Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde (AKÜ) düzenlenen sabah toplantılarında bu hafta 'aile içi şiddet' konusu masaya yatırıldı.

AKÜ Ahmet Necdet Sezer Kampusü Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirilen ve Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Başkanı Celaletdin Gürel'in başkanlık ettiği toplantıda konuşan AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Huriye Tekin Önür, yapılan araştırmaların kadınların eğitim seviyesi arttıkça şiddete maruz kalma oranının da arttığını gösterdiğini söyledi. "Bu durumu 'kültürel gecikme' kavramıyla açıklayabiliriz" diyen Önür, "Bir kültürün maddi boyutlarındaki değişim hızı manevi boyutundan daha hızlı oluyorsa o kültürün maddi boyutuyla manevi boyutu arasında bir boşluk oluşmaktadır. Yapısal unsurlar hızla değişiyor; kadın çalışma hayatına katılıyor, aileler çekirdek aileye dönüşüyor. Ancak tüm bunlar olurken kültürün manevi boyutu eş zamanlı değişmiyor ve kadından geleneksel cinsiyet rollerini sürdürmesi bekleniyor" dedi.

Önür, "Kadının iyi anne, iyi eş, iyi ev hanımı, aynı zamanda da iyi bir çalışan olması bekleniyor. Geleneksel cinsiyet rolleri benimsenmişse sorun çıkmıyor ancak eğitimli genç kuşak tüm bunları sorguladığında şiddete maruz kalıyor" diye konuştu.

AKÜ Rektör Yardımcısı ve Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Belkıs Özkara ise, bir insan ancak acı çekmekten gerçekten hoşlanıyorsa, mazoşistse şiddeti talep edebileceğini söyledi. Özkara, "Şiddete daha çok kadınların maruz kalmasının temelinde ekonomik nedenler yer almaktadır. Kadınlar kapı önüne konulma kaygısıyla şiddete katlanıyor. Kıskançlıkla bağlantılı olarak gelen şiddeti kabullenme, yok sayılmaktansa hastalıklı ve anormal davranış biçimlerine katlanmaktan kaynaklanabilir. Kadınlar yok sayılmak ya da terk edilmektense şiddete maruz kalmayı bir ilgilenme biçimi olarak kabul edebilir" şeklinde konuştu.

AKÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ergün de, şiddetin bir kültür meselesi olduğunu ifade ederek, kültürümüzde "kol kırılır yen içinde kalır" anlayışının hakim olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ergün, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kültürel antropolojideki araştırmalar çocukların barışçı yetiştirildiği toplumların da olduğunu, kavganın ve şiddetin egemen olduğu toplumlarda yetişen çocukların ise bu kültürü sergilediğini gösteriyor. Bu nedenle şiddet sorununu kültürün değişiminden bağımsız çözebilmek mümkün değil. Şiddetin günümüzdeki boyutu da değişmiş durumda. Sözsel şiddeti kadınlar, fiziksel şiddeti de erkekler uyguluyor."