5
Mayıs
2024
Pazar
MERSİN

Türkiye rekabete hazırlıklı olmalı

'TÜRKİYE ARTACAK OLAN REKABET ORTAMINA HAZIRLIKLI OLMALI'

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy, Türkiye'nin özellikle son süreçte bölgesel güç olarak öne çıktığını, buna bağlı olarak da Türkiye'den yardım bekleyen, başta ekonomi olmak üzere her alanda iş yapmak isteyen ülke sayısının arttığını söyledi.

Şensoy, bu noktada ihtiyaç ve taleplere ne kadar çok yanıt verilirse bölgesel güç olma söyleminin de siyasi bir ifade olmaktan çıkıp, toplum refahına ve saygınlığına hizmet eden bir sürece dönüşeceğini savundu.

 

Cumhurbaşkanlığı himayesinde hazırlanan ve TASAM tarafından yürütülen 'Türkiye'nin Stratejik Vizyonu 2023 Projesi' ile ilgili olarak İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Süleyman Şensoy, projeyle birlikte '2023'te Uluslararası Sistem, Türkiye ve Dış Politika Açılımları', 'Yeni Güvenlik Anlayışları ve Türkiye'nin Değişen Güvenlik Politikası', 'Türkiye'nin Tarihi ve Kültürel Derinliğini Çağın Ötesine Taşıyacak Değerler', 'Türk Siyasal Sistemi: Bilanço ve 2023 İçin Perspektifler' ile 'Türkiye'de Eğitim, Bilim ve Teknoloji Politikaları' olmak üzere toplam 6 konu başlığı belirlendiğini, bu noktada da başlatılan çalışmalarda önemli bir aşama kaydedildiğini söyledi. Şensoy, cumhuriyetin 100. yılına denk gelen 2023 yılında bölgenin ve dünyanın belirlenen parametrelere göre nerede olacağını projeyle birlikte öngörmeye çalıştıklarını, buradaki amaçlarının da kamu yönetiminin, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte kanaat önderlerinin, Türkiye'nin kalkınmasında ortak hareket edip, gönül birliği yapmaları noktasında kurumsal bir kültüre sahip olunmasına katkıda bulunulması olduğunu belirtti. Çok boyutlu bir gelişim süreci gösteren dünya sistematiği içinde rekabetin oldukça yoğun olduğuna işaret eden Şensoy, önümüzdeki aylarda söz konusu rekabetin daha da yoğunlaşacağını, burada Türkiye'nin bu sürece ne kadar hazırlıklı olursa bundan o derece faydalanacağını kaydetti.

Şensoy, "Türkiye'nin özellikle son dönemlerde bir bölgesel güç olarak öne çıkması, ülkemize olan birçok talebi de arttırdı. Hem Türkiye'den yardım bekleyen çok fazla ülke ve kuruluş var, hem de ekonomi başta olmak üzere her alanda Türkiye ile iş yapmak isteyen ülkeler var. Bu ihtiyaç ve taleplere cevap verebilme noktasında ne kadar hazır olursak o kadar başarılı olacağız. Bununla birlikte 'bölgesel güç' olma iddiamız da siyasi bir ifade olmanın ötesine geçip, toplumun refahına ve saygınlığına hizmet eden bir süreç haline dönüşecek" dedi.

 

"TÜRKİYE SOĞUK SAVAŞ PSİKOLOJİSİ İLE HAREKET EDİP 10 YILINI KAYBETTİ"

Türkiye'nin dış politikada Batı Avrupa, NATO ve Amerika çizgisini sürdürmesi gerektiğinin altını çizen Süleyman Şensoy, ancak 1990-2000 yılları arasındaki süreçte Türkiye'nin soğuk savaş psikolojisi ile hareket ettiğini, buna bağlı olarak dünyada gelişen sürecin farkına varılamadığını, ülkenin çeşitli siyasi ve ekonomik krizlerle birlikte 10 yılını kaybettiğini ifade etti. Şensoy, söz konusu 10 yılda Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerin temel sorunlarını çözüp, kendilerini dünya ölçeğindeki değişim sürecine hazırladığını, bugün gelinen noktada belirtilen ülkelerin önümüzdeki dönemde dünya sistemi içinde en önemli rekabet unsurları olacağını, Türkiye'nin 10 yılını iyi değerlendirmesi halinde bugün çok daha farklı bir noktada olabileceğini söyledi.

Türkiye'nin kendi iç bütünlüğünü doğru parametrelerle sağlamadan ve bunu içselleştirmeden bölgesel bir güç olamayacağı uyarısında bulunan Şensoy, "Çünkü ülkeyi kalkındırmak sadece yöneticilere düşen bir iş değildir. Buna toplumun ve bireylerin de sahiplenerek, bu sürece katkıda bulunması şart. Bu anlamda bütün gelişmiş ülkeler, öncelikli olarak kendi iç sorunlarını çözüp, toplumsal bir mutabakata varmışlardır. Türkiye'nin de milli birlik ve beraberliğinden taviz vermeden, milletin devlete, devletin de millete bağlılığı içinde iç bütünlüğünü ne kadar sağlam bir zemine oturtabilirse uyguladığı bütün alanlarda daha başarılı olur ve maniple edilemez" diye konuştu.

 

"YA ANAYASA TAMAMEN DEĞİŞMELİ YA DA YENİ VE SİVİL BİR ANAYASA HAZIRLANMALI"

Bugün Türkiye'nin çok ciddi tehlike ve tehditlerle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Şensoy, buna rağmen Türkiye'nin iyi bir yolda olduğunu ancak bu noktada da tehdit unsurlarına karşı gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini söyledi. Şensoy, proje kapsamında hazırlanan ve ikinci özel baskısı gerçekleştirilen kitapçıkta yer alan "Yeni ve sivil bir Anayasa hazırlanmalı' şeklindeki ifadeyle ilgili olarak da şu yorumu yaptı:

"Türkiye'nin kendi iç bütünlüğünü sağlam bir zemine oturtabilmesi noktasında Anayasa kilit noktada yer alıyor. Ancak mevcut Anayasamız bugünkü yapısıyla ihtiyacı karşılamaktan uzak. Biz, Anayasa'nın ya kapsamlı bir şekilde değiştirilmesi ya da yeni ve sivil bir Anayasa'nın hazırlanmasını öneriyoruz. Burada da yine temel eksen, milli birlik ve beraberliğin pekiştirilmesi, önümüzdeki Türkiye'nin hem içeride hem de dışarıda dünyada rekabet edebilmesine katkıda bulunması olmalı."

Ne kadar çok kafadan ses çıkarsa sorunun daha da içinden çıkılmaz bir hal alacağını, ancak kafaların doğru seçilmesi halinde çözüm yolunda önemli bir adım atılmış olacağının altını çizen Şensoy, Türkiye'de geçmiş dönemlerde kabul edilen ve yürürlüğe giren Anayasa'ların önemli bir bölümünün olağanüstü durumların ardından getirildiğini, toplumsal ve demokratik açıdan tartışılmasının da pek de mümkün olmadığını dile getirdi. Şensoy, doğru kurumların bir araya getirilip, doğru kişilerden fikir alınması halinde çok başarılı bir Anayasa çalışması yapılabileceğini, bu durum oluşturacak altyapının da olduğuna dikkat çekti.

İHA
Yayın Tarihi : 4 Ekim 2009 Pazar 14:26:00
Güncelleme :4 Ekim 2009 Pazar 22:19:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?