Mersin'de yaşadıkları kente sahip çıkmanın yanında duyarlı fikir ve projeler ortaya koyarak, sosyal bütünleşmeye katkı sunmak isteyen bir grup akademisyen, mimar, arkeolog ve mühendis, 'Mersin Gönüllüleri' çatısı altında bir araya geldi.

'Mersinliyiz ama farkında mıyız?' sloganıyla oluşturulan platform, Mersin Tüccar Kulübü'nde gerçekleştirilen toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Burada konuşan Platform Sözcüsü Serkan Arıcı, herhangi bir maddi veya siyasi çıkar gözetmeksizin bir araya geldiklerinin altını çizerek, herkesin öncelikle yaşadığı kent için gönüllü olmasıyla birlikte kentlilik bilincinin en üst noktalara taşınacağına inandıklarını anlattı. Arıcı, 'Mersin Gönüllüleri' olarak kentin gelişimine ve ileriye doğru adım atabilmesine katkıda bulunmak istediklerini ifade etti.

Bugün Türkiye'de kent bilincinin en yüksek kentlerin başında; Kayseri, Gaziantep, Konya, Trabzon, Erzurum ve Aydın'ın geldiğini ve bu kentlerde ortak değerlerin tanımınınsa yüzyıllar öncesinden yapılmış olduğuna dikkat çeken Arıcı, söz konusu kentlerin sembollerine bakıldığında o kent hakkında çok şey anlatmasına karşın, bu durumun Mersin için geçerli olmadığını, kente özgün bir sembolünse tam olarak bilinmediğini savundu. Mersin'deki değerlerin kent insanı tarafından bilinmediğini vurgulayan Arıcı, "Kendi değerlerinden uzak ve habersiz yaşayan bir kent, neye sahip çıkabilir? Mersin'de insanlar yaşadığı kente kendini yabancılaştırmış ve kaygısız" dedi.

Serkan Arıcı, Mersinlilerin en önemli sosyal ihtiyacının; kendilerini Mersin'e ait hissettirecek, Mersin'e sahip çıkmanın herkesin inisiyatifinde olduğunu anlatacak ve Mersin'in evrensel değerlerinin bu kentin herkesin ortak paydası olduğunu anlatan iddialı bir çalışma olduğunu kaydetti. Mersin'de ortak bir kent kültürünün olduğunu ve benzerinden oldukça farklı olan bu kültürün kent gündemine taşımak istediklerini anlatan Arıcı, bu noktada da Mersinlilerin sahip çıkmaları ve farkında olmaları gereken şeyin; ortak kent kültürü ve tarihi olduğunu algılayacağını iddia etti.

Arıcı, "Bir kente sahip çıkmanın ne demek olduğunu, siyasi malzeme yapmadan projemiz ilk defa Mersin gündemine taşınmasıyla sempati kanalını kullanacaktır. Hedef grubumuzsa; medya ve görseller aracılığıyla bilinçlendirme yapacağımız kent sakinleri ile Mersin'in Ankara'daki temsilcileri, bürokrat ve üst düzey yöneticileri olacak. Çalışmalarımızı farklı gruplar üzerinde yaparken asıl amacımız; Mersin'de yaşayıp da kentinin farkında olmayan, kentinden umudunu yitirmiş ve kendini yabancılaşmış hisseden ve 'Mersin'in sahibi yok ki' diyen herkesi çalışmalarımıza dahil edip, bilinçlendirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.

Her şeyden önce kent insanının aidiyetsizlik duygularını, umudunu yitirmiş olmalarını ve kente yabancılaşmalarının sadece kendilerine has bir duygu olmadığını, bunun Mersin'in en çok kabul gören gerçeklerinden biri olduğunu kamuoyunun gündemine taşıyacaklarını vurgulayan Arıcı, yapacakları bilgilendirme çalışmaları ve tanıtıcı aktivitelerle de Mersin'e gerçek değerleriyle sahip çıkılması bilincini toplumda yaygınlaştıracaklarını iddia etti. Arıcı, gündemi farklı bir açıdan ele alarak, 'Mersinli Projeler' geliştirerek, kentin en önemli sorunlarından biri olan aidiyetsizlik hissinin yerine; 'Mersin'in sahibinin, aslında burada yaşayan ve kaygı duyan herkes olduğu' olgusunu almaya başlayacağını da sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Durukan, 'Bütün Renklerin Kavşak Noktası; Mersin' ile 'Okul İçi Mersinli Tabelalar Projesi' hakkında gazetecilere açıklamalarda bulunarak, kendisine yönetilen sorulara yanıt verdi. Öte yandan Mersin Gönüllüleri'nin kurucuları arasındaysa şu isimler yer alıyor; "Serkan Arıcı (mimar), Yrd. Doç. Dr. Murat Durukan (arkeolog), Doç. Dr. Tamer Akça (genel cerrah), Aslıhan Gücek (çevre mühendisi), Burcu Oğuz (çevre mühendisi), Alper Girgeç (şehir plancısı), Yüksel Biçer (serbest muhasebeci), Faruk Durmuş (muhasebeci), Abdi Kurt (Avrupa Birliği proje uzmanı) ve Ceren Demir (mimar)."