Kürşad Tüzmen Mersin'de
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin normalleşmesi adına tüm kurum ve kuruluşların üzerine düşen görev ve sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirme çabası içinde olduğunu söyledi.
Mersin Devlet Hastanesi bünyesinde oluşturulan Koroner Anjiografi ve Yanık Merkezi'nin açılışına katılan Tüzmen, burada Özel Harp Dairesi'ne bağlı Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda devam eden aramalarla ilgili sorulara cevap verdi. Türkiye'nin bir normalleşme sürecine girdiğini belirten Tüzmen, "Bugün için yaşanılanları artık arkamızda bırakıp ülke olarak yolumuza devam etmemiz için bunları yaşamamız gerekiyordu. Çok çeşitli görüş ve senaryolar ortaya atılıyor. Ancak, yargının gerekli inceleme ve
çalışmaları tamamlayıp gereken kararı verdikten sonra bu konuda net bir şey söyleyebiliriz" dedi. Farklı teori ya da görüşler üretilebileceğini, ancak burada amaçlarının gerçeklere ulaşmak olduğunu anlatan Tüzmen, Türkiye'nin artık bu tür olayları geride bırakması gerektiğini savundu. Bugün yaşananların kişi başına düşen gelirle doğrudan bir ilişkisi olduğunu belirten Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin kişi başına düşen 2 bin dolarlık milli gelirle çıkmış olduğu demokrasi mücadelesinde bugün 10 bin dolar seviyesine ulaştığını anlattı.
İtalya'da, 1990'lı yıllarda benzer olaylar olduğunu hatırlatan Tüzmen, şöyle konuştu: "İtalya'da 1990 yılı ihracatıyla Türkiye'nin bugünkü ihracat rakamı aynı. Yani kişi başına düşen gelirde de benzer bir tablo söz konusu. Dolayısıyla ne kadar fazla milli gelir ne kadar fazla ihracat o kadar fazla demokrasi anlamına geleceği gibi daha çok kurum ve kuruluş bu demokrasiyi özümseyecektir. Bunları göreceğiz, bizim kuşak bunları yaşayacak. Ama gelecek kuşak, Türkiye'nin içeride ve dışarıda normalleşmesiyle bu durumu yaşamayacak."
Türkiye'nin normalleşmesi adına tüm kurum ve kuruluşların üzerine düşen görev ve sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirme çabası içinde olduğunu belirten Tüzmen, kendilerinin de yaşanan süreci büyük bir soğukkanlılıkla takip ettiğini, net görüşlerin ortaya çıkmasıyla birlikte gereken değerlendirmeleri de yapacaklarını dile getirdi.
SİYASETİN ÇATISI TBMM'DİR
Tüzmen, bir gazetecinin; "DTP'nin kapatılması ve ardından DTP'li belediye başkanlarının tutuklanmasıyla ilgili yaşanan gelişmelerin ardından Demokratik Açılım Süreci sekteye mi uğradı?" sorusuna da açılım sürecinin herhangi bir sekteye uğramasının söz konusu dahi olmadığını ve çalışmaların belirlenen program dahilinde yürütüldüğüne dair cevap verdi. Yaşanan süreçle birlikte açılımın hangi kesimleri rahatsız ettiğinin de ortaya çıktığını ve bu durumun iyi değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Tüzmen,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada terör örgütüyle kendisini ayıramayan, terör örgütünden kendisini soyutlayamayan gerek siyasi yapılanmaların gerek sivil toplum kuruluşlarının devamlılığı söz konusu değildir. Biz çağrıyı yaptık. Sayın Başbakanımız çok samimi bir el attı ve oldukça önemli çalışmalar ortaya konuldu. Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde açılımın yanında 'Kardeşlik ve Birlik Projesi'nin çok önemli olduğunu defalarca vurgulamamıza rağmen; iyi izlenmiş, uygulanmış ve sonucu bilinmiş hadiselerde ısrar ediliyor. Bu son derece yanlış bir yaklaşımdır."
Siyaset yapılacaksa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin siyasetin çatısı olduğunu anlatan Tüzmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buyursun herkes orada milletin temsilcisi olarak, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesinden hareketle görüşlerini dile getirdi. Ancak terör örgütünden herkesin kendisini soyutlaması lazım. Böylesine olağanüstü bir şekilde kendilerini zorlamaları ve milleti tahrik etmeye çalışmalarının yanında kişilere, kurum ve kuruluşlara yönelik hakarete varan bir takım sözlerin yorumunu milletimize bırakıyorum. Her şey çok açık bir şekilde ortada. Kimlerin bu süreçten rahatsız olduğu da ortadadır."
