Afyonkarahisar'ın Şuhut ilçesine bağlı Kayabelen ve Balçıkhisar beldelerini ziyaret eden Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ve beraberindeki protokol heyeti coşkulu kalabalık tarafından karşılandı. İlk olarak Kayabelen beldesini ziyaret eden Bakan Eroğlu, burada belde halkı ile bayramlaşarak çocuklara gofret dağıttı. Vatandaşlardan belde sorularını dinleyen Bakan Eroğlu, verdikleri sözleri yerine getirdiklerini vurguladı. Bakan Eroğlu, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"İstanbul Boğazı'nın Kurban Bayramı'nda akan kanlar ile kırmızıya boyanması çok eleştirildi. Bu konu ile ilgili önlem düşünüyor musunuz? Özellikle 2010 Kültür Başkenti İstanbul'da bu görüntüler yaşanacak mı" sorusuna ise Bakan Eroğlu, halkın yüzde 99'unun kurallara uyduğu cevabını verdi. Eroğlu, "İlk gün İstanbulda idim daha sonra Ankara'dan Afyonkarahisar'a geldik. Aşağı yukarı gittiğim yerlerde İstanbul'da da şöyle dolaştım. Gittiğim yerlerde de vatandaşların büyük bir kısmı yüzde 99'u hakikaten söylediğimiz hususları gerek, Çevre Orman Bakanlığı tarafından biliyorsunuz, genelge yayınladı. Sonra ortak bir Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ortak bir genelge yayınlandı; bunlara riayet etmişler ama çok da az olsa maalesef riayet etmemiş. Yol kenarlarından yani usulüne uygun olmayan şekilde kurban kesenler de oldu. Ama ben şunu gördüm. Geçmiş yıllara göre bu çok az ve bu konuda basınımızın dikkatli olması gerekir. Yani neticede İstanbul dünya başkenti. Yani geçmişle kıyas etmeleri lazım, geçmişe göre çok iyiydi. Yani ben şahsen çok farklı gördüm. Vatandaşlarımızın çoğuna bilhassa düzgünce kurbanını gösterilen yerlerde kesenlere çok teşekkür ediyorum. Saygılarımı sunuyorum. Diğer arkadaşlarımızı da ikaz ediyoruz. Bir daha böyle bir şey yapmasınlar. Biraz sıra beklese ne olacak sıra beklese orada kurban belediyeleri gerek büyükşehir belediyeleri gerek ilçe belediyeleri gösterdiği yerler var. Orada belli bir düzen halinde kesiliyor. Sağlıklı kesiliyor ona göre her türlü tedbir alınıyor bu konuda vatandaşlarımız da dikkat etmelerini ben özellikle rica ediyorum.

Zaten yakalananlara da ceza veriliyor biliyorsunuz. Bundan sonra böyle bir şey olmasın, inşallah daha da güzel olacak. Ben ümitliyim yani esasen şunu söyleyeyim; zaten bir gazetede de yazmış geçmiş yıllara göre çok güzel bir değişim var. Bir gazeteden ismini vermek istemedim okudum hakikaten o medyaya o gazeteye teşekkür ediyorum. Birkaç tane münferit hadiseyi alıp da cımbızla çekerek unutulmak yanlış oluyor. Çünkü bütün dünya sanıyor ki her taraf böyle. Bakın Afyonkarahisar'da böyle bir şeye rastlamadık Şuhut'a geldik herkes düzenli bir şekilde yerinde kesmiş ve kurbanını kesiyor. Etini fakir fukaraya dağıtıyor. Derisini de hayır kurumlarına veriyor, dolayısıyla gerçekten vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi.

YARASALARIN KORUNMASI İÇİN NE GEREKİYORSA YAPIYORUZ

"Balıkesir'in Havran ilçesi Havran Barajı yapımı aşamasında 20 bin yarasanın öleceği ile ilgili bazı derneklerin şikayeti vardı. Yarasaların durumu ile ilgili bilgi verebilir misin" sorusuna ise Bakan Veysel Eroğlu, yapılan çalışmalar ile büyük takdir alacakları yönünde cevap verdi. "Dünyadan da bu konuda büyük bir takdir alacağımızı ben bekliyorum. Çünkü neden bu yarasaların farkına varınca biz hemen barajda su tutmayı geciktirdik" diyen Bakan Eroğlu, "Bakın hiçbir devlette bu olmaz ama biz hakikaten

bütün canlılara karşı saygılıyız. Bütün canlıları seviyoruz. İnsanları sevdiğimiz gibi dolayısıyla ben talimat verdim. Dedim ki bu yarasalar korunacak. Dolayısıyla biz hemen su seviyesinin hemen üstünde yaklaşık 3 trilyon 3 milyon TL harcayarak benzeri tıpkı aynı mağara gibi yeniden mağara inşa ettik. Mağara açtık çok zor şartlarda yani neticede bunların tamamını o mağaraya taşıdık. Nasıl taşıdık bir defa dışarıya çıktığı zaman kapağını kapattık. Yeni mağaralara gittiler. Kaldı ki orada tespitlerimize

göre yeni mağaralar da mevcuttu bir kısmı koloniler halinde mevcut başka mağaralara taşındı. Bir kısmı da bizim inşa ettiğimiz mağaraya taşındı. Böylece biz dışarıya çıktıkları zaman kapağı kapatıyoruz geri mağaraya gidiyor. Böylece zaten onların çıkışı gece olduğu için gece saatlerinde yeni mağaraya mecburen yerleştiler ve tespitlere göre ki bunun için de üniversitelerle ilim adamlarıyla uzmanlarla birlikte çalıştık. Hakikaten biz yarasaları koruduk yeni mağaralara taşıdık. Herhangi bir sıkıntı olmadı,

onu özellikle belirtmek istiyorum. Bunu yapanlar da yapmıyorlar ve istismar ediyorlar. Yani gidip orayı gören yok, ne yaptığımızı gören yok, ne kadar para harcadığımızı bilen yok. Mevcut yarasaları yeni mağaralara taşımak için ne kadar gayret içinde olduğumuzu bilen yok. Yani bunu maalesef takdir etmek lazım gerçekten çok çevreci çok güzel tabiatla uyumlu bir çalışma oldu" diye konuştu.

OYNAMASINI BİLMEYEN GELİN YERİM DAR DERMİŞ

"Seçimden bu yana Antalya'da iki kez su zammı meydana geldi. Su zammı ile ilgili Antalya Belediye Başkanı Sayın Akaydın bunun sorumlusu ben değilim, Başbakan'dır dedi. Hükümetin su ile ilgili kurumun yetkilisi olarak bu konu ile ilgili ne söyleyebilirsiniz" sorusuna ise Bakan Eroğlu şu cevabı verdi:

"Kusura bakmayın oynamayı bilmeyen gelin 'yerim dar dermiş' diye bir söz var. Geçmişte de Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı vardı. Bakın Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı eski AK Partili Belediye Başkanı Antalya'yı bir köyden tekrar bir şehir haline dönüştürdü. Rayda ulaşımı gerçekleştirdi. Muhteşem özellikle üst geçitler yaptı. Atık su arıtma tesislerinin tamamını inşa etti. Denizler tamamen Antalya'daki sahiller plajlar mavi bayrağa sahip oldu. Antalya bizim belediye başkanımızın zamanında dünyada

ilk ürkerek unutulmak yanlış oluyor. çe giren mavi bayrak sahibi bir il haline geldi. Halbuki geçmişte denizler mevkii de kirliydi. Dereler ıslah edildi, taşkından geçilmiyordu. Antalya'da taşkın koruma tesisleri yaptı. Yani şimdi hem eski bir fiyatla suya zam yapmadan bu hizmetleri yapıyordu hem de suya zam yapmıyordu, elektrik gibi bir hanesi de yoktu. Kusura bakmasın yani lütfen hiç kimse kendi yönetimdeki beceriksizliğini başkasına yüklemesin. Ben de yıllarca İSKİ Genel Müdürlüğü yaptım. Üstelik 1 milyar dolar borçla devir almıştım bak İSKİ Genel Müdürü iken biz suya zam yapmadığımız gibi geçmiş dönemlerde 600 tane tesis açtık. 2040 yılına kadar İstanbul'u susuzluktan kurtardık. Bakın üstelik hükümet o zaman biliyorsunuz. Muhalefetteki her türlü bize adeta işkenceyi zulmü tatbik ediyordu. Hatta öyle ki özel kanun bile çıkardılar. SSK borcu olan kurum ve kuruluşlar İSKİ'yi kastediyorlar, borcunu ödemedikleri zaman direkt genel müdürleri mal varlığına el konur şekilde böyle bir kanun dahi var. Yani

tesadüfen bir tarihte yanlışlıkla bizim yüzlerce işletmemiz var birisi ödememiş SSK borcunu bir baktım 'Veysel Eroğlu' evet 'Borcunuzdan dolayı 7 gün içinde mal beyanında bulunun' diye böyle bir yazı gelmiş. Yani İSKİ'nin borcundan dolayı bizim kendi mal varlığımıza el koymak için böyle gayret içinde oldular, ama biz geçmişte elektrik borcunu da ödedik. Geçmişten kalan 1 milyar dolar borcu da ödedik, bankalara borcu da ödedik İstanbul'un 2040 yılına kadar su meselesini de çözdük. Haliç'i de kurtardık,

denizi de kurtardık. Şimdi o arkadaşımız mevcut yeni Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı hazır bir şehir aldı. Her şeyiyle ray dolaşımıyla kavşaklarıyla Antalya'yı zaten herkes biliyor, nereden nereye bir dönüşüm gösterdi. Dolayısıyla hükümete bir bahane yüklemesinler elektrik fiyatları da normaldir, çünkü biz elektriği yüzde 60'ını doğalgazdan sağlıyoruz. Doğalgaza bağlı olarak tabiki birileri bu kim kullanıyorsa bedelini ödeyecektir. Ödemediği zaman birileri ödüyor. Kullanmayan ödüyor. Yani düşünün siz hiç

elektriği kullanmayandan elektrik fiyatından zarar edip başkasının ödemesine gönlünüz razı olur mu. Herkes kim kullanıyorsa onu ödeyecektir başka türlü olmaz. Petrol meselesi bizden çıkmıyor dışarıdan geliyor diyelim ki, bir petrolün bize maliyeti 2 lira ise biz onu 1 liradan satarsak 1 lira da kullanmayanlar ödesin diye böyle bir hakkımız olamaz diye düşünüyorum. Bu bakımdan bu gayet normaldir lütfen kendi işine baksın elektrik zamlarına bahane yüklemesin."