Merkezinin İstanbul'da olduğu ve Ukrayna'ya zehirli atık madde taşıdığı iddia edilen bir şirkete ait gemide çalışan Murat Altunkanat'ın gemideki esrarengiz ölümü sır perdesini koruyor.

Hakkında mide kanaması geçirdiği, zehirlendiği ve alkol komasında öldüğü iddiaları bulunan Murat Altunkanat'ın (35) Mersin'in Tarsus ilçesinde Fevzi Çakmak Mahallesi'nde yaşayan eşi Şakine (30), kızları Esra (11), Melisa (8) ve oğlu Samet (3) perişan oldu.

Eşinin ölüm haberini alan Şakine Altunkanat, kocasının işe başladığında sağlık raporu aldığını belirterek, "Eşimin hiçbir sağlık sorunu yoktu. Eşimle 1-1.5 ay önce konuştum. Ukrayna'ya gideceğini söyledi. Bir hafta önce bana 'eşin öldü' diye haber gönderdiler. Beni eşimin çalıştığı şirketten aradılar. Beni arayıp, kayınbabamın veya kaynanamın telefonunu istediler. Bana bir şey söylemediler. Bende 'eşiyim' dedim, benimle konuşmadılar. Görümcem telefonu elimden aldı, görümceme söylediler. Görümcem 'başın sağ olsun' dedi. Yıkıldım. Şirketin sahibini aradım eşimin mide kanaması geçirdiğini söylediler. Ama eşimin hiçbir sağlık sorunu yoktu. İşe girmeden 15 gün önce sağlık raporu almıştı, hiçbir sağlık sorunu yoktu. Tekrar bana bir telefon geldi şirketten, eşimin alkol aldığını ve komaya girip öldüğünü söylediler. Eşim ağzına alkol almazdı. Beş vakit namazını kılardı" dedi.

Eşinin 30 Mayıs gecesi İstanbul'dan Ukrayna'ya gittiğini belirten Şakine Altunkanat, "Gitmeden önce telefonda konuşmuştuk. Telefonda 'başıma bir iş gelirse haklarımı ara, ölürsem bilgin olsun' demişti. Bende 'böyle konuşma yüreğim kaldırmaz' dedim. Haklarımı ara demişti. Benim şimdi 3 çocuğum var. Beni şirketten arayanlar hep çelişkili konuşuyorlardı. Eşimin alkol aldığını söylüyorlardı. Eşimin mide kanaması geçirdiğini ve ağzından kan geldiğini söylediler. Eşimin midesinden bir sorunu yoktu. Eşim rahatsızlanınca gemi sinyal vermiş, 2.5 saatten sonra ambulans gelmeyince eşimi su motoruyla götürüyorlar. Polis ellerinden alıyor. Ondan sonra 1-2 saat sonra bana haber geliyor 'eşiniz öldü' diye. Bir haftadır bekliyorum. Eşimden hala bir haber yok" diye konuştu.

Şakine Altunkanat, gözyaşları içinde konuşmasına şöyle devam etti:
"Benim hiçbir şeyim yok, üç çocukla ortada kaldım. Eşimin nasıl öldüğünü bilmiyorum. Eşimin hiçbir sağlık sorunu yoktu. Eşim gemide yağcıydı. Biz 10 gündür perişan olduk, eşim bir gün öldü, ben her gün ölüyorum, ne konuştuğumu bilmiyorum. Sakinleştiricilerle ayakta duruyorum. Eşimin alkol aldığını söylüyorlar. Telefonda çok çelişkili şeyler söylediler. Alkol alıp, zehirlendiğini söylediler. Benim eşim namazında, niyazında olan bir insandı. Beni geminin kaptanı da aradı, o da alkol aldığını söyledi. Başka bir kişi de mide kanaması geçirdiğini söylediler. Kesinlikle alkol almazdı benim eşim. Salı gelecek dediler, Çarşamba gelecek dediler, Cuma gelecek dediler, cenazemiz hala gelmedi" şeklinde konuştu.

Murat Altunkanat'ın 11 yaşındaki kızı Esma Altunkanat ise, "Babam gelsin yeter ki cenazesi gelsin" diyerek gözyaşlarına boğuldu. Murat Altunkanat'ın amcasının oğlu Cafer Altunkanat ise, cenazelerini istediklerini vurgulayarak, "Hiç kimse bize bilgi vermiyor. Dışarıda çadır kurmuşuz. Yas dediğin insanın cenazesi gelir gömülür, insanlar fatiha okur. 7 gündür bize kimse bilgi vermiyor. Arayanlar bir alkol almış diyorlar, bir zehirlenmiş diyorlar. Çelişkili konuşuyorlar. Bize bunun gerçek nedenini bildirsinler. Bizim çocuğumuz alkol nedir bilmezdi. Bizim çocuğumuzu işe alırken tam teşekküllü rapor aldılar. Çocuğumuzun hiçbir rahatsızlığı yoktu. Cenazemizi istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet, Türkiye Cumhuriyeti'nin cenazemizin bir günde getirecek gücü var" dedi.

Sakine Altunkanat'ın babası Hüseyin Altunkanat da, Diyarbakır'dan cenazeyi görmek için geldiğini ifade ederek, "Diyarbakır'dan gelmenin sebebi cenazeyi görmemiz. Bir an önce cenazenin gelmesini istiyoruz. Bizi yakan cenazenin gelmeyişidir" diye konuştu.

Yayın Tarihi : 10 Haziran 2008 Salı 12:28:26