Yeni evlilerin yataktaki düşmanı; korku

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Mersin Şube Başkanı Yaşam Yanardağ Çelik, Türkiye'de yeni evlenen her 10 kızdan en az 7'sinin cinsel ilişkiye girememe sorunu yaşadığının ifade ederek, çiftlerin yıllarca evli olduğu halde cinsel ilişkiye giremediğini söyledi.

Bugün gelinen noktada Türkiye'de cinselliğin konuşulması, yaşanması kısacası her şeyiyle 'tehlikeli bir tabu' olarak görüldüğünün altını çizen Yaşam Yanardağ Çelik, bu noktada da toplumdaki her bireye doğduğu andan itibaren cinselliğin tehlikeli bir şey olarak öğretildiğini, özellikle kız çocuklarına uzak durmaları noktasında bir bilinç oluşturulduğunu anlattı. 20-25 yaşına kadar bu doğrultuda büyüyen bir çocuğun, 25 yaşına geldiğinde de cinsel işlev bozukluğu yaşamasının doğal olduğunu ifade eden Çelik, dernek olarak internet üzerinden yapmış oldukları bir araştırmaya göre erkeklerin yüzde 70'inin, kadınların da yüzde 80'inin cinsel işlev bozukluğu yaşadığını, söz konusu rakamların da bir bakıma Türkiye gerçeğini de ortaya koyduğunu savundu.

Aynı zamanda psikolog ve cinsel terapi uzmanı da olan Çelik, dile getirilen rakamın çok ciddi bir sorunu da ifade ettiğini belirterek, "Düşünün bir kere karşımıza çıkan her 10 erkekten 7'sinde cinsel işlev bozukluğu var. Erken boşalma, iktidarsızlık veya başka bir şey sonuçta o insan sorun yaşıyor. Cinsellik öyle bir dürtüdür ki, doyurulmadığı zaman insanda depresyona tetiklediği gibi ilişkilerde ve evliliklerde sorun yaşanmasına da neden olur. Mesela kadınlarda migren gibi fizyolojik sorunları da beraberinde getirir. Çünkü içeride doyurulmaya bekleyen bir çocuk var ve siz o siz çocuğu doyurmadığınız zaman da size isyan edecektir" dedi.

"YENİ EVLENEN HER 10 KIZDAN 7'Sİ İLİŞKİYE GİREMEME SORUNU YAŞIYOR"
Cinsellik konusunun Türkiye'nin kanayan yarası olduğunu söyleyen Çelik, sorunun da ancak eğitimle aşılabileceğini, insanların bilinç düzeyinin artmasıyla birlikte çözüm yolunda sağlam adımlar atılabileceğini dile getirdi. Çelik, Türkiye'nin feodal bir toplum yapısına sahip olduğuna dikkat çekerek, her ne kadar cinsellikle feodalizmin birbirine zıt olgular olsa da birbiriyle iç içe olan şeyler olduğunu ancak buna rağmen Türk toplumundaysa korunması gereken şeylerin yasaklanarak korunmaya çalışıldığını söyledi. Sorunun temelinde korkunun yattığını ve insanların da bu korkuyla toplumda bir takım şeyleri yasaklamaya çalıştığını kaydeden Çelik, böylesi bir yaklaşımın hiç de sağlıklı bir durum olmadığını ve yapmış oldukları anketlerin de bu durumu net bir gözler önüne serdiğini hatırlattı.

Türkiye'de yeni evlenen her 10 kızdan en az 7'sinin vajinusmus olarak bilinen cinsel ilişkiye girememe sorunu yaşadığının altını çizen Yaşam Yanardağ Çelik, "İnsanlar yıllarca evli olduğu halde cinsel ilişkiye giremeyebiliyor. Neden? Çünkü hep 'cinsellik acı verir' diye öğrenmiş. Cinsellik neden acı versin ki? Cinsel organların görevi haz alıp haz vermektir, neslin devamını sağlamaktır. Gözümüz bir yere bakarken durduk yere acıyor ya da kanıyor mu? Elbette ki hayır. Gözümüzün temel işlevi görmek olduğu gibi cinsel organların görevi de bireye haz vermek. O görevini yapıyor" diye konuştu.

Kadınların rahatlıkla dile getirdiği konuların başında cinsel ilişkiye girememe sorununu geldiğini ve bu durumun da en kısa sürede giderilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, aynı şekilde erkeklerin de erken boşalma ve iktidarsızlık gibi konuları çok rahatlı dile getirip, tedavi olabilme noktasında adım attığı bilgisini verdi.

"GİZLİ SAKLI YAŞANAN CİNSELLİKLER, KİŞİNİN BİYOLOJİK SAATİNİ ERKEN BOŞALMAYA AYARLIYOR"
Erken boşalmanın genetik bir hastalık olmadığını aksine tamamen yanlış öğrenmeden kaynaklanan bir sorun olduğuna işaret eden Çelik, aile ve toplum baskısının yanı sıra gizli saklı yaşanan cinsellikler gibi nedenlerden dolayı bireyin biyolojik saatini erken boşalmaya göre kurduğunu anlattı. Çelik, bilinçaltına yerleşen bu durumun evlendikten sonra da kendisini gösterdiğini ve CİSED olarak kendilerinin de bireyin bu durumu kendi kontrolü altında tutmasını öğretmeye çalıştıklarını dile getirdi. Erkeklerin, eşlerini mutlu edememe düşüncesine kapıldığı an; kuyruğunu tutmaya çalışan kedi gibi dönüp durduğunu ve işin içinden de çıkamadığını belirten Çelik, bu durumu da 'oldukça enteresan bir kısır döngü' olarak yorumladı.