1
Mayıs
2024
Çarşamba
AFYONKARAHİSAR

2. Milli Taşkın Sempozyumu başladı

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU:

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ağaçlandırma yapılmaması, ağaçlar ile arazilerin tahrip edilmesi, dere yataklarına kaçak inşaatların yapılması gibi sebeplerin felaketlere neden olduğunu söyledi.

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen "2. Milli Taşkın Sempozyumu", Afyonkarahisar'da başladı.

Korel Termal Otel'deki sempozyumun açılışında konuşan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, su taşkınlarında vatandaşlarının hayatını kaybetmesinin çok acı olduğunu kaydetti. Ateşin düştüğü yeri yaktığını anlatan Bakan Eroğlu, "İnsanların kaybı ve diğer canlıların kaybını dikkate almak lazım. Neticede bu zaman zarfında 502 bin hektarlık alan sular altında kaldı. Bu taşkınların zararı da 2.1 milyar dolar. Çok büyük bir kayıptır. Uzun dönemde yağması gereken yağışlar 48 saatte aniden düşüyor. Gerçekten bu yağışların elbette rolü var. Bir yılda düşmesi gereken yağışın neredeyse üçte biri 48 saatte düşmüş. Neticede bu taşkın. Bu taşkında yağışların dışında insanların da etkisi var. Ağaçlandırma yapılmaması, ağaçlar ile arazilerin tahrip edilmesi, dere yataklarına kaçak inşaatların yapılması. Dere yatağının içine bina yapılıyor. Bunun dışında bir takım kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı sanat yapıları dediğimiz köprüler, menfezler de büyük etken oluyor. Belediye başkanlarımızın ise bir hastalığı var. 'Yol kazanacağım' diyor. Ne yapacaksın? 'Dere yatağının üzerine kapatacağım' diyor. Kapatılan her dere oraya felaket getirmiştir. Bun çok açık söylüyorum" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda bir genelgesi olduğunu anlatan Bakan Veysel Eroğlu, dere yataklarının üzerinin kapatılmasının kati surette yasak olduğunu söyledi. Kapatan belediye başkanları hakkında da yasal işlem yapılacağını söyleyen Eroğlu, " 'Ben yol kazanacağım' diye bir dere yatağının kapatılması kadar yanlış bir şey yoktur. Bir diğer hususta pek çok yerde köprülerin gabarisi dediğimiz, gerek yükseklikleri gerekse genişlikleri kafi gelmiyor. Köprüler yapılırken sadece suyun geçmesi hesaplanıyor. Peki sel suyu ile gelen buzdolabı, yatak, ağaçlar bu köprüden nasıl geçecek. Ayrıca dere yatağında bir dolgu veya rastgele bent yapımı oluyor. Bunlar dere yatağını daraltıyor. Bunlar da çok tehlikeli. Öte yandan, yol yapan da yamaca doğru gitmiyor da dere yatağına doğru giderek yol yapıyor. Bakın dere yatağını işgal ederseniz, su gelir dereyi tekrar geri alır. Bu tabiat kaidesidir" dedi.

Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı Hasan Zuhuri Sarıkaya ise, suyun kontrol altına alınmazsa bereket özelliğini yitirerek felakete dönüşebileceğini söyledi. Sarıkaya, bu yüzden suyun gücünden doğru yararlanılması gerektiğini bildirdi. Türkiye'nin taşkın ve sel felaketi olması açısından riskli ülkeler arasında olduğunu dile getiren Sarıkaya, bunun üstüne yanlış yapılaşma, imar planlarına uyulmaması gibi nedenlerle büyük taşkınlar meydana geldiğini kaydetti. Eylül 1957'de Ankara Hatip Çayı'nda meydana gelen taşkında 185 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Sarıkaya, 7-8 Ağustos 1998'de Trabzon Köprübaşı Beşköy taşkınında 50, Temmuz 2002'de Rize Güneysu'da 32, Eylül 2009'da İstanbul Silivri Çatalca'da 35 vatandaşın hayatını kaybettiğini bildirdi.

Afyonkarahisar'da bugün başlayan "2. Milli Taşkın Sempozyumu", 24 Mart 2010 Çarşamba günü sona erecek.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU:
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU:
İHA
Yayın Tarihi : 22 Mart 2010 Pazartesi 20:25:03
Güncelleme :23 Mart 2010 Salı 09:07:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?