3
Mayıs
2024
Cuma
AKSARAY

Tuz Gölü, Tuz Çölü'ne dönüşüyor

AKSARAY Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Semih Ekercin, yaptıkları araştırmada Tuz Gölü’nün kuraklıktan giderek yok olduğunu tesbit ettiklerini belirterek, “Gelecek nesil Tuz Gölü yerine Tuz Çölü’nü görecek” dedi.

Yrd.Doç.Dr. Ekercin, yaklaşık 7 bin 200 kilometrekarelik geniş yüzey alanına sahip Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü’nün, doğal yapısı itibariyle zemininin ve çevresinin tamamiyle bataklık olduğunu söyledi.

Tuz Gölü’ne üç farklı konumdan bakıldığına dikkat çeken Yrd.Doç.Dr. Semih Ekercin, “Göle kuzeyden Aksaray-Ankara karayolundan bakıldığında o zaman göl gayet normal ve problemsizdir. Ve adeta müze gibi oluşturulmuş su göletlerinde su, tuz ve doğa harikasını görmeniz mümkündür” dedi.

Yrd.Doç.Dr. Ekercin, göle ikinci bir bakış açısı olan, güneyden bakıldığında, kurak olan bölgelerin görüldüğüne dikkat çekerek, “Bu alanda yüzey suyu olmayan bölgelerde kuraklığı görmemiz mümkündür. Üçüncü bakış acımız da, Ankara’dan koltuktan bakış vardır. Problemelere uzak, sorunları çözmekten uzaktır” diye konuştu. 

Tuz Gölü’nün sağlıklı şekilde yönetilebilmesi için tek kullanılabilecek kaynağın, uydu görüntüleri olduğunu anlatan Yrd.Doç.Dr. Semih Ekercin, şunları dedi: “Tuz Gölü’nü bir tek noktasından alıp değerlendirirseniz, çözümü yönelik herhangi bir çalışma yüretemezsiniz. 2004 yılında ilk kez İstanbul Teknik Üniversitesi Prof.Dr. Cankurt Örmeci, Prof.Dr. Doğan Kantarcı ile çalışma yaptık. Yaptığımız çalışmalarda iki önemli sorunla karşılaştık. Kirlilik ve kuraklık sorunları ile karşılaştık. İlk kez uydu görüntüsü kullanarak Tuz gölü’nü inceledik. Tuz Gölü çoğunlukla kirlilik ile gündeme geldi. Konya, Şereflikoçhisar, Aksaray, Kulu, Cihanbeyli, Eskil bir çok il ve ilçelerden gelen atıkların çok doğal seyri ile bırakıldığını göle deşarj olduğunu gördük.”

Yrd.Doç.Dr. Semih Ekercin, 2005- 2006 yılları arasında TÜBİTAK desteği ile bilimsel proje gerçekleştirdiklerini de belirterek, “Bu projede 11 noktada su numuneleri aldık. Elde ettiğimiz değerler özellikle toprak ve tuz tarafından giderilemeyen, ağır metallerin yoğun olduğunu limitlere yakın değerlerde olduğunu tespit ettik. Sonuçta, kanalizasyon, evsel atık, endüstriyel atık ve tarımsal atıkların olduğu kanaldakı suyun, tamamıyla tarımsal amaçlı kullanıldığı tespit ettik” dedi.
Bu atık suların, insanların her türlü ihtiyacını giderdiğini de belirlediklerini kaydeden Yrd.Doç.Dr. Ekercin, “Kirlenme ile küçükbaş ve büyükbaş hayvanların, özellikle kurak yaz aylarında içme suyu olarak bu ağır yoğun metal içeren suyu kullandıklarını gördük” dedi.

Konya Atıksu Arıtma Tesisi’nin bitirilmesi ile birlikte bu kanalın temizlenmesi hedeflendiğini ancak bununla gölün temizlenmeyeceğini belirten Yrd.Doç.Dr. Ekercin, “Olumlu bir gelişme ancak, burada bir problem var. Şu ana kadar Konya ana tahliye kanalında olan suyun, Tuz Gölü’nün sadece Konya’nın kirlettiği bilindiği için, o problem giderince Tuz Gölü tertemiz olacak sanılıyor. Tuz gölü’nün yakın çevresinde 500 bin nüfus var. Konya dışında göle atık su veren birçok yerleşim yeri var. Gölden beklenen temizlik oluşmayabilir” diye konuştu. 

Çevre Bakanlığı Özel Çevre Kurumu Başkanlığı’nın 2008-2012 yılları arasında AB uyum süreci kapsamında düşündüğü Atık Su arıtma Tesisleri’nin toplam altı il ve ilçelerde yapımına başlanacağını vurgulayan Yrd.Doç.Dr. Semih Ekercin, “Uydu görüntüleri kullanılarak, ‘Uydu Kontrol merkezi’ oluşturulmadığı için, gölde bir yerleşmenin olup olmadığı kontrol edilemeyecektir. Yetkililere Tuz Gölü’nün korunması ve kontrol edilmesi için, uydu görüntüsü kullanmanın kirlilik ve kuraklılık açısından zorunlu olduğunu ilettik. 5-10 yıl sonra Tuz Gölü’nde su kirliliği tamamen çözülebilecek gibi gözüküyor. Tuz Gölü ölüyor. Tuz gölü kuruyor gözlerimizin önünde alarm veriyor” dedi.

Yrd.Doç.Dr. Semih Ekercin, kuraklığın 1962 yılında faaliyete geçen Mamasın barajı ile Tuz Gölü’ne güneyden ulaşan Uluırmak Nehri’nin suyu kesilmesi ve biriktirilmesi sonucunda, güneyden çekilme başladığını söyledi. Yrd.Doç.Dr. Ekercin, 1990’lı yıllarda, havzada kaçak ve ruhsatlı yeraltı kuyularından su çekilmesi sonucu, Eşmekaya sazlıkları kuruması ile Tuz Gölü tamamıyla güneyden çekilip ikiye bölündüğünü belirterek, “Gölü canlı gösteren kuzeydeki ve güneydeki bölümler, Ekecik Dağı’ndan, Beşeme gölü deresinden beslenen kuzey tarafıdır. Gölün kuzeyinden bakış gölün problemelerini tamamen kapatmaktadır. Genel olarak, 1970-2005 yıllara arasındaki eğilimi inceledik. Oradaki yağışta azalma, özellikle yeraltı suyunu besleyen kış aylarındaki yağışta azalma. Yaz aylarında sıcaklık artışını belirledik. Aşağıya doğru inen bir yağış trendi var, ya da sürekli artan bir sıcaklık trendi var. Bu havzayı ciddi anlamda tehdit ediyor. Nitekim Konya Ovası sulu tarıma uygun değil, yüzeysel su, yağış hiçbiri Tuz Gölü’nü beslemediği için Tuz Gölü ciddi anlamda kuraklıkla karşı karşıya” diye konuştu.

Yrd.Oç.Dr. Semih Ekercin, Tuz Gölü’nün uydu fotoğrafları ile yaptığı incelemede tamamen küçülerek yok olmaya başladığını belirlediğini ifade ederek, “Tuz Gölü’nü çocuklarımızın göreceğine ben inanmıyorum. Tuz Çölü’nü belki görebilirler. Tuz Gölünde Türkiye’nin en büyük çölü vardır. Tuz Gölü batı kıyıları Türkiye’nin en büyük çölüne sahip. Buna bağlı olarak, flamingo sayısında azalma. Gölün güneyinde tuzlalarda beslenenen flamingolar sayısında ciddi azalmalar artık kuraklık nedeni ile yok oluyorlar” diye konuştu.

Göle atık suların geldiğini, Gölyazı Beldesi yakınlarında bulunan kanaldan kokular çevreye yayıldığını söyleyen çevre sakinlerinden marangoz Hüseyin Dağsel, atıkların biriktiği Gölyazı Beldesi’nde bulunan kanalın pis kokular yaydığını söyledi. 52 yaşındaki Dağsel, kirlilikten büyükbaş hayvanların bile öldüğünü iddia ederek, “Tuz Gölü’ne buradan atıklar gidiyor. Yetkililer, biran önce burayı temizlemelerini istiyoruz. Bu kanal hem köye hem Tuz Gölü’ne hem de hayvanlarımıza zarar veriyor. Lavabo suları ve atıklar buradan Tuz Gölü’ne gidiyor” dedi.

Cihanbeyli Belediye Başkanı Mehmet Güzel de, en büyük sorunun ilçeninin atık suyunun Tuz Gölü’ne akması olduğunu söyledi. İlçede, atık suların drenaj hattı ile toplanması için çalışmaların başlatıldığını belirten Güzel, “Arıtma Tesisinin yapılmadığını için bu sorunumuz devam ediyor. Kış aylarında göle kadar ulaşıyor. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Proje bedeli 6 milyon. Bunu ilçe olarak aşmamız çok zor” diye konuştu.

Gölün su seviyesinin giderek düştüğünü belirten Başkan Güzel, “İlçede kullanılan yeraltı su kaynaklarına karışmalar başlıyor. Bu atık sular yüzünden bazı hayvanların telef olduğunu gördük. Bu kanalın acilen yapılıp, burdan geçen İnsuyu kanalının suyunun bir şekilde kış aylarında mutlaka Tuz Gölü’ne akıtılması şart. Burda yaptığımız drenaj çalışmalarımız devam ediyor. Tuz Gölümüz ülkemizin en büyük gelir kaynağı. İlçemizde irili ufaklı 15 Tuz Fabrikası var. Bu fabrikaların geleceği tehlikede. İlçe halkımızın geçimi tamamen buna bağlı” diye konuştu.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 9 Ağustos 2008 Cumartesi 14:43:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
BURAK IP: 85.103.104.xxx Tarih : 19.08.2008 17:35:15

Tuz Golunden üretilen tuz ile yapılan PEYNIR kesinlikle bozuluyor. Ayrıca zeytin ve turşu da da göl tuzu yerine İzmir Çiğliden çıkan deniz tuzu tercih edilmelidir. Tuz kullanıcısını uyarıyorum atık suların döküldüğü bir yerden tuz alarak peynir zeytin yada diğer gıda ürünlerinde kullanmayınız. Deniz tuzunu deneyiniz.