5
Mayıs
2024
Pazar
KÜLTÜR/SANAT

Hem müzisyen hem mimar...


Güçlü bir sözün güçlü ve özgün bir müzikle düetidir, Mehmet Atlı müziği. Zamansız ve dilsiz adı gibi bir aşk zehridir ve Atlı zehre susayan bir aşk ehlidir kanatlanmış her bir ezgiyle kalbinize düşecek. 

14 yaşında parmaklarını bir mecnun cesaretiyle dolaştırmış sazın kıvrımlarından sonra gitarı almış bağrına, üniversite yıllarında, mimarlık okurken, müzikle seslenmeye konuşmaya başlamış kitlelerle, Denge Azadi olmuş, azad olmuş adından, müziği adından çok bilinir olmuş. Denge Azadi’nin solisti, bestecisi, gitarcısı olarak bilinmiş. Doğum sancıları ile Jahr (zehir) adlı albümünü doğurmuş. Kentte kaybolmuş sananlar bilmezler Mehmet Atlı’nın kenti içinde kaybettiğini. Kentin kayıp insanının Mehmet Atlı müziğinde nasıl canhıraş bir aşk zehrine susadığını bilmezler. Bir keşiftir Mehmet Atlı ve müziği, bir bulunuşun aradığı, kentte kayboluş serüvenidir. 

Müzikte karşılaştığı her bir sorunun tüm şıklarına yüz çevirmiş, şıkların yanına kendi şıklarını eklemiş gülümser bir asidir. O “zamansız ve dilsiz şarkıların ozanıdır”. Kendini dayatan moderne karşı geçmişin sesini sırtlanıp o sese kendini katıp, modernin önüne geçen bir ozandır. Tanımsız ve tarifsiz bir aşk sancısıdır Jahr’ı Mehmet Atlı’nın. Ki müzik Mehmet Atlı için zamansız ve dilsiz bir aşk imkânsızlığıdır.
Geleneksel Kürt müziğine bestelerini giydirmesi ile Kürt müziğinde bir kilometre taşı olarak kabul edilen Mehmet Atlı müziğinin yanı sıra İstanbul’da Mimarlık yapıyor. Oturduk Mehmet Atlı ile müzik üstüne hoş bir söyleşi yaptık. Bakın ne diyor Mehmet Atlı:

Mehmet Atlı Kimdir?
Mehmet Atlı çok etkileyici bir hikayesi olan biri değil. Sıradan biri. Öyle bir hikayesi varsa da kamuoyu ile hemen paylaşmaktan yana biri de değil. Aile hayatı, kişisel geçmiş gibi konuları daha çok mahremiyetinde saklama yanlısı bir müzisyen... Şarkıları ile tanınmak ve şarkılarının anlattığı kadarı ile bilinmek isteyen biri. Çünkü şarkılarımdaki samimiyete inanıyorum. Gerçek bir ilişki için bu kadarı da yeterlidir diye düşünürüm. Yine de kısaca bahsetmek gerekirse, 1975 Diyarbakır doğumluyum. İşçi bir baba ile ev hanımı bir annenin altıncı çocuğuyum. On kardeşiz. Diyarbakır'da büyüdüm ve şu an eşim ve 7 aylık kızım Zin ile İstanbul’da yaşıyorum. Müzisyenlikten çok mimarlık yaparak geçiniyorum. Yaklaşık 14 yıldır da Kürtçe şarkılar yazıyorum.

Müzik Hayatınız nasıl başladı? Müzik hayatında ne tür zorluklarla karşılaştınız?
Çocuk yaşlarımdan bu yana seslere meraklıyım. Mahalle düğünlerini severdim. Eve döner çalgıcıları taklit ederdim. Diyarbakır’da doğup büyüdüğüm mahalle bir göçmen ve işçi mahallesiydi. Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan göçmenler; alevi demiryolu işçileri, kurmanclar, zazalarla renkli bir yerdi. Bu göçmen komşularımız saza meraklı insanlardı. Zaza komşumuz Şerif Abi, alevi komşumuz Gaffar Abi, Kafkas kökenli Yavuz Abi... Sonra, abim saz çalardı. Ben de tahtadan sazlar, yağ tenekeleriyle davullar yapardım, hayali dinleyicilerin karşısında hayali konserler verirdim. Nihayet babamın bana aldığı naylon saz ve ağabeyimin hediye ettiği ilk bağlama...

Ama yine epey bir zaman hayali dinleyicilere çaldım. Saz çalmayı öğreninceye kadar. Lisede amatör gruplarda çaldım ve böyle böyle İstanbul’a üniversite okumaya geldim. Ondan sonra da Koma Denge Azadi ile profesyonel müziğe başladım. Bu tarihten itibaren gitar çalmaya ve şarkı yazıp bestelemeye başladım. Akademik bir müzik eğitimi alamadan, kendimi yetiştirmeye çalışarak. Bu başlı başına zor bir serüven. Kısıtlı ekonomik olanaklarla bir yandan da geçim derdi ile üniversite okudum. Daha zoru Kürtçe okuyan her sanatçı gibi karşılaştığımız ve herkesin çok iyi bildiği ekstra sorunlar: Yasaklı bir dil, potansiyel suçlu muamelesi görme, sanatını geliştirecek bir akademik ortamdan, bir piyasadan mahrum kalış ve maalesef Kürtçe’nin dinleyicilerinin korsan konusunda duyarlı olmaması, firmalardan hakkını tam olarak alamamak, parasal zorluklar... Yazarken çok kolay geliyor ama böyle bir müzik hayatı gerçekten fizik ve moral sağlık açısından yıpratıcı.

Müzik hayatınızda sizi özellikle etkileyen sanatçılar var mı?
Özellikle verebileceğim bir isim yok. Birçok müzik türünü özellikle halk müziklerini, dengbejleri ve klasik batı müziğini çok dinledim. Öğrencilik yıllarımda her vesile ile konserlere gittim. Caz, klasik, pop müzik ve etnik müzik konserlerine.

Mehmet Atlı ne kadar tanınıyor?
Bilmem. "Yeteri kadar"ın sınırı yok. Bu mensubu olduğunuz etnik grubun, vatandaşı olduğunuz ülkenin müzik endüstrisinin gücüne bağlı. Bu aynı zamanda sizi destekleyen firmanın, sponsorların reklam yapabilme gücüne, medyanın olanaklarını kullanabilme gücüne bağlı. Bu açıdan Türkiye'de yaşayan her Kürt müzisyen kadar şanssızım. Ama bana özel bir şanssızlık da var gibi. Öte yandan çok görünmeyi, tanınmayı sevmiyorum. Önemli olan bizim mesleğimizi icra edebileceğimiz sağlıklı bir ortama kavuşmamız. Tek tek sanatçıların tanınması hiçbir sorunu halletmiyor. Yoksa bizim de popüler sanatçılarımız var. Ama mesele bu değil. Şöyle düşünüyorum: Şarkılarım gençlerin dünyasında bir karşılık bulmuş mu? Az sayıda dinleyicim olsa da onlarla sağlıklı ve samimi köprüler kurabiliyor muyum? Tartışmak istediğim konular Kürt müziğinin gündemine girmiş mi? Önemli olan bunlar. Yüzümü kim ne yapsın? Ama sesimin ve şarkılarımın yüzümden daha ünlü olduğunu söylerler... Bence şimdilik doğrusu da bu.

Dinleyici kitlenizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dinleyicilerim çok sıkıdır. Aydınlık, ufku geniş, sorgulayıcı ve eleştirel bakmaya çalışan, dünyadaki gelişmeleri takip eden genç Kürtler genellikle... Popülariteden, magazinden çok kaliteye ve samimiyete önem veren pırıl pırıl gençler... Onların güveni ve verdikleri motivasyon sayesinde bunca sıkıntıya rağmen bu işi sürdürüyorum. Yoksa birçok kez vazgeçmeyi düşündüm. Bunun yanı sıra Kürt olmayan ya da Kürtçe bilmeyen ama kaliteli müziği seven bir dinleyici kitlem de var.

Müzik hayatınızdaki yeni çalışmalarınız nelerdir?
Solo albümüm Jahr'dan sonra yeni bir albüm hazırlığındayız ancak firma bulamadığımız için çalışmalar aksıyor. Kürt müziğinin ciddi sorunları var ve galiba firmalar benim şarkıların pek satmayacağını düşünüyorlar. Şu sıralar daha çok Film müzikleri ile ilgileniyorum. Son olarak yönetmenliğini Zerrin Efe'nin yaptığı ve Batman'daki kadın intiharlarını sorgulayan etkileyici "Bastım: Rec" adlı belgesele, Müjde Arslan'ın yönettiği "Son Oyun" adlı güzel filme müzik yaptım. Halen Arin İnan Aslan'ın yeni filmine müzik hazırlamakla meşgulüm. Öte yandan müzisyen arkadaşlarım Serdar Kesin ve Murat Öztürk ile "Telkari" adını verdiğimiz bir enstrümantal çalışmayı sürdürüyoruz. Bunların yanı sıra birçok Kürt müzisyen arkadaşlarımızla bir araya geldiğimiz ve müziğimizin sorunlarının çözümü için çareler aradığımız "Kürt Sanatçılar Platformu" na katkı sunmaya çalışıyorum.

Muş’a gelmeyi düşündünüz mü?
Muş'u ve Ovasını, insanlarını merak ediyorum. İstesem de bugüne kadar gelemedim.

Varto Koğ Tepesi şenliklerinden size teklif geldi mi? Gelirse kabul edermisiniz?
Varto'da sıkı dinleyicilerim var. Kimileri ile görüşüyoruz. Elbette bir teklif olursa seve seve gelirim, ciddi bir engel çıkmazsa. Mesela şu sıralar biraz sağlık sorunlarım var. Dilerim o zamana kadar iyileşirim oraları görmek, şarkılarımı söylemek nasip olur. Allah tüm halkımıza sağlık ve artık biraz da şans versin!
Emrullah Özbey - Kenthaber
Yayın Tarihi : 4 Temmuz 2006 Salı 15:42:39
Güncelleme :5 Temmuz 2006 Çarşamba 12:53:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ardıl IP: 81.213.219.xxx Tarih : 6.07.2006 10:49:53
bu güzel şarkıların çıktığı yüreği tanımış olmak gerçekten çok güzel.başarılar diliyorum seni hak ettiğin yerde görmek isteriz....saygılar

hacer/kepela IP: 81.213.218.xxx Tarih : 7.07.2006 21:45:03
o buğulu sesinde çadır açtı göçebe duygularım,ben acıya salındım acı bana/sen yüreğime.......sevgili mehmet santını en güzel şekilde icra ediyrsn megriden tut denge dılemın bütün parçaların mükemmelliğin elleriyle yaratılmış...yolun açık olsun ve de aydınlık.......sevgiler selamlar

fıratılgan IP: 85.98.21.xxx Tarih : 6.07.2006 15:19:48
selam sevgili mehmet. öncelikle şunu belirteyim ki yaşamın sesin kadar farklı değil. sonuçta bu coğrafyada doğmuş-büyümüş her bireyle aynı.tabi bize düşen yaşamınla değil sanatınla ilgili yorum yapmaktır ki sen de bunu çok iyi bir şekilde icra ediyorsun. başarılarının devamını dilerim.herşey gönlünce olsun

fırat akar IP: 85.97.168.xxx Tarih : 5.07.2006 13:34:02
sesin ve şarkıların kadar varol sevgili mehmet artık seni her yönüyle tanıyoruz tanınacaksın da çünkü seviliyorsun