Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, petrol boru hatlarının devreye girmesinin yanında bölgeye yapılacak rafineri ve tersanelerle birlikte Mersin'in, 'uluslararası lojistik merkez' olmaya aday olduğunu savundu.

Lojistiğin; üretilen ürünlerin içinde geçtiği tedarik zincirinin yönetilebilmesi anlamına geldiğine dikkat çeken Cihat Lokmanoğlu, bu durum yerine getirilirken de; doğru ürün, doğru miktar, doğru biçim, doğru zaman, doğru kaynak, doğru yol ve doğru fiyatta temin edebilen firmaların rekabet şansını yakalayabildiğini savundu. Lokmanoğlu, lojistiğin 7 doğrusu olarak da adlandırılan söz konusu beklentilerin üretici kuruluşlar tarafından sağlanamayacağını, bu nedenle de Mersin açısından önemli artılar olduğunu anlattı.

Orta Asya ve Hazar petrollerini Akdeniz'e taşıyacak olan; 'Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı'nın 2006 yılında faaliyete girdiğini hatırlatan Lokmanoğlu, benzer şekilde planlanan 'Samsun-Ceyhan Boru Hattı Projesi'nin tamamlanmasının yanında inşası projelendirme aşamasında olan; 'Yumurtalık Rafinerisi-Tersaneleri' ile birlikte bölgenin aynı zamanda da bir kavşak haline geleceğini vurguladı. Lokmanoğlu, "Dünyanın en büyük tankerleri terminallerimize yanaşacak, karasularımızda seyir yapacak; bu durum bölgemizde denizciliğe yönelik olarak başta çevre, yük ve gemi emniyeti olmak üzere yeni düzenlemeler gerektirecek. Gemilerin ihtiyaç duyacağı bakım-onarım, yedek parça, gemi adamı, kumanya yakıt ihtiyacı gibi yeni kapasiteler artacaktır" dedi.

GAP'ın tam kapasiteyle devreye girmesi, Mersin ve Samsun Limanları'nın karayolu ve demiryolu kargo taşımacılığı anlamında geliştirilmesi, İran'a ait yüklerin söz konusu limanlar üzerinden aktarılması, doğalgaz ve petrol transferinin bölge üzerinden yapılması, Türkiye'nin Güneydoğu komşularıyla birlikte Bağımsız Devletler Topluluğu'na yönelik taşımaların yine Mersin ve Samsun Limanları'ndan yapılacağını dile getiren Lokmanoğlu, bu durumun da Mersin'i 'uluslararası lojistik merkezi' olmaya aday bir pozisyona getirdiğini söyledi. Lokmanoğlu, bu noktada da Mersin ve Adana'yı kapsayan Çukurova Bölgesi'nde mevcut demiryolu, karayolu, havayolu ve denizyolu taşıma modlarının, mevcut ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde intermodal ve kombine taşımaya uygun altyapıya da bir an önce ulaşılmasını şart koştu.

Mersin'de 'lojistik merkez' kurulmasına yönelik girişimleri, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın (DTM) da desteklediğini hatırlatan Cihat Lokmanoğlu, bu noktada da başlatılan fizibilite çalışmaların yaklaşık 8 ay süreciğini, bir anlamda da Mersin'in lojistik sektörü açısından röntgeninin çekileceğini söyledi. Lokmanoğlu, bununla birlikte lojistik merkeziyle ilgili olarak idari, teknik, hukuki, mali ve işletme gibi konularla dünyayla rekabet edilecek kalitede görüşlerin ortaya konulabileceğini dile getirdi.

Mersin'in lojistik konusunda atağa kalktığını ve çabalarının meyvesini de yakın gelecekte alacağının altını çizen Lokmanoğlu, "Mersin, rekabetçi, modern, uluslar arası ihtiyaca cevap verebilecek bir 'lojistik üs' olma yolundadır" diye konuştu.
Lokmanoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Gerçekten karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu bağlantılarının bulunduğu, her tip terminale, her tip mali depo, stok, aktarma imkanına sahip, bakım-onarım imkanları olan; her tip aracın parkına imkan veren tesisleri, ilgili kamu kurumları, banka, alışveriş tesisleri, sosyal tesisleri gibi ihtiyaç duyulan her tesisi bünyesinde barındıran 3 bin dönümlük bir ya da birkaç araziye yayılmış 'lojistik merkez' olma yolundadır Mersin. Bu sürecin kısalığı bölgesel ve ülke bazında tüm tarafların yatırımlara
bir an önce başlaması için özel sektör ve kamunun örnek işbirliği yapması şart. Bu da başlamış durumdadır. Beklentimiz; yakın gelecekte Mersin'i lojistik faaliyetlerinin kavşak noktası yapmaktır."

iha

Yayın Tarihi : 19 Şubat 2009 Perşembe 11:46:56