Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hamas'ın yüzde 75'e varan bir oyla seçim kazanan bir siyasi parti olduğunu belirterek, "Onun bu demokratik açılımına saygı duymayan Batı, bugün maalesef bu zeminin de bana göre sorumlusudur. Bunu da çok açık, net tekrar ediyorum" dedi.

Erdoğan, Türkiye'yi bu süreçte aktif rol almamakla suçlayanlara da tepki göstererek, "Türkiye işin başından itibaren bu işin içerisinde aktif olarak bulunmuştur, bulunmaktadır. Ama bakar kör olanlara benim söyleyecek hiçbir
şeyim yok" dedi.

Erdoğan, Brüksel'e hareketinden önce yaptığı açıklamada, İsrail'in dün tek taraflı ateşkesi duyurduğunu hatırlatarak, Gazze bölgesindeki bu tek taraflı ateşkes ilanının her şeyin bittiği anlamına gelmediğini söyledi. Bunu da zaten İsrail Başbakanı'nın ilan ettiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu süreci ilk başlattığı andan itibaren bir çözüm planı önerdiğini, bu planın da derhal ateşkesin ilan edilmesi, ateşkesle birlikte süratle ablukaların kaldırılması, kapıların açılması ve Haziran 2008 anlaşmasına
tarafların uymasını sağlamak olduğunu anlattı. Erdoğan, şu ana kadar ne yazık ki buna uyulmadığı gibi BM Güvenlik Konseyi'nin geç de olsa aldığı karara İsrail'in uymadığını hatırlattı. İsrail tanklarının şu anda da Gazze'nin içinde olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim üçüncü önerimiz de İsrail askeri birliklerinin süratle Gazze'yi terk etmesi noktasındaydı. Tabii şu anda İsrail'in henüz bu noktadaki tavrı da net değil. Bu konuda da söylediği şey; 'Biz İsrail'in güvenliği için birliklerimizi orada tutacağız.' Ne kadar tutar tutmaz bunu da bilmiyoruz, burada da endişelerimiz var. Burada da güven vermesi gerekir. Bu konuda Batılı liderlerin Şarm El Şeyh'te bir kısmı biraraya gelecek. Burada kesin bir tavrın ortaya konması lazım ve tüm Batılı ülkelerin başta ABD
olmak üzere bu konuda hassasiyetini ortaya koyması gerekmektedir. Eğer bu hassasiyet ortaya konulmazsa tabii ki burada artık bu iş çok daha farklı bir boyuta doğru gidecektir. Örneğin tek taraflı ateşkes ilan edilmiştir, ama bazı roketler atılmıştır. İsrail bunlara da karşı cevabını vermiştir. Demek ki tek taraflı ateşkes ilan edilmemiş. Kaldı ki bütün tabu bu atılanların faturasının bir yere kesilmesi de doğru değil. Çünkü Gazze'de sadece Hamas yok, başka örgütler de var. Bunlar tarafından da atılmış
olabilir. Dolayısıyla Hamas'ın hiçbir zaman masaya davet edilmediği, masada kabul edilmediği bir süreç ayrıca yaşanmakta. İşin bu yanı da bilinmeli. Kaldı ki Hamas, biliyorsunuz Filistin'de seçim kazanmış bir siyasi partinin aslında şu anda adıdır. Yani Hamas olarak seçimlere katılmamıştır; ama şu anda bilinen odur ki Hamas'tır bu siyasi parti. Ve bu siyasi parti yüzde 75'e varan bir oyla orada seçim kazanmıştır. Ve onun bu demokratik açılımına saygı duymayan Batı, bugün maalesef bu zeminin de bana göre
sorumlusudur. Bunu da çok açık, net tekrar ediyorum."
Türkiye'nin kalıcı ateşkesin sağlanabilmesi için ilk etapta 1 yıllık ateşkes önerdiğini, daha sonra 1.5 yıl teklifi geldiğini ve bunu taraflara ilettiklerini anlatan Erdoğan, "Zaman zaman bazı şeyler söyleniyor. 'Türkiye burada aktif bir politika uygulamalıydı' diye. Arkadaşlar, Türkiye işin başından itibaren bu işin içerisinde aktif olarak bulunmuştur, bulunmaktadır. Ama bakar kör olanlara benim söyleyecek hiçbir şeyim yok. Özel temsilcim ve altındaki geniş bir heyetle birlikte sürekli bölgede bir mekik
diplomasisi uygulamaktadırlar. Zaman zaman üçe bölünerek, bir bölümü Kahire'de, bir kısmı Şam'da, bir kısmı Tel Aviv'de olmak üzere bu görüşmeler sürdürülmüştür. Temennim odur ki; bugün Şarm El Şeyh'te yapılacak olan görüşme bu beklenenlerin ilk adımı olur ve İsrail bir an önce oradan askeri birliklerini süratle çeker, kapılar açılır, insani yardım engelsiz olarak Gazze'ye ulaşır. Konuyla ilgili olarak gerek hükümetimiz, devletimiz, gerekse Kızılayımız, sivil toplum örgütleri sürekli yardımları Gazze'ye
aktarmaktadırlar. Birçok engelle karşılaşılıyor. Bu engelleri de aşmak için mücadelemizi ayrıca veriyoruz. Kısa bir sürede temennimiz odur, Gazze halkı özgürlüğüne, Gazze'deki normal yaşamına kavuşur temennisiyle ölenlere rahmet diliyorum, yaralılara şifa diliyorum ve ambulans uçaklarımız, hastanelerimiz de her an emirlerinde olacak. Onlara bu yardımlarımızı sürdüreceğiz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, açıklamalarının ardından saat 11.40'ta ANA uçağı ile Brüksel'e hareket etti. Erdoğan'ı, Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcıları Hayati Yazıcı, Said Yazıcıoğlu, Ankara Valisi Kemal Önal ve diğer yetkililer uğurladı.