Basına yansıyan bir olay, ülkeyi yönetenlerin kimliğini vurgulaması açısından oldukça ilginçti..
O günlerin çok etkin yayın organlarından Akis ve Kim dergilerinin verdikleri habere göre Afyon’un Dazkırı ilçesi
Kaymakamı Coşkun Hırvalı, İlçede tanık olduğu dehşet verici gericilik tablosunu Ankara’ya bildirdiği için
Görevinden Alınmış ve başka bir ilçeye atanmıştı.
Kaymakam Coşkun Hırvalı Şunları anlatıyordu:
‘’ilçeye yeni atanmıştım. Kasabada dolaşırken sokaklarda hasta tipli, yüzünün rengi sarıya, yeşile çalan
uzun boylu, Halsiz gençler gördüm. Kendi kendime bunun bir çeşit yerel hastalık olabileceğini düşündüm. Merakımı
yenemeyerek Hükümet tabibini çağırdım ve bilgisini almaya çalıştım. Tabip, bana, bunun yalnız kuran kursuna giden
öğrenciler arasında görüldüğünü söyledi ve bunu şöylece kanıtladı:
Aynı gün bu öğrencilerden birini odamıza çağırdık. Doktor, çocuğa pantolonunu ve kilodunu çıkarmasını söyledi.
Çocuk bu isteğe direnç gösterdi. Pantolon ve kilodunu zorla çıkardık. Gördüğümüz manzara şuydu: Çocuk, kendi
husyelerini ibrişimle boğarak erkeklik hücrelerini öldürmüştü. Çocuk bunu devam ettiği Kur-an kursundaki hocasının
isteğine uyarak yaptığını söyledi.Hoca, kuarn kursunda öğrencilerine devamlı olarak şu düşünceyi aşılamıştı:’’Zürriyet
(Döl, Kuşak) Türkiye’nin Doğusunda mubah (dince yapılması yasak olmayan), batısında günahtır. Erkekliğinizi
öldürmeseniz ve dediklerimizi yapmasanız ahirette Seccadenizi cehenneme serersiniz.’’
Kaymakam, Ankara’ya gelerek bu korkunç olayı Diyanet işlerine anlatmış ancak bir sonuç alamamıştır. Ne var ki,
konu genelkurmaya da yansıdı ve Milli Güvenlik Kuruluna getirildi. Kurulda askerler, Olayın Nurculuk ve Kürtçülükle
ilgili bulunduğunu ‘’ Doğuda zürriyet mubah, Batıda günahtır’’ Sözünün özünde Said-i Nursi’nin öğrencilerinin sloganı
olduğu ve Kürtlerin nüfusunu çoğaltmak, Türkleri İse zayıf düşürmek amacını güttüğünü ileri sürüyorlardı.
Uğur Mumcu’ya armağan
Çağlar Kırçak
Türkiye’de Gericilik 1950-1990
İmge kitap evi 2. baskı