Niğde(özel) Niğdenin Bor ilçesi Bahçeli kasabasında yer alan tarihi Roma havuzunun çevre düzenlemesi devam ederken, Höyükte yapılan kazı çalışmalarının 2005 yılında da devam edeceği açıklandı. Gazeteci-Yazar Ömer Fethi Gürer Niğde bölgesinin önemli tarihi geçmişe sahip bölgesinde 'Roma Havuzu' olarak da anılan Antik Kent kalıntısı havuz ve kazı alanı ile ilgili yapılan çalışmaları şöyle özetledi:
"Roma Havuzu Kemerhisardaki su kemerleri gibi M.S. 2.YY. Roma İmparatoru Trojen ve Hadrian döneminden kaldığı sanılmaktadır. Kleopatranın da Köşk Havuz'da yüzdüğü söylenir. Niğde milletvekili İbrahim Şefik Soyer, 6 Temmuz 1949 yılında Niğde gazetesinde Pampolos Köşkü'nün bu alanda bulunduğunu yazar ve havuzun boyunun 40, eninin 20 metre kadar olduğunu belirtir. Havuzda yapılan bir kazı çalışmasını da anlatır. Bu konuyu geniş olarak Bor Şehri kitabında yazdım.1952 yılında inceleme yapan Arkelog Hikmet Gürçay da (Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü Asistanı) bahçeli bölümünde raporunda 'Kemerhisar civarında diğer bir eser grubu Bahçeli Köy adı verilen yerde bulunmaktadır. Burada bulunan eserlerden bazısı, halen Molla Hasan Ağanın evinde bulunan Pithos, bazıları da Köşk adı verilen yerden getirilmiş olup, okul bahçesinde korunmaktadır. Bunlar arasında iki heykele ait parçalar bilhassa mühimdir' der."
Höyük'teki çalışmalar
Ömer Fethi Gürer, Bahçeli Köşk Roma Havuzu'nun yanında yer alan Höyük'teki çalışmalar hakkında da şunları söyledi.
"Köşkte 1981 yılında Ankara Üniversitesi DTCF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Silistreli başkanlığında yapılan kazıda önemli bulgulara erişildi. Prof. Dr. Uğur Silistreli, Geç Neolitik-Erken Kalkolitik, döneme ait yerleşmeler bulduklarını, birinci ve ikinci tabakada Erken Kalkolitik, üçüncü tabakada Geç Neolitik döneminin yer aldığını ve 4 ile 5. tabakaların da olabileceğini varsaydıklarını açıkladı. Üç yüz metrekarelik alanda yapılan çalışmalarda binalar, kare ve dikdörtgen odalar saptandı. Odalarda kerpiç sedirler, kiler kalıntıları belirlendi. Kazılarda üzeri şekilli vazolar bulundu. Eserler Niğde Müzesi'ndedir. 1991 yılında kazı başkanının vefatı ile 1995 yılına kadar kazılara ara verildi.
1995 yılında DTCF Öğretim Üyesi Prof. Dr Aliye Özkan ile Emekli Prof. Dr Nimet Özgüçün katılımı ile kazıya devam edildi. Roma Havuzu'nun yanındaki tepe üzerinde yapılan kazılarda hayvan ve Tanrı tasvirli kabartmalar, seramikler, Ana tanrıça idolleri bulundu. Çağlar Boyu Kadın sergisinde İstanbulda gösterime alınan eserler, Niğde Müzesinde korunmaktadır.
Neolitik Çağ'a ait önemli merkezlerden Köşk Höyükte, M.Ö. IV. bin yılın sonu ve III. binin başlarında Anadoluda bakır ve kalay karıştırılarak tunç elde edildiği ve Tunç Çağı'na girildiği de belgelendi."
Gürer: Kuyumcu titizliğinde çalışıldı
Ömer Fethi Gürer, kazı alanına son olarak Ekim 2004de gittiğini ifade ederek, "İriili ufaklı bölümlere ayrılıp yapılan kazılarda, kazı alanında yerleşmeler belirgin açığa çıkmıştı. Kuyumcu titizliği içinde, hassas şekilde yıllardır çalışılıyordu. Kazı alanı havuz hizasından takribi yüz metre yüksekti. Çevresi tel örgü ile çevrilmişse de kazıların durduğu dönemlerde bekçi yoktu. Yeni bulgulara erişilmesi de kazı devam ederse muhtemel görülmektedir. Bölgede birden çok uygarlık ve yerleşim yerinin olması olasıdır" dedi.
"Daha büyük bir eski havuza rastlamadım"
Kazıda çıkan taşların üst üste yığılması ile bölümlerin belirginlik kazandığına dikkati çeken Gürer, şunları söyledi:
"Ülkemizin tüm illerini gezdim. Yüzlerce tarihi eser gördüm. Köşkeki havuz büyüklüğünde eski bir havuza rastlamadım. Ayrıca gözlemim odur ki, kazı alanı ile havuz yan yana, ancak ayrı evrelerin yapıları özelliğindedir. Keza havuz ile kazı alanı yakınlığı ve yükseklik farkı, kazı alanının havuzdan öncesine ait olduğu sanısını güçlendirmektedir. Kazı alanı, bulgularda yüzeye yakındır. Kazı yapılan alandaki uygarlık eğer havuzun yapıldığı alanı da kapsıyorduysa havuzun yapıldığı evrede farklı bir uygarlığın kalıntılarının yok edilmiş olma olasılığı da akla yakındır."
Gürer: Köşk mesire alanı gibi
Bölge halkının köşkü tarihi bir alandan çok mesire yeri olarak gördüğüne dikkati çeken Ömer Fethi Gürer, "Burası, düğün, sünnet törenlerinde, yaz aylarında gezi ve dinlenme yeridir. Köşkte 1963 yılında gazino yapıldı. Yetersiz kaldığı gerekçesiyle 1980li yıllarda yıkıldı ve kazı yapılan alanın alt tarafında yeni bir bina yapıldı. Bu bina da eskidi. Çevrede yapılan düzenleme ile Köşk havuz dışında özelliğini yitirdi. Havuzda en azından tarihi taşların bir bölümü olsun görülebiliyor" dedi.
Havuz suyunun yaz sıcağında da soğuk olduğunu belirten Ömer Fethi Gürer, "Kaynak suyunun yanında akarsu vardı. Kasım 2001 yılında Köşkte, gövde genişliği bir metreyi aşan söğüt ağaçları, havuza zarar verdikleri gerekçesi ile Turizm Bakanı'nın emri ile kesildi.
Bahçeli Belediye Başkanı Fatih Kaya Köşk, bölgesinde 2004 yılında yeni bir düzenleme başlattıklarını ve yıllar sonra bir tanıtım panosu da koyduklarını söyleyip, Köşk için uygulamaya koymak istediğimiz projemizin destek bulması halinde farklı bir köşk alanı oluşacak. Keza kazı alanındaki çalışmalardan da yeni bulgulara erişilmesini bekliyoruz" diye konuştu.