Emekli Albay Erdal Sarızeybek, Türk milleti ile birlikte Türk ordusunun yalnız bırakıldığını ifade ederek, "Öyle bir duruma geldik ki; teröristler halk kahramanı gibi gösterilirken, askerlerse terörist gibi gösteriliyor" dedi.

Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Mersin Şubesi öncülüğünde düzenlenen ve 5 ayrı sivil toplum kuruluşunun da desteklediği panele katılan Sarızeybek, önemli açıklamalarda bulundu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Toplantı Salonu'nda düzenlenen ve yoğun ilginin gösterildiği panel öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdal Sarızeybek, darbe iddialarından 'Poyrazköy İddianamesi'ne, polise ağır silah yetkisi verilmesinden Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker

Başbuğ'un açıklamalarına kadar geniş kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Türkiye'nin ordusu olduğunu ve ortada herhangi bir iddia varsa bunun bağımsız olduğuna inanılan hukuk sistemi tarafından araştırılarak, gereken kararın verilmesi gerektiğinin altını çizen Sarızeybek, ancak bugünkü süreçte iddialarla ilgili olarak yargının henüz olaya el atmamışken, belgelerin herkesin elinde dolaştığını ve konunu basında yer aldığını, bu durumun da yanlış olduğunun altını çizdi.

Televizyon ekranlarında TSK'ya yönelik iftiralarda bulunulduğunu ve bu durumun da kendilerini rahatsız ettiğini kaydeden Sarızeybek, "Konu 'İstanbul Soruşturması' olunca ekrana çıkan herkes kaplan kesiliyor. Avını ele geçirmiş vahşi yaratıklar gibi ekranlara çıkıp haykırıyorlar ve bir nevi içlerindeki öfkeyi kusuyorlar. Yazık bu ülkeye. Ordu bizim ordumuz. Yarın Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti tehlikeye düştüğünde bizi koruyacak en büyük güç ordumuz değil mi? Bu ülkede başbakan da olsanız, hükümet de

olsanız yapabileceğiniz işler var, yapamayacağız işler var. Bu nedenle herkes kendisine çeki düzen vermelidir. Bu devran meselesidir. Bu devran döner ve adalet adına ortaya çıkıp da haksızlık yapanlar, gün gelir adalet önünde hesap verir bir duruma düşebilir. Bunu asla unutmamak lazım" diye konuştu.

"TERÖRİSTLER HALK KAHRAMANI, ASKERLER TERÖRİST GİBİ GÖSTERİLİYOR"

Yaşanan gelişmelerin hem ordu mensuplarının, hem de emekli askerlerin moralini bozduğuna dikkat çeken Erdal Sarızeybek, yaşanan gelişmeleri 'asimetrik psikolojik savaş' olarak yorumlayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un açıklamalarını hatırlattı. Sarızeybek, "Genelkurmay Başkanı; 'Bizim medyamız yok. Avrupa Birliği (AB), Amerika ve İsrail'in fonlarından beslenen yazarlarımız, aydınlarımız da yok. Biz, milletin ordusuyuz, tek başımızayız ve en büyük güvencemiz de milletimiz' diyor. Aynı

sözleri Başbakan'ın ve Cumhurbaşkanı'nın da söylemesi gerekiyor ama çıkıp da tek laf etmiyorlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin orduya sahip çıkması gerekiyor ama o da yok. Bugün Türk milleti de yalnız kaldı, Türk ordusu da yalnız bırakıldı. Hem dağda terörle mücadelede yalnız bırakıldı, hem de günlük yaşantısında yalnız bırakılmasından da öte iftiralara maruz kalır hale geldi" dedi.

Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu'nun 'Ergenekon soruşturması' kapsamında gözaltına alınmasına da sert tepki gösteren Sarızeybek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Albay, sanki bir hain ya da teröristmiş gibi evi aranıyor, makam odası ve yazlığı arandığı gibi apar topar gözaltına alınıyor. Ama diğer yandan Şemdinli'de 84 askerimin katili olan Osman Öcalan televizyon ekranında halay çekiyor ve bu da bize gösteriliyor. Bu duruma ne RTÜK, ne de bir başkası çıkıp müdahale etmiyor. Öyle bir duruma geldik ki; teröristler halk kahramanı gibi gösteriliyor, askerler terörist gibi gösteriliyor. Bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yok. Ordumuzun olduğu gibi Türk milletinin de

bir sabrı var. Madem demokrasilerde hükümete hesap sorabilecek en büyük güç halksa, halkın da bir sabrı var. Meydanlara inen halk, kendisinden hesap sorulmaz zannedenlerden de demokratik yollardan hesap sormasını da bilir."

"POLİS ŞEHİR İÇİNDE HAVAN TOPU VE UÇAK SAVARLA NE YAPACAK?"

'İstanbul Soruşturması'nda casusluk yapılmasına ortam hazırlandığını ileri süren Sarızeybek, soruşturmayı yürüten savcıların yanı sıra Adalet Bakanlığı yetkililerini MOSSAD ve CIA gibi yabancı istihbarat servislerinin casusluk yapabilmesi için elverişli bir ortam hazırlamakla suçladı. TSK'nın biyografik istihbarat haritasının milyarlarca dolara dahi çıkartılamayacakken, söz konusu soruşturmayla birlikte hazırlandığını ve yabancı istihbarat servislerinin eline geçmesine imkan sağlandığını da iddialarına

ekleyen Sarızeybek, gizli bir plan olan belgelerin hukuka teslim edilmek yerine basında yer almasının sağlandığı ve herkesin bu bilgilere ulaşmasının önünün açıldığını söyledi. Sarızeybek, tüm bunların suç olmasına karşın olayı soruşturacak savcının da olmadığının altını çizdi ve 'Ergenekon Savcısı' şeklindeki yakıştırmaları da doğru bulmadığını dile getirdi.

Askerlerin sivil yargıda hakim karşısına çıkmasına imkan sağlayan Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak kendisine yöneltilen sorulara da yanıt veren Sarızeybek, "AK Parti, söz konusu değişliğin iptal edileceğini bile bile düzenleme yaptı. Anayasa Mahkemesi kararı iptal edince de çıkıp; 'Bakın, bu ülkenin iyiliği için biz kanun yaptık. Ama görüyorsunuz Anayasa Mahkemesi iptal ediyor. Bu mahkemeden iş çıkmaz' şeklinde özetlenebilecek bir propaganda yapıyorlar. Bunlar doru değil" diye konuştu.

Polisin ağır silahlarla donatılmasına da karşı çıkan Sarızeybek, "Polisin görevi bellidir. Emniyet ve asayiş can mal namus korur. Bunun için gerekli araçlarla donatılmasını anlarız ama şehir içinde görev yapan polis uçak savarla, havan topuyla ne yapacak? Zaten kırsalda jandarma var. Bu silahlar kime karşı kullanılacak kimden ne amaçlı alınacak bunlar açıklanmalı. İlk fırsatta erken seçime gidilmeli ve halkımız iradesini sandıkta göstermelidir" diye konuştu.