Onkoloji servisi uzman bekliyor

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Onkoloji Servisi, uzman doktor eksikliği nedeniyle kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Servisteki 2 uzman doktor yaklaşık 10 gün önce emekli olurken, Yüksek Öğretim Kurulu'na (YÖK) yaklaşık 1.5 yıl önce yapılan atama başvuruları ise sonuçsuz kaldı.

MEÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde kanserli hastaların takip ve tedavisinin yapıldığı onkoloji servisinde çalışan Prof. Dr. Ertuğrul Seyrek ve Prof. Dr. Öznur Düzoğlu, yaklaşık 10 gün önce emekli oldu. Servise gerekli atamaların yapılması için YÖK'e 1.5 yıl önce yapılan atama başvuruları ise sonuçsuz kaldı. Hastane yönetimi sorunu çözebilmek için girişimlerde bulunurken, hasta ve hasta yakınları endişeli bir bekleyiş içine girdi.

MEÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erdal Doruk, 1.5 yıl önce yapılan kadro başvurusunun hala YÖK tarafından değerlendirme aşamasında olduğunu belirterek, Türkiye genelindeki 12 Tıp Fakültesi'nin de kadro atamalarına yine YÖK tarafından izin verilmediğini anlattı. Doruk, "Dolayısıyla gerekli atama izni verilmediği için öğretim üyesi temini veya yetiştirilmesi söz konusu dahi değil. Şu anda yaşadığımız sorunun temelinde de bu yatıyor. Bugün ilana çıkıp da onkoloji servisi için öğretim
üyesi ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Bunun için de YÖK tarafından gerekli izinlerin verilmesi şart" dedi.

Tedavide kullanılan bir takım ilaçların sadece onkoloji uzmanlarının imzasıyla verilebildiğine işaret eden Doruk, bu nedenle söz konusu ilaçların hastaneye alınıp, bunun hastaların tedavisinde kullanılmasının da mümkün olmadığını kaydetti. Başhekim Doruk, hastaların herhangi bir sıkıntı yaşamaması için daha önceden ilaçları yazılanların hastane bünyesindeki tedavilerine devam edileceğini, kemoterapiye ihtiyaç duyan hastaların da Mersin Devlet Hastanesi'ne yönlendirileceğini söyledi.

Gerekli atama izinleri çıkmazsa yapabilecekleri çok fazla bir şey olmadığının altını çizen Doruk, yüksek öğretim kurumlarının tayinle gelip gidilen yerler olmadığını, öğretim üyelerinin de ilanla alınabileceğini vurguladı.

Şu anda hazırda onkoloji uzmanı olmadığını ve yeni uzmanların yetişmesi gerektiğini ifade eden Başhekim Doruk, Tıp Fakültesi bünyesinde onkoloji alanında yan dal eğitimi alan öğrencileri de mecburen başka fakültelere göndermek durumunda kalacaklarını dile getirdi. Doruk, 2003 yılından bu yana hastane bünyesinde faaliyet gösteren onkoloji servisine günlük ortalama 60 kişinin tedavi için başvuruda bulunduğunu ve yine günlük ortalama 35 kişiye kemoterapi uygulaması yapıldığı bilgisini verdi.

Doruk, "Buradaki tek tesellimiz Mersin Devlet Hastanesi bünyesinde de bir onkoloji uzmanının olmasıdır. Eğer olmasaydı Mersin'deki hastalar tedavi için başka illere gidecekti" dedi.

Hasta yakını Sakine Genç ise, hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların çok pahalı olduğunu ve uzman doktor imzasıyla alınabileceğini belirterek, "Çok zor durumdayız. Kemoterapi zaten öldürüyor vücudu. Tam bir hafta boyuncu vücut dirençsiz kalıyor. Tam toparladığı anda yeniden kemoterapiye girilmesi zorunluluğu var. Yani yüzde 25 ilaç, yüzde 75 morale ihtiyacı var hastanın. Yaşanan gelişmeler hastalarımız üzerinde çöküntüye yol açtı. 2 haftada bir kemoterapi yapılması şart. Biz hastalarımızı Adana'ya ya da Ankara'ya nasıl taşıyacağız? Maddi durumu iyi olanlar için hiçbir sorun yok. Peki ya biz ne yapacağız? Gerekli atamaları yapmayarak bize resmen 'Ölün' diyorlar. Var mı böyle bir şey?" diyerek tepkisini dile getirdi.

Bir diğer hasta yakını Rukiye Varol da, bugüne kadar söz konusu hastanede kemoterapi gören hastaların endişe içinde olduğunu anlatarak, sağlık insanların en temel ihtiyaçlarından biri olmasına rağmen bugün yaşananların sorunu çözümsüzlüğe doğru ittiğini kaydetti. Bundan sonraki süreçte ne yapacaklarını bilmediğini söyleyen Varol, sorunun bir an önce çözülerek, insanların mağduriyetinin giderilmesini istedi.