'Tarihi eser talanı önlensin'

Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği, tarihi eser talanının önlenmesi için kampanya başlattı. Tüm yetkilileri göreve çağıran bir bildiri ile tarihi eser talanının önlenmesine yönelik kampanyayı başlatan EKODOSD Yönetim Kurulu açıklamasında “Her türlü ağır cezalara rağmen, definecilerin ve tarihi eser kaçakçılarının cirit attığı ülkemizde, bu eserlerin korumasını en iyi yapacak olan, o bölgelerde yaşayan yöre insanlarıdır. Her taşın başına bir bekçi dikilemeyeceğine göre, öncelikle yöre insanını bilinçlendirmek, bu eserleri sahiplenmelerini sağlamaya çalışmak gerekir. EKODOST olarak bu konuda yöre insanlarını bilinçlendirmeye gayret ediyoruz” denildi.

EKODOSD Başkanı Bahattin sürücü imzasıyla yayınlanan bildiride, tahrip edilen tarihi eserleri ziyaret ederek yaşanan talanı üzülerek ve ibretle izlendiği vurgulanarak, şu görüşlere yer verildi. “Dünyanın en büyük uygarlıklarına ev sahipliği yapan coğrafyamızın, her köşesinde zengin bir tarih yatmaktadır. Anadolu’nun her köşesinde yapılan kazı çalışmaları sonucu, birçok değerli eser gün ışığına çıkarılarak, müzelere yerleştirilmektedir. Korunmalı olan müzelerden bile, prehistorik dönemlerden Osmanlı’ya kadar çeşitli dönemlere ait birçok eser çalınmaktadır. Bir yandan da bakir alanlarda, korunmasız birçok tarihi eserler bulunmakta, zengin olma hayali içindeki tarihi eser kaçakçıları tarafından, fotoğrafta da görüldüğü gibi altında altın bulunabilir umuduyla bu eserler tahrip edilmektedir. Tahrip edilen bu eserleri ziyaret ederek, üzülerek izliyoruz. Gitmiş olduğumuz her yörede kültürümüzün korunmasına yönelik yöre halkına bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları da yapmaktayız. Tarihi tam olarak belli olmayan ve devşirme antik taşlardan yapılan ve her köşesinde ayrı bir dönemin izleri bulunan bu kuyuyu da bir zamanlar incelemiştik. Kuyunun sol ön köşesinde, yüzlerce yıldır duran ve üzerinde çok güzel işlemeli kabartmaların olduğu antik bir taş bulunmaktaydı. Kuyuya son gittiğimizde, işlemeli kabartmaların olduğu antik taşın yok olduğunu gördük. Taşın müze tarafından alındığı tahminiyle ilk aradığımız yer, bölgenin bağlı bulunduğu müze oldu. Müzedekiler kuyunun olduğu yerden böyle bir taşın alınmadığını söylediler. Yöre halkı ile yaptığımız görüşmelerde bölgeye karpuz saramaya gelen bir kamyon şoförünün taşı buradan söküp götürdüğünü öğrendik”