Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin vaatlerini eleştirerek bu vaatleri 20 yıl öncesindeki siyasetçi Süleyman Demirel'in vaatlerine benzetti. Erdoğan, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi.

AK PARTİ'NİN TEMELİ BURADA ATILDI

Başbakan Erdoğan, partisi tarafından Afyonkarahisar Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Konuşmasına Afyonkarahisar'ın ilçelerini tek tek sayarak oralarda yaşayan vatandaşlara selamlarını yolladığını söyleyen Erdoğan, Afyonkarahisarlılara 12 Eylül'de yapılan halk oylamasında yüksek oranda 'evet' oyu verdikleri için teşekkür etti. Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: "Çünkü siz, 12 Eylül'de büyük Türkiye dediniz. Siz, '12 Eylül'de hukukun üstünlüğü dediniz.

'Üstünlerin hukukuna hayır' dediniz. 12 Eylül'deki halk oylamasında yüzde 66 gibi yüksek bir oranla 'evet' dediğiniz için sizlere tekrar teşekkür ediyorum. Afyonkarahisar'a yakışan budur. Afyonkarahisar'dan beklenen budur. Çünkü, AK Parti'nin temelleri burada atıldı. Biz yola Afyonkarahisar'dan çıktık, rotamızı buradan çizdik. Milletimizle beraber çizdik."

AK Parti'nin kutlu yürüyüşünün Afyonkarahisar'dan başladığını anımsatan Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Çünkü, Afyonkarahisar ilklerin şehridir, demokrasilerin, hakkın, hukukun şehridir. Afyonkarahisar istiklalin, bağımsızlığın zaferin şehridir. Nasıl ki Gazi Mustafa Kemal, şehitlerimiz, gazilerimiz, buradan 1923'e yürüdüyse biz de Afyonkarahisar'dan 2023'e yürüyoruz. Onlar Afyonkarahisar'da zafer kazanıp, 1923'te Cumhuriyet'i kurdular. Biz de Afyonkarahisar'da AK Parti'yi kurup hedef 2023 yılı deyip o Cumhuriyet'i daha da yükseltiyoruz, Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümüne böyle gireceğiz.

Cumhuriyetimize, evet, itibar kattık, güç kattık, Cumhuriyet'imizi büyüttük."

Türkiye'yi bir dünya ülkesi bir lider ülke konumuna yükselttiklerini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Bugün sadece ülkemizde, sadece bölgemizde değil, tüm dünyada ezilmişlerin, dışlanmışların, yoksulların umudu haline gelmiş bir Türkiye var. İşte dün İstanbul'da biliyorsunuz 4. dünya en az gelişmiş ülkeler konferansını başlattık. 10 yıl süre ile buna başkanlığı Türkiye yapacak. Türkiye olarak biz yapacağız. Neden, çünkü dünya yoksullarının yanında, dirayetli ses Türkiye'dir. Her yıl 200 milyon dolar buna ayıracağız. Eğer siz bize yürü demeseydiniz biz yürüyebilir miydik? Siz bize güç katmasaydınız biz yürüyebilir miydik? Sizler bize yürüyün dediniz biz de yürüdük. Hani şair diyor ya delikanlım işaret aldığın gün atandan yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan."

Bugün Afganistan'da, Irak'ta, Kosova'da, Bosna'da, Adn Körfezi'nde barışa hizmet veren Türkiye olduğunu anlatan

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün dünyanın neresinde olursa olsun haksızlığa karşı sesini yükselten, hakkı, hukuku adaleti, en hür şekilde savunan bir Türkiye var."

TÜRKİYE PASAPORTU İTİBAR GÖRDÜ

Bugün Türkiye pasaportunun itibar gördüğünü dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Emirdağlı kardeşim iyi bilir. Öyle mi? Senin cebindeki paran bugün artık değer taşıyor. Yani artık Türk Lirası'nın bir kıymeti var. Biz gelmeden önce biliyorsunuz maaşı alır, nereye koşardık? Döviz bürosuna. Gidip hemen dolar alırlardı. Neden para değer kaybetmiyor. Şimdi böyle bir derdimiz var mı? Şimdi, artık döviz bürolarının tamamı da neredeyse kapandı, neden iş yapamaz hale geldiler. Neden, Türk Lirası değerli de ondan. Artık bizim ay yıldızlı bayrağımız tüm dünyada onurla gururla dalgalanıyor."

TARİHE SAHİP ÇIKTIK

Balkanlar'da soydaşlarımızın yaşadığı yerlere gittiğini belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Din kardeşlerim benim boynuma sarıldı. Ne dediler biliyor musunuz? 'Buraya gelen ilk Türk Başbakanı sizsiniz.' Ve ağlaştılar. Priştine'ye gittim, Fatih Sultan Mehmet'in oralarda inşa ettiği camileri biz sahiplendik, restore ettik ve açılışlarını yaptık. Hala da yapmaya devam ediyoruz. Kosova meydan muharebesinde şehit düşen Murat Hüdavendigar'ın türbesine biz sahip çıktık. O mahzun türbeyi biz tamir ettik.

Dünya mirasına yeniden kazandırdık. Moğolistan'da Türk tarihine ait ilk yazılı eserler olan Orhun Abideleri'ne biz sahip çıktık. O hani milliyetçiyiz diye geçinenler geçmişte iktidar olduklarında oralara gittiler mi, gidebildiler mi? Bizim tarihimize sahip çıktılar mı, çıkabildiler mi? Afyonkarahisar'da Akmescid'e, Seydi Hasan Basri Camii'ne nasıl sahip çıktıysak, onları nasıl onardıysak, Türkiye genelinde nasıl 4 bin vakıf eserini gün yüzüne çıkardıysak Saraybosna'da, Mostar'da, Üsküp'te, Kudüs'te,

Beyrut'ta, Osmanlı yadigarı eserlere de yine biz sahip çıktık. 1922'de; Kocatepe'de, Çiğiltepe'de, Kılıçarslan'da, Dumlupınar yakınlarında, bizim dedelerimiz çok büyük destan yazdılar. Silah bulmadılar, kurşun bulmadılar, top tüfek bulamadılar, yol bulmadılar ama gerektiğinde ellerinde kazmayı küreği alıp bu destanı tarihe kazıdılar. Bugün biz ne yapıyoruz biliyor musunuz, zaferden 80 yıl sonra 2002 yılından itibaren kendi yerli savunma sanayimizi güçlendirmeye başladık. 2002'de 247 milyon dolardı biz bunu

2010 yılında 1 milyar dolara çıkardık. Makine ve Kimya Endüstrisi'nin ihracatı 2 milyon dolardı bu 2010 yılında 33 milyon dolara yükseldi."

Malezya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Hollanda ve Güney Kore'ye savunma sanayi ihracatının başladığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaç duyduğu toplam 24 milyar değerinde modernizasyonunu yurt içinde yüzde 90'ı ülkemiz yerli sanayi olmak üzere artık kendimiz yapıyoruz yapmaya başladık. Askerimizin kullanacağı, yüzde 100 piyade tüfeğinin tasarım ve üretimine biz başladık. Milli tankımız olan Altay'ın konsept tasarımını tamamladık. Ülkemizde ilk

defa modern bir tankın milli olarak üretimi için gereken bütün alt yapıyı hazır hale getirdik. Fırtına ve panter adı verilen ileri teknoloji tankların seri üretimlerini tamamlayarak askerimize teslim ettik"

ranlatan

Erdoğan, sözlerinİNSANSIZ HAVA ARACINI ÜRETEN ÜÇÜNCÜ ÜLKE OLDUK

Anka isimli insansız hava uçağının deneme uçuşlarının başladığı müjdesini veren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Şimdi size bir müjdeyi daha veriyorum. Anka isimli 10 bin metre irtifada yükseklikte uçabilen ve 24 saat havada kalabilen insansız hava arcını deneme uçuşlarını başlattık. Bakın ben size hayalleri konuşmuyorum ben size yaptıklarımı anlatıyorum. Böylelikle dünyada Amerika ve İsrail'den sonra stratejik yeteneklere sahip insansız hava aracını üreten üçüncü ülke olduk. Türkiye'nin ilk milli

korvet savaş gemisini ülkemizde inşa ettik, ilk savaş helikopterimiz olan Atak helikopterinin tüm yazılım ve tasarımlarını tamamlayarak örnek üretim safhasına geçtik. 2013'te kendi helikopterimiz olan Atak, uçuyor. Göktürk uydusunu Türk mühendislerimizce imal ettik. İnşallah onu da kısa zamanda uzaya fırlatıyoruz. Ah benim Afyonkarahisarlı kardeşlerim nerelerden nereye geldik."

Kocatepe savaşlarında topu mermisi olmayan bir milletin küllerinden ayağa kalktığını anlatan Erdoğan, "Şimdi bak nereye geldi. Ama bu kimlere nasip oldu, Hamdolsun bu bizim iktidarımıza nasip oldu. Milletimiz 'yürü' dedi, yürüdük. Siz 'İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün' dediğiniz sürece devam edecek. onun için ne diyoruz 'Türkiye hazır hedef 2023, istikrar sürsün Türkiye büyüsün.' Sağolun var olun. Bu heyecanınız bu aşkınız oldukça bilesiniz ki AK Parti iktidarı AK Parti hareketi geleceğe çok daha güçlü

yürüyecek" dedi.

Muhalefete de yüklenen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İşte görüyorsunuz ana muhalefetin lideri çıkıyor, bizim kutsal değerlerimize hakaret ediyor. Yani bu beyefendi güya Alevilik kültürünü de biliyor diyorlar. Alevidir diyorlar. Peki madem senin böyle bir durumun var kardeşim, Hacı Bektaş-ı Veli'yi hiç okumadın mı? Hiç tanımıyor musun? Ama tabii, Hacı Bektaş-ı Veli'yi bizim kadar sevemez anlayamaz. Hacı Bektaş-ı Veli, 'eline, beline, diline hakim ol' diyor. Ama bu yok. Bunlarda bu yok.

Bundan dolayı da tabii, bakıyorlar ki kamu araştırmaları iyi gelmiyor, hakaret üstüne hakaret, küfür üstüne küfür. Onlar ne derlerse desinler biz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bizim aldığımız edep dersi buna müsaade etmez. Dolayısıyla biz 'Edep yahu' diyerek yolumuza devam edeceğiz."

SÜLEYMAN DEMİREL'E GÖNDERME

Türkiye'ye ilklerin yaşatıldığını daha da yaşatmaya devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, Süleyman Demirel'e yüklenerek şunları söyledi: "Ben burada sizleri biraz eskiye, şöyle 20 yıl öncesine götürmek istiyorum. Yıl 1991. Türkiye seçime hazırlanıyor. Bugün artık emekliye ayrılmış bir siyasetçi, o zaman merhum Turgut Özal'a en ağır hakaretleri yaparak, iktidara gelmek hırsıyla olmayacak vaatler vererek seçime hazırlanıyordu. Ne diyorlardı biliyor musunuz? Ben iki anahtar vereceğim diyorlardı.

Askerliği kısaltacağım diyordu. Hatırlıyor musunuz? Çalışma süresini 20 yıla indirip emekliliği kısaltacağım diyordu. Zaten kısaltarak bu ülkenin anasını ağlattın. Ne olacak 40 yaşında bir insan emekli olur da ne yapar evinin başına da dert olur milletin başına da dert olur. Dünyada 60-65 yaşında emeklilik varken bu beyefendi 40-45 yaşında emekliliği getirerek bu ülkeyi mahvetti. 'Asgari ücretten vergi almayacağı atan

Erdoğan, sözlerinm' diyordu. Türkiye'nin 94. ili Erdiç, 95. ili Tatvan olacak diyordu. Bakın, 2011'den bahsetmiyorum 20 yıl öncesinden bahsediyorum 1991. O vaatler birilerinin bugünkü vaatlerine benziyor mu? Kime benziyor.Aynı vaatler değil mi? Birbirinin tıpkısının aynısının tıpkısı değil mi. Neden acaba. Bu benzerlik nereden geliyor acaba. Çünkü o zat şu anda CHP'ye akıldanelik yapıyor, hocalık yapıyor, akıl hocalığı yapıyor. Silivri'dekileri oraya transfer etmeye aracılık yapıyor. CHP milli şefini artık

değiştirmiş durumda. 1991'de o emekli siyasetçinin vaatlerini aynen kopyala yapıştır yapıyorlar, bugüne taşıdılar. Şimdi el ele, kol kola AK Parti'nin karşısına çıktılar. Peki ben soruyorum, Afyonkarahisarlı kardeşim 1991'de bu vaatlerle benim milletimi kandırıp koalisyon ortağı oldular. Hem de CHP ile" dedi.

ÜLSER YAPAR

Konuşmasında miting alanını dolduran vatandaşlara, "Peki her birinize bir ev verdiler mi? Soruyorum arkadaki beyler, her birinize birer otomobil verdiler mi? Enflasyonu tek haneye indireceğiz demişlerdi. İndirebildiler mi? Sizden 500 gün istemişlerdi" diye soran Başbakan Erdoğan, "Afyonkarahisar'ın güzel bir sözü var tam bunlara göre, 'Akşamdan yedim güllaç, sabahleyin seninde benim de karnım aç.' Olay bu. Bunlar hırsla bol keseden dağıttılar, arkasından enflasyon, faiz, borç. Kaşıkla verdiklerini

kepçeyle geri aldılar. Ne diyor Afyonkarahisarlılar 5 kuruşluk fener 2 gün yanar. Öyle mi? Şimdi 87 yaşındaki emekli hoca bir yandan çırak bir yandan aynı 1991'deki gibi bol keseden atıp tutuyor. Benim milletim bunları test etti. 3 Kasım'da bunları tasfiye etti. Bakın ben burada CHP Genel Başkanı'na bir Afyon sözü daha hatırlatayım. 'Gölgede duranın gölgesi olmaz.' Nasıl? İyi mi? Sayın Kılıçdaroğlu, sen kendine başka hoca bul. Gölgede kalma, biraz güneşe çık güneşe. Biraz türban, biraz KCK, bolca

Ergenekon biraz da emek. Afyon salatasında bile bu kadar çeşit yok. Bu insanın midesine oturur, ülser yapar ülser"

KASET SKANDALI

CHP'de kaset mağduru genel başkanın gittiğini, şimdi de MHP'de kaset skandalı olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Onlar en başından itibaren öz eleştiri yapmak yerine AK Parti'yi suçladı. Yargı ve yürütme görevini yapıyorlar mı? Yine AK Parti'yi suçluyorlar; Haddinizi bilin. AK Parti sizin kirli işlerinizin takipçisi olmanın meraklısı değil. Yüzleri kızaracağı yerde AK Parti'ye çamur atıyorlar. Bahçeli gök kubbeyi başımıza yıkacakmış. Ya güler misin ağlar mısın, sende o mecal var mı,

sen önce yönettiğin kadroya hakim ol. Bu tür olayların liderlerle ilgili olmaması lazım. Görüntüler ortaya çıktığında da lidere düşen bu kişileri tasfiye etmesidir. Ya neymiş, gayrimeşru işin özeli olur mu? Bakıyorum kadın dernekleri de bunlara sahip çıkıyor. Yargı bu işi takip edecek orası başka da sen kendi çevrene bak.Sen kasetler aracılığıyla genel başkanlık yapacaksın sonrada kasetlerle ilgili AK Parti'yi suçlayacaksın."