Bir günlük program için İzmir'e gelen Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan, İzmir Genç İşadamları Derneği'ne (İGİD) bir ziyaret gerçekleştirerek dernek üyesi iş adamları ile bir araya geldi. Babacan, dernek üyelerine yaptığı konuşmada Türkiye'nin şu an içinde bulunduğu durumu yoğun bakımda yatan bir hastaya benzetti.

Toplantıda, İGİD'in yapmış olduğu faaliyetlerin gösterildiği tanıtım filmini izleyen Bakan Babacan, daha sonra üyelere hitap etti. Türkiye ve dünya gündemiyle ilgili konuşan Bakan Babacan, güven ve istikrarın ekonomide en önemli faktörlerden birisi olduğunu söyledi. Akşamdan sabaha ne olacağı belli olmayan ülkede iş hayatı da zorlaşıyor diyen Babacan "Böyle bir durumda ekonominin kalkınması ilerlemesi mümkün değil. Bakın 2009 yılında dünya son 100 yılın en büyük krizini yaşadı. Pek çok ülke hala o

yaşanan ekonomik krizin etkisini üzerinden atabilmiş değil. Deniyor ki 'büyüme var'. Büyüme var ama dibe inilmiş o dipten yukarı çıkmayı mukayese edip o aradaki farka büyüme diyorlar. Büyüme var ama bu büyüme aynı yoğun bakım odasındaki hastanın durumunun biraz daha iyileşmesi. Çok kötü durumdan biraz daha iyiye gitmesi. Dünya ekonomisi daha yoğun bakım odasından çıkarılan bir hasta değil" dedi.

Merkez bankalarının dünya ekonomisi için olağan üstü önlemler aldığına dikkat çeken Bakan Babacan, ancak merkez bankalarının da yolun sonuna geldiğini, çözüm üretemez hale geldiğini belirterek Türkiye'nin, hükümetin aldığı önlemler neticesinde dünyadan en az etkilenen ülke konumuna geldiğini söyledi. ABD ve AB merkez bankalarının piyasaları desteklemek ve ayakta tutmak için elektronik para ürettiğini anlatan Babacan, "Çöküşü önlemek için geçici önlemler alıyorlar. Bunun sonucunda dünyada ikinci bir dip

meydana gelebilir. Bu oyun uzun süre gitmez. Çok ciddi kararlar alınmaları. Bunun için güçlü siyasi irade gerekli" dedi. Hükümetin geçen yıl krizden çıkışla ilgili stratejisini açıkladığını kaydeden Babacan, "Üç yıllık orta vadeli program ortaya koyduk. Dedik ki 3 yılda bunları yapacağız bunları yapmayacağız. Bir çok gelişmiş ülkenin 1 haftayı planladıklarını görüyoruz. Ancak biz 3 yıllık bir plan ortaya koyduk. Biz bütçe açıklarını keseceğiz. Borçları kademe kademe kaldıracağız. Borcumuzu kontrole

alamazsak zorluk çekeceğiz. Ülkeler borç sıkıntısına girerse kim duracak karşısında. Bunun cevabı yok. Bu kargaşadan sıyrılarak kendimizi kenara koyduk, ayrıştık. İtalya ve İspanya bizden daha az güvenilir ülke halinde iken biz onlardan daha iyiyiz. Piyasalar Portekiz ve İrlanda'yı iki misli riskli olarak görüyor" dedi. Konuşmasında referanduma da değinen Bakan Babacan, ekonomik kalkınma için referandumda evet oylarının çıkması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin 2007 yılında büyüyememesinin nedenini iktidar

partisine açılan kapatma davası ile elektronik muhtıranın sebep olduğunu söyledi. Bakan Babacan, şöyle devam etti: "Türkiye yaşadığı bu olaylardan dolayı patinaj yapmaya başladı. Yatırımcılar sorgulamaya başladılar. Ne kadar güvenilir bir ülke diye. Adaletin daha üstün olabilmesi, sağlam bir hukuk sistemi için referandumda evet demeliyiz. Daha özgür bir ülke için. Bu AK Parti'ye evet yada hayır ortamına çekilmemeli. Bir dönemi tamamen kapatmak mı istiyoruz. Devam etmek mi istiyoruz. Türkiye inşallah bu

fırsatı kaçırmaz. Yoksa Türkiye patinaj yapan değil geriye giden bir ülke haline gelir." Bakan Babacan'a ziyaretinden dolayı İGİD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Timuroğlu plaket takdim etti.