3
Mayıs
2024
Cuma
DİYARBAKIR

PKK'lıdan inanılmaz itiraflar

PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarında askeri ve siyasi eğitim alan ‘Berfin’ kod adlı kadın terörist R.Y., ailesinin ikna çabaları sonucu imam nikahıyla yaşadığı sevgilisi ve 6 aylık erkek bebekleriyle birlikte kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu. Mahkeme çıkarılan R.Y., ceza verilmeden serbest bırakıldı.


PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarında ve Kandil Dağı'nda ve örgütün Irak’taki kolu olan PÇDK (Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi) adına silahlı faaliyet yürüten 27 yaşındaki kadın PKK’lı R.Y ailesinin ikna çabaları sonucu sevgilisiyle birlikte 2 ay önce örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu. İmam nikahlı eşi A.P. ile birlikte Jandarma Komutanlığı’nca sorgulanan R.Y. hakkında ‘örgüt üyesi olmak’ suçundan 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. R.Y. 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.


ÖRGÜTTE SURİYELİ- TÜRKİYELİ ÇEKİŞMESİ


İzmir’de bir pastanede garsonluk ve avukatlık bürosunda sekreterlik yaparken örgüte katıldığını belirten R.Y., ifadesinde şunları anlattı:


“HADEP’in Karşıyaka ilçe teşkilatı gençlik kollarına gidip gelirken örgüte katıldım. Kandil’deki kamplarda Murat Karayılan ile Osman Öcalan’ın yanında kaldım. Yanımızda Abdullah Öcalan’ın avukatı İrfan Dündar’ın ‘Zelal’ kod adlı kızkardeşi de vardı. Ancak daha sonra örgütten kaçarak KDP’ye teslim oldu. İrfan Dündar ise sürekli kampa gelerek Abdullah Öcalan’ın cezaevinden verdiği talimatları konsey üyelerine iletiyordu. Kampta Suriyeli- Türkiyeli çekişmesi oluştu. Suriyeliler tüm görev ve yetkilerin Türkiyelilere verilmesinden rahatsızdı. Ayrıca birçok kişi ajan damgasıyla infaz edildi. Örgütten kaçmadan önce A.P. ile tanıştık. duygusal ilişkimizin ortaya çıkması halinde infaz edileceğimizi bildiğimiz için kimseye konuşmadık. Sonra ailemizle irtibat kurduk. Onlar bizi teslim olmaya ikna edince örgütten kaçarak Süleymaniye kentinde KYB peşmergelerine sığındık. Bir süre burada kaldıktan sonra bebeğimiz oldu. Daha sonra güvenlik güçleriyle ailemiz, bizimle telefon irtibatı kurdu ve Habur Sınır Kapısı’na gelerek teslim olduk. Ben ve eşim örgütün Irak’taki yapılanması olan PÇDK adına köy ve kasabalarda propaganda faaliyeti yürütüyorduk.”


ÖRGÜT İÇİ İNFAZLAR


Örgütün şu anda 5 bin civarında silahlı gücü bulunduğunu; bu gücün büyük bölümünün Kandil Dağı’nın genelindeki kamplarda olduğunu belirten R.Y. şöyle devam etti: Hava saldırılarında uçaklara görüntü vermemek için sığınakların üzeri yaprak, ağaç dalları ve çamurla örtülerek kamufle ediliyor. Ancak hava saldırıları yoğunlaşınca sığınaklardan ziyade doğal mağaralar tercih ediliyor. Güvenlik güçlerinin özellikle İran- Irak sınır hattındaki sıfır noktasındaki askeri hareketliliği ile ilgili istihbari bilgileri kaçakçılardan alıyoruz. Kandil’deki Şehit Harun ve Dolakoge kamplarında konsey üyelerinin kaldığı betonarne binalar ile hastaneler vardı. Hava saldırısı olmadığı için burada rahatlıkla barınılabiliyordu. Ancak bu binalar şimdi kullanılmıyor. 2000 yılında Kandil’in ele geçirilmesiyle ilgili KDP’yle şiddetli çatışmalar oldu, ancak KDP çok kayıp verdi. Bu çatışmalar 3 ay sürdü ve Kandil tamamen örgütün kontrolüne geçti. Örgüt 2000 yılında ateşkes kararı alınca, Türkiye kırsalındaki tüm eski katılımlı örgüt elemanları Kuzey Irak’taki kamplara geldiler. Ancak yönetim tarafından ilgi görmedikleri için birçoğu KDP ve KYB’ye teslim oldu, bazıları ise Avrupa’ya kaçtı. Örgütün merkez komite üyesi Nasır, Murat Karayılan ile fikir ayrılığına düştü ve gece infaz edildi. Bir bayan ise Suriye ajanı diye Cemil Bayık’ın talimatıyla öldürüldü.”


TİKKO'CULAR DA PKK HİMAYESİNDE


Devletin yaptığı yasal düzenlemeler kendilerine ulaşmadığı için sonuç alınamadığını kaydeden R.Y., "Şu anda örgütün en etkili ismi Cemil Bayık’tır. Çünkü Abdullah Öcalan tarafından korunuyor ve onun talimatlarına bağlı kalıyor. Kandil’deki Dolakoke kampına yakın bir noktada Türkiye’de faaliyet gösteren TİKKO adlı örgütün mensupları da barınıyor ve silahlı eğitim görüyorlar. Bu örgütün lojistik desteği ve eğitimlerini de PKK karşılıyor.


ABD ASKERLERİ VE BM HEYETİ KANDİL'E GELDİ


Suriye’den örgüte fazla katılım olduğu için üst düzeyde sorumluluk istediklerini, bu nedenle yönetimde sıkıntı olduğunu belirten R.Y. daha sonra şunları söyledi:
“Bu nedenle manga ve takım komutanı olanlar tabur komutanı düzeyine getirildi. Kararsız ve inançsız görülen kişilerin aileleriyle irtibat kurmalarına kesinlikle izin verilmez. Kampta sadece Roj TV haberleri izlenir, haber sonrası tartışma programları ise zorla izlettirilir, izlemeyenler ise cezalandırılır. Örgütten kaçanları, KDP’ye teslim olmadan Türkiye’ye getirecek bir irtibat bürosunun Kuzey Irak’ta kurulması teslim olmaları artıracaktır. Çünkü KDP kaçanlara kendi yanlarında kalması için baskı kuruyor. ABD askerleri Kandil’e gelerek örgütün üst düzey yöneticileriyle heyet olarak görüştü. Ayrıca Birleşmiş Milletler’den bir heyet, Kandil’in Akuyan alanına gelip yöneticilerle görüştü. Benim örgüte katılmamda Kürtlerin ezildiği ve Güneydoğu’ya yatırım yapılmadığı propagandaları etkili oldu.

Ben Kelereş kampındayken İran topçuları havan saldırısı yaptı. Böyle bir saldırı beklemiyorduk. Örgüt siyasi olarak İran devletiyle görüştü ancak anlaşma sağlanamayınca kampı boşaltmak zorunda kaldık. Üniversite mezunu örgüt mensupları daha çok kentlere siyasi çalışma için gönderiliyor. Yaralılar sahte kimliklerle tam teşekküllü İran ve Irak’taki hastanelere gönderiliyor. Örgüte katıldığıma çok pişmanım. devletten tek beklentim beni affetmesidir.”
Mahkeme, R.Y.'nin silahlı eyleme katılmaması, kendi isteğiyle teslim olması ve samimi itirafları nedeniyle ceza verilmeden serbest bırakılmasını kararlaştırdı.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 30 Mayıs 2008 Cuma 13:07:41
Güncelleme :30 Mayıs 2008 Cuma 13:15:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?