17
Mayıs
2024
Cuma
MARMARİS - MUĞLA

Füsun ÖNAL ile MARMARIS

Füsun Önal

Orman ve denizin inanılmaz bir uyum sergilediği belde: MARMARİS... Mavi göğün altında uzanan turkuvaz mavisi deniz ile dağları eldiven gibi saran yemyeşil ormanların uyumu insanı adeta sarhoş eder. Bunca güzelliği bir arada görmenin sarhoşluğudur bu...

MARMARİS’e kavuşmak güzeldir ama buradan ayrılmak insana zor gelir. Ulu ve yemyeşil ağaçlarla kaplı dağların arasından MARMARİS’e doğru yol almak, burasını iyi tanıyanların, bilmem kaçıncı kez gelenlerin içini bile heyecanla doldurur. Mavi gök tepenizde, yeşilin onlarca tonu sağınızda-solunuzda, MARMARİS’e doğru yolunuza devam ederken, karşı tepelerde ağaçların kesilip, yerlerine birbirinin üstüne binmiş gibi duran bir takım evlerin yapıldığını, hatta hala yapılmakta olduğunu görür, uzuuun yıllar boyunca uzayıp ancak “ulu” olabilen ağaçların kesilip; yapılan inşaatların çevredeki yemyeşil güzelliği bozmakta olduğunu üzülerek görürsünüz.

Yazarken bile içim acıyor ama ne yazık ki Beldibi’nin dağlarında, ormanlarındaki ağaç katliamı ve inşaat faaliyetleri, her yıl daha gözle görülür boyuta ulaşmakta!!! Ayrıca orada ev yapmakla ne geçer insanların ellerine hiç anlaşılır gibi değil. Zira denizden iyice uzakta yapılan bu yazlıkçı villaları, sadece senenin birkaç ayında oturulacak mekanlardır ama kesilen ağaçların yerinin dolması çoook uzun yıllar alacaktır. Bu tarz duyarsızlıkları hala anlayabilmiş değilim. Anlayamayacağım da!!!

Yemyeşil dağlardaki bu tarz çirkinlikleri görmezden gelmeye çalışırsanız, MARMARİS beldesi, bir virajdan çıktığınız an ağaçların arasından size merhaba deyiverecektir. Dağlarla denizin kucaklaştığı arada kurulan, bir zamanların balıkçı kasabası MARMARİS, artık bir turizm cenneti olarak sizi selamlayacaktır.

Ege ile Akdeniz’in kaynaştığı eşsiz bir koyda sırtını çam ormanlarına vermiş olan MARMARİS, tarihçi Heredot’a göre “dünyanın en güzel gökyüzüne” sahiptir. Beldenin çevresinin doğal ve tarihi zenginlikleri, harika plajları, doğası ve eğlenceli geceleriyle MARMARİS, dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin ilgi gösterdiği bir tatil şehri olmaya devam edecektir.

Dalaman Havaaalanı şehre 1 saat civarı bir uzaklıkta olup, Dalyan, Göçek, Datça, Akyaka gibi çevre tatil kasabalarına otobüslerle gidebilirsiniz. Ayrıca MARMARİS’in çevresindeki yerlere günübirlik de gidip, gezip, yeniden MARMARİS’e dönebilir, MARMARİS’in gece yaşamını yaşamaya yetişebilirsiniz.

Rodos, hızlı deniz otobüsü ile sadece 45 dakika ötenizdedir. Rodos’a günübirlik gidip dönebileceğiniz gibi, orada birkaç gün kalıp, yeniden MARMARİS’e dönebilirsiniz. Yani bir günde hem Türkiye’yi, hem Yunanistan’ı yaşayabilirsiniz. Aman sakın pasaportunuzu yanınıza almayı ve de en önemlisi gelmeden önce “şengen vizesi” yaptırmayı unutmayın. Sonra valla pişman olursunuz.

MARMARİS’in tarihçesi taaa MÖ.3400 yıllarına dayanıyor. Doğasının zenginliği, Ege adalarına gitmek için en yakın bir bağlantı yeri olması, MARMARİS’i tarih boyunca önemli kılmış. Burası uzun yıllar boyunca Karyelilerin, Mısırlıların, Asurluların, Perslerin, Makedonların, Romalıların, Bizanslıların yönetimi altına girip çıktıktan sonra, önce Selçukluların ve sonra da nihayet Osmanlıların idaresi altına girmiş.

Heredot’un yazdığına göre şehrin adı önceleri “Marmarissos”muş. Ama ünlü denizcimiz Piri Reise göre de şehrin adı “Mermeris”miş. Evliya Çelebi’nin gezi kitabındaysa şöyle yazıyormuş: Kanuni Sultan Süleyman Rodos seferi öncesinde MARMARİS kalesini çok küçük bulup, dönene kadar kalenin büyütülmesini emretmiş. Ama dönüşünde yapılanı beğenmediğinden “Mimarı asın” diye emir vermiş, bu emir de zamanla “Marmaris”e dönüşerek, beldenin adı olmuş.

MARMARİS, gün boyu plajları ve denizi ile, isteyenlere cafeleriyle, akşam üstleri aperatif alacağınız barlarıyla, geceleri bol seçenekli restoranları, barları, diskolarıyla burada tatil yapmayı seçenlere gerçek anlamda eğlenceli bir tatili, ayrıca, kapalı çarşısı, mağazaları ve açık hava pazarlarıyla da her türlü alış-veriş olanaklarını sunar.

Yürümeyi sevenler için plajlarla oteller arasında 15 km kadar uzunlukta “yürüme yolu” vardır. Burada kiralayacağınız bisikletlere de binebilirsiniz. Burada yürümek, MARMARİS’te yapmayı sevdiğim şeylerin başında gelir. Marmaris Belediyesi’ne bağlı olan şehir merkezindeki halk plajında başlayan yol, İçmeler Belediyesi’ne bağlı “İçmeler” semtine kadar uzar.

Bu yolda yürürken zamanın nasıl geçtiğini, kilometrelerin nasıl aşılıp bittiğini anlamaz insan... Yeter ki dediğim gibi yol yürümeyi sevin, yürümekten kaçmayın. İnsan yorulduğunu sık sık düşünürse gerçekten yorulmaya başlar. Oysa, yürüyüşünüz boyunca sadece bu hareketli, eğlenceli, güzel manzaralı yolun keyfini çıkarmayı düşünürseniz yolun uzunluğunu unutur, yorgunluğun “y”sini aklınıza bile getirmezsiniz.

Bu sadece yayalara ait olan “Yürüme yolu”nda yürürken canınız denize mi girmek istedi, çok mu terlediniz, o zaman eşyalarınızı yüzmeyi seçeceğiniz plaja bırakıp girersiniz denize, yüzüp serinlersiniz, sonra da yolunuza devam edersiniz. Üstelik bu şekilde yanmak daha düzgün olur. Yürürken daha iyi yanılır. Zaten mayonuz ile yürümenizde bir sakınca yoktur.

Ben su geçirmez minik çantama lazım olacak kadar para koyarım ve mayomun bir kenarına onu, diğer kenarına da saatimi asar, denize de öyle girerim. Kumsalda da uzanmayacağıma göre yanıma havlu falan da almam. Elimi kolumu sallayarak yürürüm, yüzerim, yürürüm, dondurma yerim, yine yürürüm, yüzerim, almasam bile yol üzerindeki dükkanlardaki ıncık-boncuklara bakarım. Yolun aşağı yukarı ortası gibi bir yerde bulunan ve Ankara Kolejli otel sahibi arkadaşlarımın “Lidya Otel”inde de bir şeyler içer sonra yine yürürüm. Terleyince canımın istediği plajdan ya da boş bir kumsaldan denize girip çıkar, yine yürürüm. Ve bir de bakarım ki “İçmeler”deki kumsalın en sonuna gelmişim. Bunu yapmalarını MARMARİS’e giden her arkadaşıma tavsiye ederim.

MARMARİS’in merkezi olan kısımda Kapalı Çarşı vardır. Yüzlerce dükkanda aradığınız hemen her şeyi bulabilirsiniz. MARMARİS’in bu kısmında yan yana demirlemiş müşteri bekleyen dolmuş motorlarıyla “İçmeler”e kadar gidebilirsiniz. Ayrıca büyük motorlarla çeşitli turlara katılabilirsiniz. Mehtap turu da yapabilirsiniz. (Bu turları sonraki yazımda yazacağım.)

Demirleyen motorların önünden geçerek yürürseniz, araba girmeyen liman yoluna gelirsiniz. Yunus heykelinin bulunduğu bu meydandan sahil yolu sola doğru döner. Solunuzda yan yana dizilmiş restoran ve cafeler, sağınızda yan yana demirlemiş birbirinden güzel yatlar vardır... “Deep Blue Restoran”, “O’ Yes Restoran” burada olanların arasında ilk aklıma gelenlerden...

Yola devam ettiğinizde tahta bir köprüden geçersiniz ve yeni marina “Netsel”e gelirsiniz. Burada etiketleri yüksek mağazalar vardır. Tabi “Sea Club”, “Pineapple” gibi restoranlarda yiyeceğiniz bir akşam yemeği marinanın pırıltısıyla size eşlik edecektir.

Sahil yolunun arkasında “Barlar Sokağı” vardır. Bu sokakta eski Marmaris evleri disco ve barlara uyacak şekilde dekore edilmiş, sağlı sollu barların, discoların dizildiği bir sokak yaratılmıştır. “My Moon Bar”, “Green House Bar”, “Back Street Bar” ilk aklıma gelen yerler... Bunlar aynı zamanda discodur. Müzik burada en yüksek volümde dinlenir. Eğlence sabahlara kadar sürer. Buraya bir başınıza ya da birkaç arkadaş gitseniz, gecenin sonunda kendinizi yeni arkadaşlardan oluşan bir grubun içinde bulmanız işten bile değildir.

Bir diğer bar cenneti de, Halk Plajından “İçmeler” yönüne doğru yürüdüğünüzde “Seyfettin Elgin Bulvarı” ile plajların paralelindeki “Yürüme Yolu”, “Uzunyalı Sokağı”adını alır. “Yürüme Yolu”nun bu uzun kısmı gündüzleri güneşlenip denize girenlerle, yolda yürüyenlerin doldurduğu bir yerken, geceleri burası kabuk değiştirip, plaj cennetinden eğlence cennetine dönüşür.

Liman’daki “Barlar Sokağı”nın ucu ile limandaki restoranların arkasındaki sokaklar, kaleye doğru çıkan daracık sokaklara bağlanır. Ben o dapdaracık kimi merdivenli sokakların nereye gittiğini iyi bilirim ama siz burada ilk kez dolaşacaksanız, ok işaretlerine, tabelalara bakabilir, ya da evlerinin kapı önlerinde oturup dantel işi örtüler satan kadınlara, ya da sokakta göreceğiniz birine Kale yolunu sorabilirsiniz.

Bu sokaklardaki evler hep restore edilmiştir. Marmarislilerden, Marmarisli olmayanlar bu evlerin pek çoğunu satın almıştır. Kale sokakları adeta el değiştirmiştir. Tepedeki Kale pek çok yerde gördüğüm kalelerden küçüktür ama Kanuni Sultan Süleyman’ın küçük bulup beğenmemiş olmasına rağmen bu Kale benim vazgeçilmezimdir. Her MARMARİS’e gittiğimde buraya mutlaka çıkarım. Bu civarda ki “Antik Restoran”, “Ney Restoran” size tavsiye edeceğim yerlerdendir.

Liman’ın arkasındaki sokaklarda yan yana açılmış yüzlerce dükkanda pek çok çeşit şeyi bir arada bulabilirsiniz. Mesela ilk aklıma gelen kadın-erkek giyimi alabileceğiniz yer “Elita”.... Aslında eski yıllarda Kale’nin eteklerindeki bu sokakların üstü açıktı. Sonradan bu dükkanların üstü kapatıldı ve bir kapalı çarşı yaratıldı. Size bir de semt pazarlarının yani “Marketlerin” adlarını vereceğim. Buralarda ucuz gıdadan, giyeceğe, kozmetikten, el işi hediyeliklere kadar her şeyi bulursunuz. Cuma günleri açık olan “Marmaris Pazarı”, Salıları açık olan “Siteler Pazarı” ve Çarşambaları açık olan “İçmeler Pazarı”... Bu Pazarların renkli atmosferlerinde her şeyi daha ucuza bulabileceğiniz gibi pazarlık da edebilirsiniz.

Minibüslerle, otobüslerle, traktörün arkasına takılı kenarları açık vagonla yapılan taşımacılıkla MARMARİS’in merkezinden “İçmeler”e kadar gidebilirsiniz. Ama yol buradan “Yürüme Yolu”na göre daha uzundur.

“İçmeler”in denizi temiz suyundan dolayı “Mavi Bayrak” sahibidir. Burada güneşlenip yüzmenin dışında sur ve su kayağı yapıp, kanolara, muza bineceğiniz çeşitli spor aktivitelerini sunar deniz severlere... İçinden iki dere akan ve küçük köprülerle geçilen “İçmeler”in arkası sizi bambaşka bir dünyaya götürecek olan harika bir kanyona açılır. Otellerden çıkıp, az bir mesafe kat ettikten sonra geleceğiniz “İçmeler Botanik”parkında bar-restoran-kafeterya vardır. Parkın arkasında gençlerin rağbet ettiği “Su Parkı” yer alır.

MARMARİS’teki güzel ve şık otellerden işte sadece bir kaçı: “Martı”, “Martı La Perla” “Mares”, “Lidya”, “Grand Azur”, “Munamar”... Ve tabii bir çok 3- 4 yıldızlı otel daha... Buralarda fiyatlar 3 yıldızlarda 60-70 Euro, 4-5 yıldızlarda da 150 Euro civarıda... Otellerin kendi tekneleri var. Bu teknelerle de günübirlik olarak çeşitli koylara gideceğiniz, görülecek bazı yerleri göreceğiniz turlara katılabilirsiniz. Bu turlar öğlen yemeği dahil 32-33 Euro gibidir... Denizden uzaklaştıkça daha ucuz fiyatlı oteller, apartlar, pansiyonlar da bulabilirsiniz.

Size bir de “Armutalan”dan bahsedeyim. Burası eski Cumhurbaşkanımız Kenan Evren’in ev yaptırmasıyla duyulmuştu. Hemen buraların değeri arttı. Fiyatlar aldı başını gitti. Evren’in evinin çevresine, Şehir Kabristanı’ndan yukarı doğru çıkan yollara “Flamingo Yolu” deniyor. Buralarda harika villalar, hatta malikaneler var. “Türk Hamamı” da burada alışveriş için vereceğim bir adres...

“Armutalan” denizden 600 metre kadar yukarıda. Sahildeki otellerden daha ucuz olan apart oteller ve apartman modelinde yapılmış küçük oteller turistlerin rağbet ettiği yerlerden... Sık sık geçen minibüslerle 5 dakikada şehir merkezinde, ya da denize paralel uzanan “Kenan Evren Bulvarı”nda ya da “Seyfettin Elgin Bulvarı”nda olursunuz.

MARMARİS, yeşilin ve mavinin onlarca çeşit tonuyla, zengin doğa örtüsü ile benim favorimdir. Ayrıca burada hayatımın en güzel günlerini yaşamışımdır ve yaşamaktayım... Onun için de MARMARİS benim vazgeçilmez beldemdir.

Haftaya, MARMARİS’in çevresindeki güzellikleri, birbirinden harika yerleşim beldelerini yazacağım. Sizleri oralarda dolaştıracağım. Eeee, malum... önümüz yaz.... biraz da buralarda dolaşalım, değil mi?

Hepinize bol güneşli, mavi denizli, deprem felaketlerinden uzakta güzel ve sağlıklı günler, Bingöl’deki depremzedelerimize de Tanrı’dan yardım ve sabır diliyorum....Acı ile tatlı dileklerim bir arada olacak ama annelerimizin de Anneler Günü’nü kutlamadan geçemeyeceğim.Buluşmak üzere.....

Yayın Tarihi : 15 Kasım 2004 Pazartesi 20:10:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
esra yurtsever IP: 88.242.153.xxx Tarih : 22.06.2007 18:09:16
ya bende 7 sene marmariste yaşadım.çok güzel bir yer . dediğiniz gibi marmarise kavuşmak güzel ama ayrılmak çok zor