HSYK'ya çifte standart suçlaması

İzmir'de, Yengeç adı verilen operasyonla tutuklanan eski İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Asım Korkut, HSYK'yı çifte standart uygulamakla suçlayarak, ''Erzincan Cumhuriyet Başsavcısına haksızlık yapılmışsa aynısı daha önce bana yapıldı. O zaman ses çıkarmayanların şimdi hak hukuk adına konuşmalarını samimi bulmuyorum'' dedi.

Asım Korkut, bugün İzmir Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı, Avukatı Şakir Balcı ile birlikte konuşan dönemin 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Asım Korkut, kendisinin de 16 ay önce özel yetkili cumhuriyet savcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınıp tutuklandığını hatırlatarak, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in yaşadığı sıkıntıları çok iyi anladığını ifade etti.

Tutuklandığı dönemde yaşamının alt üst olduğunu, bu nedenle ailesinin büyük sıkıntılar, kendisinin yanı sıra yakınlarının da büyük üzüntüler yaşadığını belirten Asım Korkut, şöyle konuştu: "Sayın Başsavcımıza yapılan hukuksuzlukları tasvip etmemiz mümkün değil. Benim başıma da geldi. Ailem çok büyük sıkıntı yaşadı hatta kanser oldu ve organını kaybetti. Yaşananların telafisi maalesef mümkün değil. Ancak, Başsavcıya bir haksızlık yapılmışsa bunun aynısı bana yapıldı. Ortada bir haksızlık, hukuksuzluk

varsa aynısı bizim yaşadığımız olayda da vardı. O zaman HSYK neredeydi? Bana yapılırken ses çıkarmayanların hak hukuk adına konuşmalarını samimi bulmuyorum."

Kendisi hakkında soruşturma yürüten Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin de 'yetki aşımında' bulunduğunu öne süren Asım Korkut, şunları söyledi: "Ancak bizim olayda aynı duyarlılığı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) göstermemiştir. Soruşturmayı yürüten Sayın Başsavcı Vekili hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Bakalım şimdi ne denilecek?"

Şimdilerde emeklilik yaşamında olan Asım Korkut, konuşmasını şöyle tamamladı: "Erzurum özel yetkili Cumhuriyet Başsavcılarının yetki aşımında bulunarak Sayın Erzincan başsavcısını tutuklattığı iddiasıyla sayın HSYK tarafından yetkileri kaldırılmıştır. Genel yetkili normal savcı yapılmıştır. Ancak benim hakkımda yasaları çiğneyen daha ağır yaptırımlar uygulayan sayın savcı halen İzmir'de görevinin başındadır. Yüksek Kurulun aynı duyarlılığını bunlar hakkında göstermesini diliyorum. Kendisi hakkında suç

duyurusunda bulunacağım. İsterse bu açıklamamı ihbar kabul edip Adalet Bakanlığı soruşturma açabilir."

DAHA AĞIR YAPTIRIMLAR OLDU

Asım Korkut'un avukatı Şakir Balcı da müvekkili hakkında Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından verilen kararın hukukçularca iyi analiz edilmesi gerektiğini söyledi. Erzincan-Erzurum hattında yaşanan tartışmaların tamamını Asım Korkut'a ilişkin soruşturma ve yargılamalar sırasında dile getirdiklerini anlatan Balcı, şöyle konuştu: "Müvekkilim çok daha ağır uygulama ve yaptırımlara maruz kalmıştır. Nihai karar verme noktasındaki makam da dahil tüm başvuru ve itirazlar karşısında müvekkilin aleyhine yapılan

uygulamalar, hukuka uygun hale getirilmemiştir. Sonuç olarak HSYK yetkilileri bugün Erzincan'da olan olayda gösterdikleri duyarlılığı müvekkilime göstermedi."

Şakir Balcı, 1. sınıf hakim ve savcıları yargılama yetkisinin yasa gereği Yargıtay'da olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 86. maddesi gereğince 1. sınıf hakim ve savcıları yargılama yetkisi Yargıtay ilgili ceza dairesinde yapılır. Ayrıca, Ergenekon davasıyla başsavcı arasında ilişki kuruluyorsa, davanın sanıklarıyla birlikte yargılama merci Yargıtay'ın ilgili ceza dairesidir. Bu davanın da 3 ay içinde bitirilmesi gerekir. Müvekkilimin 3 ay içinde yargılanıp

davası sonuçlanması hükmen gerekirken dava süresi 1,5 yıla yaklaştı."

Yargıtay Dairesi'nin kararının ellerinde olduğunu anlatan Balcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yargıtay Dairesi kararında yasa koyucuyu, kendini ifade edemeyen ve acz içinde bir kurum olarak görüp, kanun koyucu bu madde de bu hükmü unutmuş olabilir tespitinde bulunmuştur. Mevcut kanun hükmüyle yetinmeyip yeni kanun hükmü ortaya çıkarmak suretiyle aleyhte karar verebiliyorsa ceza hukuku adına ortada tartışılacak bir şey kalmamıştır. Eğer hukukçular kanunda olmayan hükümleri unutulmuş olabilir diyerek

yapacakları yorumlara yeni kurallar koyarak hukuku işletirlerse bu işin sonu gelmez. Başka bir olayda da birileri kalkar kanun maddesinde olmayan hükmü yorum yoluyla uygular ve işletir. Anayasamız ve TCK hükümlerine göre kanunsuz suç ve ceza olmaz ceza hükümleri kıyas yoluyla yorumlanıp uygulanamaz."

Asım Korkut'un, tefecilik suçundan yargılanan bir tutuklunun tahliyesi sürecinde rüşvet istediği iddia edilmişti. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 1. derece mahkeme sıfatıyla 'rüşvete teşebbüs' suçundan dönemin İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Asım Korkut'a 10 ay hapis cezası öngörmüş, ancak 'hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına' karar vermişti.