Kapatılan DEP’in eski Genel Başkanı Yaşar Kaya, bir süre önce DTP Grup Başkanlığı görevinden istifa eden Ahmet Türk’e bir mektup yazarak, istifa etmesinin altın değerinde bir karar olduğunu belirtti ve bir daha genel başkanlığa aday olmamasını istedi. Kaya, “Genel seçimlerin üzerinden daha bir yıl geçmedi. Sahte raporlarla bu kervan yürümedi ve partiniz büyük darbe yedi. Bu rapor olayından sonra böyle bir partinin genel başkanlık koltuğuna talip olunmaz. Çünkü herkes seni de o gözle görür. Kısacası senin yerin artık bir başka yerdir” dedi.

Kuzey Irak’ta yaşayan Yaşar Kaya'nın DTP Mardin Milletvekili Ahmet Türk’e yazdığı mektup, ‘Kürdistan-Post’ internet sitesinde yayınlandı. Kaya, “Sevgili kardeşim Ahmet” diye başladığı mektubunda, halkın kendilerini 60’lı yıllardan tanıdığını, o zaman ne partiler, ne de liderler olduğunu belirterek şöyle dedi: “Bugün, 27 Mayıs 2008 Salı günü DTP Grup Başkanlığı görevinizden istifa ettiğinizi öğrendim. Arzum yerine geldiği için sevindim. Keşke bunda gecikmeseydin de Ahmet Türk’ü bir an önce kurtarsaydın. Hatırlarsan son Erbil görüşmemizde, ‘Sana yazık oluyor, sana bu muameleleri reva görecekler’ demiştim. Sohbetimizin devamına Nuri Yaman ve Hasip Kaplan da şahit olmuştu.”

Yaşar Kaya, mektubuna şöyle devam etti:
“Biraz gerilere gidersek, Demokratik Toplum Hareketi, hareket olarak sahneye konurken, bir gece sana telefon açmış ve bu hareketin uzağında dur demiştim. Cevabın şu olmuştu, ‘Ağabey ne yapalım, başka alternatif yok’ demiştin. ‘Git Kasrı Kanco’da otur demiştim’ ben de. Olmadı, yapmadın 2007’de Erbil’e geldiğinde, ‘Seni ilk kongrede düşürecekler’ dedim. Konuşmamızın canlı şahitleri var, öyle de yaptılar. O zaman da, ‘Siz parlamento başkanlığı yaptınız bu yapıyı tanıyorsunuz’ demiştin. Evet tanıyordum. Kürt sorunu Kuzey’de (Türkiye) tartışılamıyor. Tek çözüm yolu yok, birçok çözüm yolu var, tek program yok, birçok program ve görüş var. Uzun ve kanlı bir tarihe devlet hep inkar ve imha yoluyla yaklaştı ama tıkanan Kürt politikası bunları tartışamıyor. Haklı olarak iç ve dış çevreler ‘Kürtlerin ne istediği belli değil’ diyorlar ve bunu kullanıyorlar. Kimseyi muhattap almayışlarının birinci sebebi Kürtlerin ta kendisidir. Barışçıl çözüm gibi içi boş kavramlarla kimseyi muhattap almazlar. Hele yedi iklime göre renk ve yön değiştiren Kürt politikasına kimse değer vermez, esas çözümsüzlük buradadır.”

‘SÖZLERİNİN ARKASINDA DUR’

Kaya mektubunda, Ahmet Türk’ten söylediği, ‘PKK’nın silahlı mücadelesi Kürt politikasına zarar veriyor’ sözlerinin arkasından durmasını da isteyerek, şöyle devam etti: “Sevgili kardeşim istifana sevindim. İnşallah bu saatten sonra bir yerlere adaylığa ikna olmazsın. Falcı değilim ama o tehlikeye de işaret edeyim. Tarih kimseyi affetmez. Bu istifa altın değerinde bir karardır. Onurlu yaşamak kadar büyük mutluluk ve lezzet yoktur. Genel seçimlerin üzerinden daha bir yıl geçmedi. Sahte raporlarla bu kervan yürümedi ve partiniz büyük darbe yedi. Bu rapor olayından sonra böyle bir partinin genel başkanlık koltuğuna talip olunmaz. Çünkü herkes seni de o gözle görür. Kısacası senin yerin artık bir başka yerdir. Zaman ve şartlar bunu tayin edecektir.”