13
Mayıs
2025
Salı
KUŞADASI - AYDIN

Keçi boynuzuna tanıtım kampanyası

Keçiboynuzu olarak bilinen harnup ağacının tanıtımı için Kuşadası'nda kampanya başlatıldı.


Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından, "Bitmeye yüz tutan bakir kıyıların ağacı" sloganıyla Keçiboynuzu'nun tanıtılması için girişimde bulunuldu.


EKODOSD tarafından derneğin başkanı Bahattin Sürücü imzasıyla yapılan açıklamada, keçiboynuzu ağaçlarının bitmek üzere olduğu belirtilerek şöyle denildi: "40 kişiye Keçiboynuzu'nu sorduk. Yarıya yakını keçinin boynuzu, diğerleri de yenebilen tatlı ve sert bir meyve olduğunu söyledi. 'Keçiboynuzu ağacını gören var mı' diye sorduk. İçlerinden bir kişi gördüğünü söyledi. Günümüzde gerek hayvan gerek bitki ve ağaç türlerinde sürekli bir tükeniş var. Tükenen türleri ancak kitaplarda ya da eski belgesellerde görebiliyoruz. Bakir kıyıların ağacı olan keçiboynuzunun bölgemizde en yoğun görüldüğü yer Dilek Yarımadası'dır. Bunun nedeni de koruma altında olması ve doğal bitki ve ağaç topluluklarının, insan tehdidinden uzakta özgürce yaşayabilmesidir. Binlerce çocuğun olduğu Kuşadası'nda, keçiboynuzu ağacını görenlerin sayısının çok az olduğunu tahmin ediyoruz. Aileler doğada yok olmaya başlayan türleri mutlaka çocuklarına göstermelidir. Kuşadası'nda ve bölgemizde bu şans hala vardır."


Açıklamada, Ege ve Akdeniz kıyılarının endemik türü olan keçiboynuzunu tanıtmaya karar verildiği kaydedildi. Yeryüzünün en eski bitkilerinden biri olan keçiboynuzunun ülkemizde, harnup, harup, boynuz ve kutsal kitaplarda da yaban balı olarak adlandırıldığı anlatılan açıklamada, şu bilgiler verildi: "Günümüz Avrupa'sında bugün Yahya Peygamberin ekmeği anlamına gelen İngilizce "Carop", Arapça'da ise "Kırrat" ismiyle anılmaktadır. Yaklaşık 5000 yıldan beri bilinmektedir. Keçiboynuzu ülkemizde kayalık, kıraç, kuru ve en verimsiz topraklarda, hatta kumullarda bile doğal olarak yetişen, derine giden kazık kök sistemiyle toprağı erozyona karşı koruyan, yangına ve kuraklığa dayanıklı türdür. Ormanlarımızda küçük gruplar halinde ya da münferit halde bulunur. Keçiboynuzu ilk meyvesini 5-10 yaşında vermekte, ekonomik verime ise 10-15 yaşında ulaşmaktadır. Daha sonra her geçen yıl meyve miktarını artırarak 50 yıl içerisinde 15 metre yüksekliğe erişebilmektedir. Meyveler Mayıs ayı başında büyümeye başlar.Haziran-Temmuz aylarında olgunlaşır ve Eylül ayında hasat edilir."

Bahattin Sürücü imzasıyla yapılan açıklamada, keçiboynuzunun ülkemizde, İzmir Urla'dan başlayarak Antakya'nın Samandağ'ına kadar kıyı şeridini takip eden bölgelerde yetiştiği belirtilerek şöyle denildi: "Keçiboynuzu tohumu yüzyıllar boyunca elmas ölçmek için kullanılmış, elmaslar keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmıştır. Bu yüzden, kırat ya da karat denilen ölçüye adını vermiştir."


Keçiboynuzu çekirdeğinin doğada ağırlığı değişmeyen bir tohum olduğu belirtilen açıklamaya şöyle devam edildi: "Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir. Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için, hem de içine su alma ihtimali çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir. Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlı Türkleri döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır. Dört tanesi bir dirhem eder.
Dirhem, değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir. Satıcı iki dirhemlik (8 çekirdek) bir şey satarken lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa bu, malı alanın itibarını gösterir. Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kişilere "iki dirhem bir çekirdek" denmesi bundan kaynaklanmaktadır."


Keçiboynuzu'nu tanıtım amacıyla yapılan açıklamada,
Keçiboynuzu'nun kullanım alanının geniş ve çok yaygın olan bir bitki türü olduğu belirtilerek şu görüşlere yer verildi: "Keçiboynuzu; pasta ve çöreklerin gevşekliğini ve bayatlamasını önlemede, dondurma üretiminde, kakaoya alternatif olarak kakaonun kullanıldığı her yerde, harnup pekmezi üretiminde, yem sanayinde, kimya sanayinde, kağıt sanayinde, fotoğraf kağıdı üretiminde, kumaşa parlaklık vermesi için dokuma sanayinde, kozmetik sanayinde, kibrit sanayinde, otomotiv cilası üretiminde, dericilikte tabaklamada, patlayıcı madde yapımında, seramik endüstrisinde tutkal ve çerez olarak kullanılmaktadır. Afrodizyak özelliğiyle cinsel gücü artırdığına da inanılmaktadır."


NEFES DARLIĞINA İYİ GELİYOR
Keçiboynuzunun en önemli özelliğinin nefes darlığına karşı etkili olması olduğu belirtilen açıklamada şu bilgilerde yer aldı: "Kortizon tedavisinden başka çare bulamayan, alerjik nefes darlığı çeken ve yılın belli mevsimlerinde öksürük krizlerinin nedenli şiddetli olduğunu anlatan birçok insanın keçiboynuzunu kullanmaya başladıktan hemen ertesi gün rahatlamaya başladıkları gözlemlenmektedir. Ağrı kesici, alerjiye karşı, astıma karşı, bakteri yok edici, bronşite karşı, kansere karşı, karaciğeri toksinden arındırıcı, serbest radikalleri yok edici, bağışıklık sistemini güçlendirici, mikroplara karşı, antiseptik, kansere karşı koruyucu, ishale ve kabızlığa karşı, nitrozamin yok edici, bronş genişletici olarak kullanılır. Akciğer ödemine karşı keçiboynuzunun desteği bulunmaz bir imkandır. Balgam söktürücü gücü ve astıma karşı tedavi edici gücü çok fazladır. Sigara içenler keçiboynuzuna başladıktan bir iki gün sonra nasıl balgam çıkardıklarını hayretle gözleyeceklerdir. Yoğun yapılaşmanın olmadığı eski tarihlerde, Kuşadası kıyılarında çok olan keçiboynuzu ağacı, günümüzde kıyılarımızda arasanızda bulamazsınız artık. Ancak bulunmuş olduğu coğrafi yapısından kaynaklanan doğal bir korumayla, Kuşadası kent merkezine çok yakın bir kıyıda, harika bir keçiboynuzu ağacı günümüze kadar korunagelmiştir. Hergün yanıbaşından geçen insanların ve araçların farkında bile olmadığı keçiboynuzu ağacı, Kuşadası Körfezi'ne hakim bir tepede özgür bir şekilde yaşamını sürdürmektedir."


Açıklamada ayrıca, günümüzde meydana gelen yoğun yapılaşmalar sonucu kıyılarımızda yok olan keçiboynuzu ağaçlarının bir tane de olsa Kuşadası kıyılarında kalabildiği ifade edildi. 15 metre yüksekliğindeki Keçiboynuzu ağacını gözümüz gibi korumak gerektiği belirtilen açıklamada şöyle denildi: "Keçiboynuzu ağacı görmeyenler ve çocuklarına göstermek isteyenler Akdeniz bitki örtüsünün en güzel örneklerinin görüldüğü Sunset mevkiindeki bu alana mutlaka gitmeli. Aracınızla Korumar'dan sonraki eski Kuşadası yoluna girdiğinizde Sunset'i geçer geçmez sağınızdaki 15 metre yüksekliğinde tek kalan keçiboynuzu ağacına mutlaka bakın ve bu ağacın korunarak kalması için hep birlikte gayret gösterelim."

KİTAPLARDA GÖRMÜŞTÜM
Bu arada, Almanya'da okullar tatil olduğu için Kuşadası'na izine gelen "doğa koruma örgütü" üyesi Sibel Santur isimli bir öğrenci, Kuşadası'nda bulunduğu tarihlerde EKODOSD'un etkinliklerine de katılıyor. Sibel Santur, Keçiboynuzu'nu fotoğraflarda gördüğünü belirterek şöyle konuştu: "Ancak ilk kez yedim. Ağaçta yetiştiğini bilmiyordum. Tadı da çok güzelmiş. Keçiboynuzunun birçok yararları olduğunu Ekodosd'tan öğrendim. Almanya'ya giderken arkadaşlarıma hediye olarak keçiboynuzu götüreceğim. Keçiboynuzu ağacıyla çekildiğim fotoğrafları arkadaşlarıma göstereceğim. Almanya'da keçiboynuzu ağacı yok. Kuşadası'nın iklimi çok güzel. Burada her şey yetişiyor. Buradaki çocuklar çok şanslı. Bu güzel doğayı korumak lazım."

iha
Yayın Tarihi : 28 Eylül 2008 Pazar 18:23:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?