Afyonkarahisar Barosu Başkanı Turgay Şahin, Torba Yasa tartışmalarına katılanların ya tam yandaş ya da körü körüne muhalefet kamplarına ayrıldığını söyledi.

Afyonkarahisar Barosu Başkanı Şahin, basın toplantısı yaparak gündemi değerlendirdi. Yargıdaki yeni sistemi desteklediklerini belirten Şahin, avukatlar olarak yargının geç işleyişini birebir müvekkillere vermek durumunda kaldıklarını anlattı. Şahin, avukatların adeta bir paratoner gibi işleyişin aksaklıklarının tüm yükünü üzerlerine almak durumunda kaldıklarını ifade ederek, "Bu anlamda yargının hızlandırılmasının elzem olduğunu geciken adaletin adalet olmadığını kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz" dedi.

Şahin, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Ahsen Coşar'ın konuyla ilgili açıklamalarını desteklediklerini belirterek şunları söyledi: "Gerçekten de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin önünde Türkiye kaynaklı çok sayıda dosya bulunmakta ve bu dosyaların büyük kısmında devletimiz tazminata mahkum edilmekte. Bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarı azalmakta. Hukuk geleneği sorgulanmakta ve mahkemelerimizin verdiği kararlar eleştiri konusu yapılmaktadır. Yalnız problem şudur ki Avrupa İnsan Hakları

Mahkemesi aynı konuda onlarca karar vermesine rağmen yargı bu konuda kendisine çekidüzen vermemekte, kararlarının yanlış ve hatalı kararlarını tekrar konusunda ısrar etmekte bu konuda bir reformu kendi içinde yapamamaktadır. Buradan görülmektedir ki, anayasa mahkemesine bireysel başvuru ile Türk yargısının da ciddi bir kontrole ihtiyacı vardır. Hukuk geleneğimizin yenilenmesine şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır."

YARGI ZOR DURUMDA

12 Eylül referandumundan önce Yargıtay ve Danıştay'ın üye sayısının artırılmasını talep ettiğini, referandumla birlikte değişen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) gerekçe gösterilerek bugün daire sayısının artırılmasının gereksiz olduğunu savunduklarını kaydeden Şahin, bu konuda Türkiye'nin çekişmeyle, çatışmayla kaybedecek vakti bulunmadığını bildirdi. Şahin, yargının gerçekten feci bir durumda olduğunu anlatarak sözlerine şöyle devam etti: "İki milyon civarında Yargıtay'da bekleyen dosya var.

Her yıl 15-18 bin dosya zaman aşımına uğrayıp düşüyor. En son ocak ayında yapılan tahliyeler kamuoyunun infialine yol açmıştır. Özellikle yüksek yargının reforma ihtiyacı ortadadır. Bu konuda birlik başkanımızın yaptığı açıklamalara aynen katılıyoruz."

Torba Yasa'ya da değinen Şahin, gerek devlet alacaklarının yapılandırılması gerek iş kanununda sosyal güvenlik alanında yapılan değişikliklerle önemli meselelerin çözümünün amaçlandığını ifade etti. Bu konuda iki ayrı tutumun görüldüğünü kaydeden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kimi kamu kurum ve kuruluşları sivil toplum kuruluşları torba yasanın A'dan Z'ye her maddesine katıldıklarını beyan ediyor ve tümüyle destekliyorlar. Kimisi de körü körüne bir muhalefet gibi birinci maddeden son maddeye kadar

tamamını eleştiriyor ve tamamının aksi olduğunu savunuyor. Bu konuda ne yazık ki torba yasanın kamuoyuna tam anlamıyla anlatılamadığını görüyoruz. Bu konuda bir bilgi eksikliği olduğunu müşahade ediyoruz."

İnternette araştırma yapılması halinde bile Torba Yasa'nın tam metnine ulaşmanın mümkün olmayacağını söyleyen Şahin, 'bu konuda ben inceleme yapmak istiyorum, yasanın tam metnini önüme alıp bu konuda bir inceleme yapacağım' diyen birisinin internet üzerinden bile bu yasa metninin tamamına ulaşmasının zor olacağını ifade etti. Bu ortamda oldukça kapsamlı konunun tasarısının sağlıklı değerlendirilmesinin çok mümkün gözükmediğini anlatan Şahin, baro olarak yaptıkları çalışmada Meclis'in gerekçesi ile

birlikte 700 sayfadan fazla tasarı metnine ulaştıklarını iletti. Bunun okunması ve irdelenmesinin günler değil aylar alacağını kaydeden Şahin, sözlerini şöyle tamamladı: "Tartışmalar da ya tam yandaşlık ya da körü körüne muhalefet kamplarına ayrılmış durumda. Bu tartışmadan sağlıklı bir sonuç çıkmayacağını görüyoruz. Leh ya da aleyhte görüş beyan edenlerin çoğu ne yazık ki fikir sahibi değil. Büyük çoğunluğunun elinde Torba Yasa tasarısının tam metninin olduğunu da zannetmiyorum. Biz bunu daha önceki

anayasa değişikliğinde de müşahade etmiştik hummalı bir propaganda faaliyeti vardı, Evetçiler ile Hayırcılar arasında. Ama ne Evetçiler ne de Hayırcılar bu anayasa paketinin ne getirdiği konusunda ciddi bir bilgiye sahip değil. Bu bir kanun değişikliği için sağlıklı bir yöntem değil."