4
Mayıs
2024
Cumartesi
AKSARAY

Aksaray: Dertli baba oğulunu arıyor...

Alıcı, sözlerine gerekçe olarak ise, olayın tanığı büyük oğlu Hüsnü Alıcı’yı, İtalyan yetkililerin, ateş açılarak battı denilen gemiye yönelik böyle bir uyarı ateşi olmadığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın batan gemide Türk yolcu bulunmadığı açıklamalarına dayandırdı.


Baba Muzaffer Alıcı, olayın ardından Dışişleri Bakanlığı’nın gemide Türk olmadığı yönündeki açıklaması üzerine oğlunun akıbetini araştırmaya başladı. Muzaffer Alıcı’nın iddialarına göre, 1999 yılında Avrupa’da iyi şartlarda çalışma hayaliyle yaşayan Recep Alıcı ve ağabeyi Hüsnü Alıcı insan tacirlerinin eline düştü. Kaçak olarak 31 Aralık 1999’da Arnavutluk’a kadar giden 2 kardeş, beraberlerindeki 22 Türk’le birlikte Arnavutluk’un Vlore Paşa Limanı’nda para ödedikleri insan tacirlerinin kendilerini karşı kıyıya geçirmesini beklemeye başladı. Kardeşlerden büyük olan Hüsnü Alıcı’nın, baba Muzaffer Alıcı’ya anlattıklarına göre, kaçak işçilerin bulunduğu kampa 5 adet Mercedes otomobil geldi ve aralarında kardeşi Recep Alıcı da olmak üzere 20 kişiyi kamptan götürdü. Hüsnü Alıcı, kardeşini göndermek istememesine rağmen insan tacirlerinin, ’karşı kıyıda buluşacaksınız’ demeleri üzerine kardeşiyle ayrıldı ve otomobille giden kafilenin ardından yürümeye başladı. Ağabey Hüsnü Alıcı’nın bindiği tekne Adriyatik Denizi’ni geçip içindeki kaçak işçileri İtalya’ya ulaştırırken, bir süre sonra diğer kaçak işçileri taşıyan geminin battığı ve işçilerin öldüğü haberi geldi.

Baba Muzaffer Alıcı, kaçak işçilerin bir kısmının Mercedes arabalarla, bir kısmının da yürüyerek götürülmesinin aklına takıldığını söyledi. Arabalarla götürenlerin hiçbirinden haber alınamadığını kaydeden Muzaffer Alıcı, oğlunun gemide boğulduğuna inanmadığını söyledi.

iha-aksaray
Yayın Tarihi : 28 Temmuz 2004 Çarşamba 12:50:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?