama sağlayacaktır. İhracatta özellikle Avrupa Birliği (AB) pazarında yaşanan daralmanın 2009 yılında daha da artmasını bekliyoruz. Bu bakımdan ihracatçılarımız için yeni pazarların açılması, Ortadoğu pazarları konusunda gerekli anlaşmaların yapılması gerek. Kriz ortamında firmalar içgüdüsel olarak tüm masrafları kısmaya başlar, üretim durur, talep azalır ve bununla birlikte yatırımlar da azalır. Burada hükümete düşen görev; firmalara finansman konusunda kolaylık sağlanmasıdır. Ucuz sermaye sağlanan firmalar daha rahat hareket edebilir ve işçi çıkarmaları da bu şekilde durabilir" şeklinde konuştu.

2008 yılında başlayan krizin büyüyerek devam edeceğini, buna bağlı olarak da işsizliğin tavan yapacağını ve aynı zamanda da ekonominin de limitlerinin zorlanacağının altını çizen Aymen, krizden en az zararla kapatılmasının yolunun da Türkiye'nin 2008 yılında yaşadığı sorunlardan çıkaracağı derslere bağlı olduğunu anlattı. Aymen, 2008 yılında yaşanan sorunların aynı zamanda da 2009 yılında yaşanacakların da küçük bir provası olduğunu belirterek, AKİB olarak yapmış oldukları analizlerde de 2009 yılında kendi bölgelerindeki ihracatta da yüzde 2'lik bir düşüş beklenildiği bilgisini de verdi.

Global krizde Türkiye'nin avantajlı olduğu alanın ihracat olduğunu, ihracat alanında yakalanan performansın da gerilemesine izin verilmeyip, bu durumun 2010 yılına kadar sürdürülmesine yönelik adımın krize karşı mücadelenin de yöntemi olduğunu vurgulayan Aymen, bu noktada da 2009 yılında Türkiye'nin kazanacağı her dolara ihtiyaç duyulduğunu savundu.

Bülent Aymen, ihracatın desteklenmesi noktasında da tüm imkanların seferber edilmesi, bunun yanında Türkiye'nin mal sattığı ülke ve pazarlardaki olası daralmaların da yakından takip edilerek, global krizden en az etkilenen ülkelere yönelik ihracat hacminin geliştirilmesi önerisinde bulundu.

iha
Yayın Tarihi : 4 Şubat 2009 Çarşamba 11:35:05
Güncelleme :4 Şubat 2009 Çarşamba 23:38:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?