Organik tarım yaygınlaşıyor

Mersin İl Tarım Müdürü Hasan Hüseyin Oluğ, Mersin'de 437 üreticinin 10 bin 511 dekar alanda organik tarım yaptığını belirterek, yüksek fiyatlardan satılan bu tür ürünlerin bölge üreticilerine yüksek gelir sağladığını kaydetti.

Oluğ, bölgedeki organik tarım çalışmalarıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, 20. yüzyılın ortalarında dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunun, nüfusun hızla artmasına karşın, özellikle savaş sonrasında insanlara yeterli miktarda ucuz gıda sağlanamaması olarak ortaya çıktığını söyledi.

Bu sorunu çözmek üzere tarım politikalarının, bitkisel üretimde birim alandan daha fazla verimin elde edilmesi ve bunun için yüksek verimli çeşitlerle monokültür üretim ve üretimde su başta olmak üzere girdi kullanımının yoğunlaşmasını hedeflediğini ifade eden Oluğ, üretimin az sayıda çeşitle monokültür biçiminde yapılmasının gen kaynaklarının erozyonuna yol açtığı, kullanılan sentetik kimyasal ilaçların kalıntılarının üründe ve özellikle azotlu mineral gübrelerin yer altı sularına karışarak içme sularında meydana getirdiği kirlenmenin, insan ve hayvan sağlığını ve yaşamını tehdit etmeye başladığının yine bu yıllarda bilimsel olarak kanıtlanmaya başladığını belirtti.

Tarımda kullanılan pestisitlerin, insanlarda pek çok olumsuzluğa neden olduğunu ifade eden Oluğ, bu olumsuzluklar karşısında özellikle Avrupa ülkelerinde çevreye duyarlı üreticilerin doğal dengeyi bozmadan, çevreyi kirletmeden, insanlarda ve diğer canlılarda toksik etki yapmayan temiz ürünler üretmeye yönelik alternatif sistemlerin arayışına girdiğini ve bir süre sonra üretici-tüketici zinciri oluşmaya başladığını kaydetti.

Organik tarımın; yanlış uygulamalar sonucu bozulan doğal dengenin üretimde yer alan bitki, hayvan ve insan ile birlikte toprak, su ve diğer çevre faktörlerinin bütünsel bir yaklaşımla ele alınarak planlanması ve doğal girdi kullanılarak dengenin yeniden tesisini öngören üretim sistemi olduğunu vurgulayan Oluğ, "Mersin; tarımsal yapısı ve gelenekleri, genetik zenginliği, farklı agro-ekosistemlere sahip oluşu dikkate alındığında, iç ve dış pazar talebi olan ürünlerin üretimi açısından şanslı görünmektedir. Ancak tüm bölgelerde olduğu gibi işletmelerin küçük ve parçalı oluşu, bitkisel-hayvansal üretimin entegrasyonu, üreticilerin gelir ve eğitim düzeylerinin düşük oluşu önemli darboğazlar olarak ortaya çıkmaktadır" dedi.

Her tür meyve ve sebzenin yetiştirildiği Mersin'de, organik tarım alanları ve üretiminin de önemli yer tuttuğunu ve yaygınlaştığını kaydeden Oluğ, "Türkiye'deki organik tarım alanlarının yüzde 2'si Mersin'de yer almakta ve organik tarım ürünlerinin yüzde 1.5'i ilimizde üretilmektedir. Organik tarım ürünlerinden özellikle zeytin, nohut, nar, kaysı, turunçgiller, buğday ve muz ilk sırada gelmektedir. Bunun yanında defne ve levantin gibi tıbbi ve aromatik bitkiler de organik tarım ürünü olarak değerlendirilmektedir. İlimizde 437 üretici 10 bin 511 dekar alanda organik tarım yapmaktadır. Farklı bitkilerde organik tarım üretici birliklerinin de kurulduğu ilimizde, yüksek fiyatlardan satılan bu tür ürünler bölge üreticilerine yüksek gelir sağlamaktadır" diye konuştu.

Organik tarımın sağlıklı gelişmesi için üretimin planlanması ve kullanılan girdilerin üreticilerce ucuz ve kolayca temin edilebilmesi için üretiminin desteklenmesinin önemli olduğuna işaret eden Oluğ, şöyle devam etti:

"Bu amaçla ilimizde organik tarım yapmak isteyen üreticilere gerekli eğitimlerin verilmesi yanında, teknik ve kültürel işlemler, pazar olanakları, organik ürün ticareti yapan kurum ve kuruluşlarla iletişimin kurulması konularında da yardımcı olunmaktadır. İl genelinde faaliyet gösteren RIS (Regional Innovation Strategies), Tarım ve Gıda Platformu bünyesinde de organik tarımın yaygınlaştırılması ve ilimizde belirli alanların organik tarım havzaları şeklinde planlanması çalışmaları yürütülmektedir."