5
Mayıs
2024
Pazar
MUŞ

Muş’un Korkut İlçesi’nde seçim

LİBERAL Demokrat Parti Başkanı Cem Toker’den aldığım faksı size aynen iletiyorum. Lütfen dikkatle okuyunuz, bir ibret belgesidir.

"Sayın Çölaşan, 30 Temmuz 2006 Pazar günü Muş’un Korkut İlçesi’nde Belediye Meclisi üyeliği seçimi yapıldı. Bu seçime biz de katıldık. Bu vesileyle genel başkan sıfatımla bir Doğu ilimizin ilçesindeki seçim havasını yaşamak için Korkut’a gittim.

Şimdi sizinle paylaşacaklarımı partimin reklamı olsun diye yazmıyorum. Yazımdaki gerçekleri kısmen de olsa köşenize taşımaya karar verirseniz, partimizden isterseniz hiç söz etmeyin ama rezaleti lütfen topluma duyurun.

Zira orada gördüklerim ve duyduklarım karşısında ’Siyaset buysa ben siyasetçi değilim’ dedim. Kahve toplantılarında Korkut halkına ’Bize oy vermeyin’ dedim.

2006 Türkiye’sinde hálá suyu olmayan bir ilçe! Köy değil, 19 yıl önce ilçe olmuş bir yerleşim birimi. Dikkat edin, oraya gelen AKP milletvekilleri yolu değil, fabrikayı değil, medeniyetin ve yaşamın simgesi olan musluktan akan suyu, bir belediye meclis üyeliği seçiminde, seçim şantajı olarak kullanıyor.

Dört yıl boyunca ilçeye bir çivi bile çakmayan AKP, seçime bir gün kala 300 milyar lira ödeneğin tahsisinin çerçeveli fotokopisini büyütüp ilçeye gönderdi... Ve ’eğer oyunuzu bize verirseniz paranın geri kalan bölümü arkadan gelecek’ diye şantaj yaptı.

Bunları yazan Muş’un Sesi ve Şark Telgraf gazetelerini de size gönderiyorum: ’Düzenlenen törende konuşan AKP milletvekili Seracettin Karayağız, belediye meclisi seçiminde AKP’nin güçlü çıkması gerektiğini belirterek ’Korkut içme suyu çalışmalarının devamını getirmek için Ankara’dan bir şeyler isteyecek yüzümüzün olması gerekir’ dedi.’

Sayın Çölaşan, ilçe halkıyla yaptığım toplantılarda bana, AKP’ye sadece ilçelerine su getirmeyi vaat ettiği için oy vereceklerini ifade ettiler... Çünkü soz konusu olan ’SU’ idi. Kendilerine haklı olduklarını, ben de Korkutlu olsam belki mecburen ve çaresizlikten AKP’ye oyumu verebileceğimi söyledim.

Ancak Korkut halkından rica ettim. Seçimin ertesi sabahı daha geniş düşünmelerini, niçin her seçimde birilerinin şantajlarına boyun eğmek zorunda kaldıklarını kendi kendilerine sormalarını istedim.

Ve, insanın düşman askerinden bile esirgemediği, su gibi medeniyetin, uygarlığın, yaşamın kaynağı olan bir konuyu insanların abdest aldığı bir ülkede seçim pazarlığı yapan zihniyet karşısında utandım. ’Tamam kardeşim, gidin AKP’ye oy verin’ demek zorunda kaldım.

Tekrar ediyorum. Bu zihniyette insanlarla birlikte ’siyasetçi’ sıfatını taşıdığım için çok rahatsızım. Sizden ricam, bu adamların gerçek yüzlerini lütfen topluma duyurmaya devam ediniz. Saygılarımla. Cem Toker."

Bir ilçe düşünün, musluklarından su akmıyor! İnsanlar pis kuyu suyu içiyor... Ve seçim öncesinde Korkut İlçesi’ne 300 milyar lira gönderiliyor, belgenin fotokopisi büyütülüp ahaliye dağıtılıyor.

İnsanların en doğal hakkı olan su bile, böyle oy avcılığına alet ediliyor.

Dün Toker’i arayıp seçim sonucunu sordum. Belediye Meclisi’nde 6 üyelik AKP’nin, 3 üyelik DYP’nin olmuş.

VE ELEKTRİK

Muş’un ilçesinde su durumu böyle de, Cumhuriyet’in başkenti Ankara’da elektrik durumu acaba nasıl? Bizim Hürriyet bürosu Ankara’nın göbeğinde, Cinnah Caddesi’nde. Çevremiz konutlar, bankalar, işyerleriyle dolu.

Gazetemizde hiç abartmadan söylüyorum, günde en az 20 kez elektrik kesiliyor. Ben bunu bizim binaya özgü bir durum zannediyordum. Birkaç gündür çevredeki işyerlerine, banka çalışanlarına soruyorum, onlar da aynı sıkıntıyı yaşıyor. Bazılarında -jeneratör yoksa- bilgisayar sistemleri çöküyor, ev aletleri bozuluyor.

Ankara böyle de, Türkiye’nin öteki tarafları farklı mı! Enerji politikaları tümüyle iflas etti. Şimdi elektrik zammı bekleniyor.

2l. yüzyıldayız. Bir yanda suya hasret insanlar üzerinden siyaset yapılır ve ülkenin dört bir yanında elektrik kesintileri insanları çıldırtırken, öte yanda beyinlerimiz AB masallarıyla morfinleniyor!
Emin ÇÖLAŞAN - Hürriyet
Yayın Tarihi : 10 Ağustos 2006 Perşembe 10:16:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehmet selim polat IP: 85.102.226.xxx Tarih : 27.08.2006 10:12:33
Bu haberi okudum, doğruluğuna şahitim, ancak bu habere gelinceye kadar çok şeyler var. Halin elektiriği günde en az 3-5 kez kesilir ve elektiriğin %80'ini halk kaçak olarak kullanmaktadır. İlçede hayat aranırken, merkezi unutmayalım. Muş halkı kaldırımlardan yürüyemez, hakkı yoktur, çünkü, kaldırımlar çooktan işgal edilmiş durumdadır. Ya kahveci sandelyelerini koymuştur veya kaçak tütün satanlar tablalarını koymuş satış yapmaktadırlar veya arabalar park için kaldırımları seçmişlerdir. Zaten genelde kaldırımın genişliği, bir metredir. Şehir merkezinde sular akar ama kanalizasyon suyuna karışarak akar. Soruyorum insanca yaşamak hakkımız değil mi? Ana caddeden başkası temizlenmez. Halbuki arka sokakta yaşıyanlar da çöp vergisi ödemektedirler. Biz bu pislik içersinde yaşarken hak ve adaletten bahsedilebili rmi? İnanın ben partizanlık yapmıyorum ve AK Parti'ye oy verdim ve kayıtlıyım da. Utanıyorum, elim kırılsaydı da oy vermeseydim. Kaçak su kullanılmakta, halkın yarıdan çoğu su parası vermez, verenlerin faturalarına da, ilk ve son endeks yazılmaz. Adalet bu mu? Binaların %50'si kaçak olarak yapılır. Sonradan bir kısmına ruhsat verilir. Utanıyorum. Selam ve sevgilerimle. Mehmet Selim Polat

ali veli IP: 212.175.112.xxx Tarih : 10.08.2006 23:41:34
evet sayın okuyucular eğer bu haberi tam okuduysanız.insanlarımızın kimler tarafından yönetildiğini de anlamışsınız.bu vekiller kesinlikle seçilmemişlerdir bunlar atanmışlar.adı geçen vekil hayatında muş ilinde bir tek gün yaşamadan muş ilinden vekil oldu.kendi beldesinde belediye başkanlığını kazanamayan vekil ankarada sözümüz geçsin diye insanların temel ihtiyaçı olan suyu kullanıyor.eğer devlet suyu eğitimi sağlığı güvenliği hukuku sağlamıyorsa ee daha ne işe yarar devlet dediğimiz olgu.bazılarına rant sağlamak için mi.bu asırda utanç duyulacak davranışlardır bunlar..