Mersin Ticaret Borsası (MTB) Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, narenciye ürünlerinin Türkiye açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu ve bu nedenle de her türlü desteği fazlasıyla hak ettiğini söyledi.

Özdemir, Türkiye'nin toplam narenciye üretiminin 2.5 milyon tondan 3.5 milyon tona ulaşmasındaki lokomotif kentin de Mersin olduğuna dikkat çekti.

Narenciye sektörünün başkentinin Mersin olduğunu savunan Özdemir, sektörde kalitenin arttırılması, ihracatta rekabetçi olunabilmesi noktasında Mersin ve narenciyeyi markalama gayreti içinde olduklarını kaydetti. Sektörde ortak akıl oluşturarak ileriye bakılabilmesi için sektör liderlerini 27-28 Kasım 2010 tarihleri arasında kentte ikincisini organize edilen 'Narenciye Festivali' ile bir araya getirdiklerini hatırlatan Özdemir, buradaki amaçlarınınsa Mersin'in katma değerinin yükseltilmesi için üretim, ihracat ve istihdamın artırılmasının yanında kentin tanıtımına da katkı sunulması olduğunu dile getirdi.

Özdemir, "Ülkemizde son 10 yıl içinde narenciye üretimi sürekli bir artış eğilimi gösteriyor. 2001-2009 yılları arasında ülkemiz narenciye üretimi yaklaşık 2.5 milyon tondan 3,5 milyon tona yükseldi. Bu artışın lokomotifiyse Mersin'dir. Kentte son 10 yılda narenciye üretimi yüzde 83'lük bir artış oranıyla bir milyon tonun üzerine çıktı. Mersin'in haricinde kalan illerdeki narenciye üretimiyse aynı dönemde sadece yüzde 26 oranında arttı. Son 10 yıllık dönemde, Mersin'deki narenciye üretiminin artış oranı, diğer illerdeki artış oranının 3 katını aşmış oldu" dedi.

"MERSİN, NARENCİYE SEKTÖRÜNDE ÖNEMLİ BİR OYUNCU"

Mersin'in sadece narenciye üretiminde değil, aynı zamanda da narenciyenin işlenmesi ve ticaretinde de merkez konumunda olduğu görüşünü de savunan Abdullah Özdemir, geride bıraktığımız 2009 yılında Türkiye'nin toplam narenciye ihracatının yüzde 30'luk bir bölümünün Mersinli firmalar tarafından gerçekleştirildiğini hatırlattı. Yüksek üretim ve ihracat oranlarının, Mersin'i narenciye sektörünün ana merkezi haline getirdiğini vurgulayan Özdemir, kentte narenciye sektörünün yalnızca ticareti ve ihracatıyla

uğraşan 550 firmanın faaliyet gösterdiği bilgisini verdi. Özdemir, bunun yanında kentte çok sayıda paketleme tesisi, kamu ve özel sektöre ait 3 adet analiz laboratuarı, gelişmiş lojistik hizmetleri sunulduğunu, bu yönüyle de Mersin'in, narenciye sektöründe önemli bir oyuncu olarak öne çıktığını anlattı.

" TÜRKİYE, DÜNYADAKİ LİMONUN YÜZDE 3'ÜNÜ TEK BAŞINA ÜRETİYOR"

Mersin'in, Türkiye'deki toplam narenciye üretimi ve ihracatının yüzde 30'unu gerçekleştirdiğine dikkat çeken Özdemir, "Ürün bazında baktığımızda bu oran limon için yüzde 70, mandalina ve portakal için yüzde 20, greyfurt için ise yüzde 15 civarında. Özellikle limon üretiminde Mersin, sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli üretim merkezlerinden birisi. Mersin tarım üretimleri arasında en fazla değere ve öneme sahip alanı narenciye. Mersin narenciye üretim trendin de ise en yüksek artışı limon

göstermiş. Kendi marka değerini oluşturan limon en fazla olarak Mersin'in Erdemli ilçesinde üretiliyor. Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ve dünya narenciye üretimini karşılaştırdığımız zaman; Türkiye üretimi AB üretiminin yüzde 31'ni, dünya üretiminin ise yüzde 3'ünü tek başına üretiyor" açıklamasını yaptı.

Türkiye'den ihraç edilen meyvenin yüzde 70'inin narenciye ürünlerinin oluşturduğuna işaret eden Özdemir, bunun önemli bir oran olduğunu ve bu durumun Türkiye'de üretilerek dünyanın dört bir yanına ihraç edilen narenciye ürünlerinin yüz milyonlarca insanın sofrasına girdiği anlamına geldiğini söyledi. Özdemir, "Bu, insanların kafasında Türk Malı imajının oluşmasında narenciye ürünleri çok önemli bir rol oynamaktadır. Bundan dolayı narenciye ürünleri stratejik öneme sahiptir ve her türlü desteği fazlasıyla hak etmektedir" diyerek sözlerini tamamladı.

İHA

Yayın Tarihi : 7 Aralık 2010 Salı 12:54:03

Güncelleme :7 Aralık 2010 Salı 13:13:20