Osman Durmuş, tıp bayramında İzmir'de hekimlerle buluştu. Konuşmasına bir şiirle başlayan Osman Durmuş, şöyle konuştu: "14 Mart ilk kez İstanbul'a işgal kuvvetlerinin, Meclis-i Mebusan'a girdiği gün Tıbbiye'de Ömer Besim hocaların katıldığı işgale direniş yemini ile başlamıştır. 14 Mart tam bağımsız tıbbiyelerin ifade edildiği gündür. Bağımsız olmayan topluluğun sağlığından söz edilemez. Bu yüzden 14 Mart her yıl kutlanır. Bugün liberal olduğunu söyleyenler her tıp merkezi açılışına katılanlar ve izin verenler aldıkları direktifler sonucu kendi himayelerindeki yandaşlarına sağlık zinciri kuruyorlar, tıp merkezlerini kapatıyorlar."

TIP SEKTÖRÜNE DİRENİN UYARISI

Bir hastanın özel hastaneye gittiğinde büyük masraflarla karşılaştığını belirten Durmuş, şunları söyledi: "Dün yöneticisi olduğum tıp merkezini devrettim. Bu sektördeki özel hastane ve tıp merkezi sahiplerine direnmelerini teklif ediyorum. 9 Eylül'e az kaldı. İlk kurşun, 1922 Büyük Taaruz'da zaferle sonuçlanmıştı. Küresel sermayenin yenilgiye uğrayacağı gün genel seçimlerin olacağı gündür. Dayanabileceğiniz kadar dayanın."

Özel sektör olmadan rekabet olmayacağını anlatan Durmuş, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak, mevcut iktidarın programını bilmek lazım. Ömer Dinçer tüm kamu hastanelerini özelleştirecekti. Geçmişte o programı çıkaramadığı için şimdi o programı değiştirerek hayata geçirmeye çalışıyorlar. Tam Gün Yasası getirdiler muayeneleri kapatıyorlar. Bir de Hastane Birliği Yasasını getirdiler. İzmir'deki hastaneleri düşünün. Yanlarına hipermarket, otel kurulduğunu düşünün. Sonra oralar belirli sermaye gruplarına

teslim edilmeli diyecekler. Yapmak istedikleri bu. Sermaye birikimi iyi olan sağlık kurumlarını yönlendirdiler. Bunlarda zamanla açıldıkça yayıldıkça işletilemez hale gelince himayelerine yabancı ortak aldılar."

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bütçesinin 20 bakan bütçesi kadar olduğunu anlatan Durmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Küresel sermayeye gereken ne varsa verecekler, sağlığa ayrılan parayı harcayacaklar. 2002'de Türkiye'nin sağlık harcaması 5.153 bin milyar dolar. 2010'da 17 milyar dolar. Neredeyse 3 katını aşmış. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun açığı 32 milyar TL. Kurumsal açığı 37 milyar TL. Tranfer açığı 58 milyar TL'dir."

TÜRKİYE SAHİP DEĞİŞTİRİYOR

Türkiye'nin yavaş yavaş el değiştirdiğini iddia eden Osman Durmuş; şunları söyledi: "Ekonomik olarak batıya el değiştiriyor. Bunlar yumuşak kurbağa deneyi yapıyor. Dün zincir eczaneyi sorduğumuzda yok öyle bir şey diyorlardı. Şimdi bakkallara birleşin hipermarket olun yoksa yok olacaksınız diyorlar. Dört yıl üniversite okumuş insan kendi milletvekilinin hipermarketinde çalışan olacak. Bu ne biçim bir devlet sistemi. Aile hekimi kurduk diyorlar. Prim yatırıyorlar. Ne SSK'lı ne memur. Ama primler ödeniyor diyorsunuz onlarda biz kişiye çeviremiyoruz diyorlar."

ÜLKEYİ TEK KİŞİ YÖNETİYOR

Türkiye'yi tek kişinin yönettiğini ifade eden Durmuş, şöyle konuştu: "Bakanlar Kurulu var, içinde 22-24 bakan var, Başbakan tek adamdır. O yönetiyor ülkeyi. Ama birinin tek başına bir fikri yok. Her şey Başbakanın kafasında. TÜBİTAK bilim adamı seçimlerini bile başbakan yapıyor. Size uyarım, her birinizin hür inancı, fikri mevcut yönetimi rahatsız ediyor. Bu fikirleri mevcut kaynaklarla destekleyerek biraz daha dayanın. Bunlar gidecek. Ama arkalarında küresel sermaye var. Birleşemezseniz direnemezsiniz.

Siz doğruları dediğiniz zaman şuurları bozuluyor. Bataklıkta çulluk kurbağayı yutmaya çalışıyor, kurbağada çulluğu boğazından yakalamış tutuyor. Kim bırakırsa o gidecek. Sakın bırakmayın sıkı sıkı tutun. Nefesleri kesilecek. Onlar tükendiğinde Türkiye kazanacak."

YÜRÜTME BAŞBAKAN'IN BASKISI ALTINDA

Durmuş, konuşmasına şöyle devam etti: "Meclis'te kendi vekilleri kuliste oturuyor. Oylama oldumu salona geliyorlar otomatik parmak kaldırıyorlar. Arada biz de kaldırdık mı tereddüt ediyorlar kaldırmıyorlar. Böylece bazen kendi istemedikleri yasalar da kabul oluyor. Ülkeyi yönetende sağlıklı kafa yok ki, ülkeyi yönetemiyorlar. Gel belediyeleri sen yönet diyorlar Danıştay'a ama fikirlerinde paranoya var. Uçakları hazır kaçacaklar ama havaalanlarını tutacağız, kaçamayacaklar. Yüksek mahkemeye götüreceğiz. Onlar ne derse desin konuşacağım."

Dünya da en iyi sermaye birikimi olan 6. insanın bu ülkenin başbakanı olduğunu anlatan Durmuş, şöyle konuştu: "Ama gemicikleri konuşan yok. Tüm sağlık çalışanlarına hayata mutlu bakmalarını öneriyorum. Umutsuz olmayın. Geldikleri gibi gidecekler. Kenan Paşa ne diyordu, 'Şartların oluşmasını bekliyoruz'. Onlarda hastane oluşturuyorlar, eczane oluşturuyorlar. Kenan Evren'i arattırıyorlar. Eğer CHP Tam gün Yasasını Anayasa Mahkemesine götürmeyi düşünürse destekleyeceğiz. Yasa kötüydü ama düzelttik. Ancak bu kadar düzeldi."

HIRSIZ BENZETMESİ

Eczanelerden alınan paraların nereye gittiğinin bilinmediğini iddia eden Durmuş; sözlerini şöyle sürdürdü: "Kayıtsız paraları yiyorlar. Hırsız bunlar. Kayıtsız kasaya giren para var ama bakmıyorlar, yiyorlar. Daha önce yüzde 2 para alınıyordu, şimdi 8 TL verecen diyorlar tamam vereyim ama makbuz istiyorsun yok eczaneye öde diyorlar. Eczane kamu kuruluşu mu? Para nereye gidiyor yandaşa gidiyor. Kayıtsız parayı harcıyorlar. Kuş gribinde Unakıtan'ın oğlu köşeyi döndü. Domuz gribinde Recep ve yandaşları köşeyi döndü. Hâla domuz gribi reklamı yapıyorlar. Hastalık bitti. İlaç alıyorlar. H1N1 mutasyona uğradı onlar işe yaramaz dediğimizde ben 1 dolara geri verecem diyorlar. Günde üç öğün yalan söylüyorlar. Bozuk ilaçları kamyonlarla gönderdiler ama savcılığa gideceğiz o yüzden konuşmuyorum. Bizim zamanımızda ithal ilaç oranı yüzde 40 iken şimdi yüzde 60'ı aştı."

Türkiye'nin ve İzmir'in sağlık sektörü bakımından önemli yerler olduğunu belirten Eski Sağlık Bakanı ve Milliyetçi Hareket Partisi Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş; sözlerini şöyle tamamladı: "Birçok bölgeden inçalışan olacsan çekebiliriz. Buralarda hem tatil hem tedavi olabilirler. İzmir çok iyi bir şehir ama yatırım lazım. Bunun içinde AKP'yi gönderip MHP'yi iktidar yapmak lazım."