Yunus Emre Konferans Salonu'nda mevcut başkan Osman Nuri Koçak'ın adaylığında tek listeyle gidilen kongre, divan seçimi ile başladı. Divan başkanlığına CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay seçildi. Gündemdeki maddelerin görüşülmesinden sonra konuşan Okay, AK Parti iktidarını eleştirerek iktidarın demokratik yolla iş başına geldiğini fakat demokrasinin unsurları olan tüm kurumları teslim almak için ne mümkünse yaptığını iddia etti. İktidarın sivil toplum örgütlerini, sendikaları, futbol federasyonunu,

demokrasilerde dördüncü kuvvet denilen basını da teslim aldığını öne süren Okay, "Türkiye'de tartışılan Anayasa değişikliğinin temelinde bu yatıyor. Yüksek yargıyı teslim almak, yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmak için bir siyasi iktidar işini gücünü bıraktı, Türkiye'nin tüm sorunlarını öteledi, bir Anayasa değişikliğini Türkiye'ye dayatıyor. Nitekim pazartesi günü taslak metnini bize sunmak için randevu istediler. Anlaşılan şudur ki; HSYK'da bir değişiklik olur ise Türkiye'de işsizlik sorunu bitecek,

açlık, yoksulluk bitecek, dış politikadaki açmazlardan kurtulacağız ve HSYK'nın 7 olan üye sayısı 11'e çıkacak olur ise Türkiye mutlu, müreffeh bir refah ülkesi haline dönüşecek. Ey iktidar, sorunlara bak. Bu Anayasa değişiklikleri, eğer yine caymazlarsa muhtemelen önümüzdeki günlerde parlamentonun gündeminde olacak. Belki bu değişiklikler bir referandum sürecine taşınacak. Bilesiniz ki bu referandum, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun kaç üyeden oluşacağı veyahut Türkiye'de ombudsmanlık diye yeni bir

kurumun oluşup oluşmayacağı referandumu değildir. Bu referandum, mevcut iktidarın 8 yıllık faaliyetlerinin benimsenip benimsenmediğinin referandumu olacaktır. Eğer bu iktidarın icraatlarından memnunsak bu referanduma evet diyeceğiz, yeter artık diyorsak hayır oyu vereceğiz. Öyle bir hayır oyu vereceğiz ki bu iktidar referandumdan sonra kaçışı erken seçimde bulacak. O erken seçimde de CHP iktidar olacak. Genel Başkan'ım Başbakan olacak'' dedi.

"DARBE OLACAKSA O TANKLARIN ÖNÜNDE ÖNCE CHP DURACAKTIR"

Daha sonra kürsüye çıkan CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu ise çok önemli bir süreçten geçildiğini ifade ederek, "Herkesin şapkasını önüne koyup düşüneceği zaman geldi. Bunda herkesin sorumluluğu var. Siz eğer bu ülkede 21. yüzyılda dünyanın en iyi topraklarına sahip olup da Yunanistan'dan pamuk alıyorsanız o zaman bizim çiftçinin dibine dinamiti koyuyorsunuz demektir. Bu gerçeği bütün çiftçilerimizin bilmesi lazım. Eğer bu ülkede emekliler milli gelir artışından pay almasın diye bir yasa

çıkıyorsa ve emekliler bu ülkenin ikinci sınıf yurttaşı konumuna getiriliyorsa ve emeklimiz bunları hiç görmeden kendisini ikinci sınıf vatandaş konumuna getiren AK Parti iktidarına oy veriyorsa bilin ki orada bir sorunumuz var. Benim bildiğim bir gerçek var. Emekliler oy vermeseydi AK Parti bu oyu alamazdı. Emeklinin oyu 9 milyon. Eşleriyle birlikte 13-14 milyon. 13-14 milyon hangi siyasi partiye oy verirse onu iktidar yapar. Bu kanun geçen yasama döneminde çıktı. O kanun parlamentoda görüşülürken

CHP olarak biz parlamentoyu terk ettik. 'Bu suça ortak olmayız' dedik. AK Parti'nin oyu yüzde 34'tü. Biz parlamentoyu terk ettik. Emeklilerimiz koşa koşa AK Parti'ye oy verdiler ve oyu oldu yüzde 47. Sorunumuz bu. Akıl tutulması olayını bir tarafa bırakacağız, özgürce düşüneceğiz. Kendi çıkarını savunmayan ülkesinin çıkarını savunamaz. Aklımızı kullanması için birilerine kiraya verirsek ülkemizi bu hale getiririz. Şimdi emeklimiz şikayet ediyor. Sayın Başbakan emeklilere zam yapacak diye bir açıklama

yapacaktı. Biz bekledik. Sayın Başbakan zammı açıkladı. Memnun musunuz, değilsiniz. Fakat Başbakan zammı açıkladı, Emekliler Derneği Başkanı koşa koşa gitti, Başbakan'a bir buket çiçek verdi. Demek ki Başbakan emeklinin omzuna binip üstüne de Bülent Arınç'ı alsa alttan emekli çelenk verecek, 'İyi yapıyorsunuz' diye. Bu tabloyu unutmayın'' şeklinde konuştu.

İktidar olduklarında ilk olarak siyasi ahlak yasası çıkaracaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Biz iktidar olduğumuzda ilk olarak ne yapacağız, önce siyasi ahlak yasası çıkaracağız. 'Öyle hırsızın, arsızın, dolandırıcının, hayali ihracatçının, ihaleye fesat karıştıranın Meclis'te işi' yok diyeceğiz. Halkı temsil eden adam duru, temiz, ak ve pak olmalıdır. Siyasi ahlak yasasının olduğu yerde naylon faturacıdan maliye bakanı olmayacak, kalpazandan da Başbakan olmayacak. Onun için siyasi ahlak yasası çok

önemli. Biz bunu çıkaracağız diyoruz, onlar kulaklarını tıkıyorlar. Ahlaktan niye korkuyorlar? Hesabı, hesap vermeyi her politikacı onurlu görev sayacak'' dedi.

AK Parti'nin darbe ticareti yaptığını da iddia eden Kılıçdaroğlu, ''İki temel tuzağa düşmemeniz lazım. Birisi din, diğeri etnik kimlik. İkisi de siyasetin temel konusu değildir. Din, inanç, kişi ile Allah arasındaki manevi ilişkidir. Hiç kimsenin elinde bu teraziyi ölçecek terazi yoktur. AK Parti düne kadar din ticareti yapıyordu. Anayasa Mahkemesi karar verdi, plağı değiştirdi. Şimdi darbe ticareti yapıyor. Darbe olacaksa bu ülkede hiç kimsenin endişesi olmasın, o tankların önünde önce CHP duracaktır.

Darbeye izin yok. Biz demokratik yollardan AK Parti'nin maskesini aşağı indirerek onların yaptıkları vurgunları halka göstererek sandıkta yerle bir edeceğiz onları. Bu konuda kararlı olacağız'' diye konuştu.