3
Mayıs
2024
Cuma
AFYONKARAHİSAR

Kültür mirasının son temsilcileri

Afyonkarahisar'da birçok meslek, teknolojinin gelişmesiyle birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. 

Bir zamanların tek ulaşım aracı olan atların ve at arabalarının yerini otomobiller ve uçaklar alınca nalbantlar, çobanları kardan kıştan koruyan kepeneklerin yerini kürkler ve paltolar alınca keçeciler, en güzel camilerin minarelerini süsleyen el işi göz nuru alemler fabrikalarda üretilmeye başlanınca alem ustaları küllenmeye yüz tutarken, geçmişte gece gündüz çalışarak iş yetiştiremeyen kalaycılar da eş-dost işi yapmaya başladı. 

Afyonkarahisar'da hiç nalbant ustası kalmazken, kırsal kesimlerdeki nalbantlar karınlarını doyuracak kadar iş yapabiliyor. Keçeciler de artık tamamen turistlere hitap etmeye çalışıyor.

KEÇECİLER TARİHİ YAŞATIYOR 

Keçeyi turistlerin sırtına yelek, başına şapka olarak giydirmeye çalışan keçe ustası kardeşler Mustafa, Mehmet ve İsmail Erkuş, bir zamanlar Afyonkarahisar'da tam 40 keçecinin bulunduğunu belirtiyor. Yaptıkları işin adını taşıyan Keçeciler Sokağı'nda faaliyetlerini sürdüren Erkuş kardeşlerden Mustafa Erkuş, "Keçeciliğin 150 yıllık bir mazisi var. Eskiden her keçecinin yanında en az 5 kalfa ve çok sayıda çırak çalışırdı. Şu anda evlatlarımız bile bu işi yapmıyor. Yaptığımız iş çok ağır ve geliri de az. Ama hem tarihi yaşatmak, hem de baba mesleğini sürdürmek için keçeciliği bırakmıyoruz" dedi.

AFYONKARAHİSAR'IN SON 'ALEMCİ'Sİ 

Türk-İslam sanatında cami, medrese, türbe, minare ve şadırvan gibi kubbeli yapıların üzerine yerleştirilen 'alem' ustalığı da teknolojiye yenik düştü. Afyonkarahisar'ın tek alem ustası olan 65 yaşındaki İsmail Yurtyapan, Bakırcılar Çarşısı'ndaki 10 metrekarelik atölyesini çoğu zaman açmıyor. 3 Şubat 2002 tarihinde meydana gelen Sultandağı depreminde yıkılan ve zarar gören bir çok caminin alemini kendisinin yaptığını söyleyen Yurtyapan, "Alemciliği öğretecek kimse bulamıyorum. Gençlerde bu mesleğe karşı bir heves yok. 4 oğlum ve 1 kızım var. Çırağı boşver, kendi çocuklarım bile dükkanıma uğramıyor. Eskiden alem yapımında onlarca kişi çalışırdık. Şu anda ise tek başıma kaldım. Bu iş artık benim için zevk oldu. Emekli maaşım var. Ayda 2-3 tane alem yapıyorum. El sanatlarına ilgi her geçen gün azalıyor. Kimse bu işe heves etmiyor. Herkes alnı terlemeden hazır para kazanmanın peşine düştü" diye konuştu.

KALAYCILAR EŞ-DOST İŞİ YAPIYOR 

74 yaşındaki kalaycı ustası Hüseyin Fidan da, mesleği teknolojiye yenilenler arasında bulunuyor. Çıraklık yaparak bu işe başladığını anlatan Hüseyin dede, "Ben bu işe başladığımda ekmek parası çoktu ve kalaycılıkla uğraşan 30 kişi vardı. Gece gündüz çalışırdık ve iş yetiştiremezdik. Alüminyum, emaye ve çeliğin yaygınlaşmasıyla bu meslek de bitme noktasına geldi. Şimdi insanlar sadece hatıra olsun diye kalay yaptırıyor. Herşey yenileşti. Artık herkes hazır alıyor. Fabrikadan çıkma ürünler rağbet görüyor. Tarihi yaşatmak ve eşe dosta yardımcı olmak amacıyla bu işi yapıyorum. Bu işten ekmek parası kazandım ve ele muhtaç olmadım" şeklinde konuştu.

İHA
Yayın Tarihi : 19 Kasım 2007 Pazartesi 16:42:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?