Balıkçılar kaçak avcılığa isyan ediyor

 S.S. Foça Merkez Su Ürünleri Kooperatifi olarak kurulduğumuz günden bugüne sirküler ve balıkçılık sorunları ile ilgili olarak yaptığımız tüm önerileri sürdürülebilir balıkçılık üzerinedir” diyen Çetin şunları kaydetti: “Balıkçılığı korurken balığı da koruma amaçlı olmuş ve balıkçımızı yasalar çerçevesinde avcılık yapmaya teşvik ettik. Kurulduğumuz yıllarda gündeme getirdiğimiz genelde yasal ve bürokratik sorunlarımız yıllar içersinde kademe kademe çözüme kavuşturuldu. Bu konuda emeği geçen herkese müteşekkiriz.” Balıkçılık alanında, sektörün asıl özü olan üretim ve pazarlama ile ilgili sorunların günden güne büyümekte olduğunu vurgulayan Çetin, “Denizde balık azalırken tekne sayısı ve tekne büyüklükleri artmaktadır. Denizlerimizde balık potansiyeli yeterince bilinmeden, okyanuslarda avcılık yapabilecek teknelere Ege, Marmara ve Karadeniz’de avlanma izni verilmektedir. Balıkçılığımızın bu hale gelmesinin birinci nedeni maalesef su ürünleri bakanlığının veya bir genel müdürlüğünün kurulmamış olmasıdır. Bunun yapılmaması sonucunda balıkçılık kontrolsüz bir şekilde büyümüş ve yasa dışı ve bilinçsiz avcılık önü alınmaz bir duruma gelmiştir. Yine balıkçı ve üniversite devlet koordinasyonu bir türlü gerçekleşmemiştir. Balıkçıyı bilinçlendirici,bilgilendirici ve yön gösterici projeler yapılmamıştır. Bugün gelinen nokta ise içler acısıdır. Dürüstçe yasalara saygılı bir şekilde avcılık yapan balıkçılarımız çok zor durumdadır. Bugün balıkçılarımız kredi borçlarını ödeyemez durumdadır. Çoğu balıkçımız teknesini satışa çıkarmış ama alıcı bulamamaktadır” diye konuştu.

Foça balıkçısı olarak, Akdeniz ve Karadeniz teknelerinin Ege’ye gelip çalışmalarını engellemek amacı ile av yasağının beş aya çıkarılmasına vesile olduklarını, anlatan Çetin, “Bu uygulama ile tek mağdur olan Ege’li dürüst balıkçılar olmuştur. Çünkü her yıl açılan uluslar arası avcılık aldatmacası Akdeniz ve Karadeniz teknelerinin Ege denizinde kaçak olarak karasular içersinde çalışmalarına çanak tutmuştur. Ege’ye gelen tekneler sezon açıldığında kıyılarda çalışarak ege balıkçısının beş ay yasak zarfında biriken balığı birkaç gün içersinde talan edip kendi bölgelerine geri dönmektedirler. Artık herkes şunu anlaması gerekmektedir. Hatta iş işten geçmek üzeredir. Denizlerimiz yılın 12 ayı çalışılabilecek kapasitede değildir. Buna uluslar arası sularda dahildir. Bizim denizlerimiz okyanus değil, havuz gibidir. Dün Uluslar arası sularda tutulan balıktan bugün eser yoktur. Örneğin Trol balığı olarak ne karides nede bakaleros,istavrit balığı kalmamıştır. Buralarda ışık ile avcılıkta yakılan lambalarda toplanan karides larvaları gırgır ağları ile katledilmektedir. Bozulan bu besin zinciri aşırı avcılık ile beraber diğer balık türlerini de önemli miktarda azalmasına neden olmuştur. Birkaç kişinin hırsını tatmin etmek için açılan gırgır tekneleri ile uluslar arası sularda avcılık balıkçılığımızın sonunu getirecektir” şeklinde konuştu.

Foça bölgesinde son dönemlerde halk arasında “şebeke” olarak bilinen 10 metre civarında trol ruhsatı olmayan tekneler tarafından yapılan kaçak trol avcılığında hızla artış görüldüğünü bildiren Çetin, “Genelde balığın yumurta bıraktığı sahalarda yapılan bu avcılık balık yataklarını bozduğu gibi uzatma avcılığı yapan balıkçılarımızı ağlarını da takıp parçalayarak çok ciddi olarak maddi zararlar vermektedir. Bunun önüne geçilmediği taktirde büyük sorunların ve olayların yaşanacağı aşikardır. Bilindiği gibi 15 metre üzeri tüm balıkçı teknelerinden uydu takip cihazı takma mecburiyeti getirilmiştir. Balıkçılarımızda bu kriz ortamında borçlanarak bu cihazı alıp teknelerine taktılar. Fakat yeterli alt yapım kurulmadığı için balıkçıyı denetleyici bir mekanizmada oluşturulmamıştır. Dileğimiz bunun bir an önce gerçekleşip tüm balıkçılarımızın yasalar çerçevesinde avcılık yapmaları sağlanmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.