Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Roj TV haber bültenlerinde yayınlanan terör örgütü PKK ile terörist Abdullah Öcalan hakkında yaptığı konuşmaları nedeniyle ''Terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan 10 ay hapis cezasına çarptırılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Siirt eski İl Başkanı Murat Avcı'yla ilgili gerekçeli kararını açıkladı. Mahkeme gerekçeli kararda ifade özgürlüğünün tanımını yaparken, "Silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak, düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez" dedi.

Terörün ve teröristin tanımının yeniden yapıldığı karar metninde, PKK'nın kuruluşuna ve stratejilerine yer verildi.

DTP Siirt eski İl Başkanı Murat Avcı, Roj TV'nin haber bültenine yayınlanan açıklamasında, terör örgütü PKK'nın lideri ''Abdullah Öcalan'ın özgürlüğün çizgisi olduğu'' ifadelerini kullandığı gerekçesiyle Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanarak, "Terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Murat Avcı ve avukatlarının yaptıkları savunmalarda, söz konusu açıklamaların düşünceyi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini istemelerine karşı, mahkeme gerekçeli kararında ifade özgürlüğünün tanımını yaptı. Hazırlanan gerekçeli kararda mahkeme, konuşmaların bir suç örgütü olan terör örgütü PKK ve kurucusunun amaçları doğrultusunda olduğunu ve Abdullah Öcalan'ın da PKK terör örgütünün elebaşı bir terörist olduğunu, bu sebeple Murat Avcı'nın yargılanıp hakkında mahkumiyet hükmü verildiğini belirtti.

Gerekçeli kararda, düşünceyi ifade özgürlüğü ile ilgili verilen karar ve uluslararası sözleşmelere dikkat çekilerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Birleşmiş Milletler (BM) kararları ile Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2. maddesini örnek gösterildi.

DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ
Mahkeme heyeti gerekçeli kararında propaganda kavramını, "Belli bir görüşün toplum içinde yayılmasını, fikir ve kanaatlerin kökleşmesini sağlamak için, bu amacın gerçekleşmesine yönelik olarak her türlü maddi ve manevi araca başvurarak telkin, teşvik ve etkide bulunmak'' olarak tanımlarken, ''Terör örgütünün sözde liderinin Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan eylem ve düşüncelerinin propagandasını yaptığı, sanığın terör örgütü elebaşı hakkında özgürlük çizgisinin temsilcisi olduğunu ve terör örgütü elebaşı hakkında sözde referanduma katılmaya çağrıda bulunmak suretiyle birçok kişinin bulunduğu ortamda terör örgütünün propagandasını yaptığının kabul edildiği belirtilmiştir" tespitlerine yer verdi.

Sanık avukatlarının, Murat Avcı tarafından sarf edilerek suça konu olan sözlerin ifade ve ifadeyi açıklama özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığını savundukları belirtilen gerekçeli karar şöyle devam etti:

"Terör örgütünün propagandasını yapmak suçu, hukuk devleti olma standardı yüksek olan birçok ülkenin ceza kanunlarında yer almaktadır. Demokratik bir toplumda terörizm ile mücadele ve terörü ezmek öncelik taşır, insan haklarını kullanmanın ön şartı güvenliktir; güvenlik olmayınca insan haklarının korunması güçleşir. Terörizm şiddet kullanarak hedefine varmaya çalışır. Hiçbir devlet terörün yoğun yaşandığı bölgesinde yurttaşlarına terör örgütü ve terör örgütü mensuplarının propagandasının yapılmasına seyirci kalamaz. İfade özgürlüğü ile terörizmin yüceltilmesi ve terörizmin savunulması hukuk dışıdır. Nitekim AİHM Sürek/Türkiye davasında bölücü propaganda yapmak suçundan verilen mahkumiyet kararı ile ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar vermiştir. Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü Anayasa ve uluslararası sözleşme ile güvence altına alınmış bir hak olmakla birlikte, düşünce açıklamasının sınırsız olduğu söylenemez. Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 5. maddesi ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi'nin 17. maddesi hakların, diğerinin haklarını yok edecek biçimde kötüye kullanılmasını yasaklamıştır. Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 20. maddesine göre de şiddet propagandası hukuken yasaktır."
Mahkeme gerekçeli kararının son paragrafında, Murat Avcı'nın, 'Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak' suçundan eylemlerine uyan Terörle Mücadele Yasası 7/2 maddesi gereğince 10 ay hapis cezasına çarptırıldığına yer verdi.

Yayın Tarihi : 26 Mayıs 2008 Pazartesi 17:27:05

Güncelleme :26 Mayıs 2008 Pazartesi 17:34:25