Düzce'de 12 Kasım 1999'da meydana gelen depreminin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen, halen prefabriklerde yaşayan vatandaşlar, yetkililere seslerini duyuramamaktan şikayet ederek, "Bizi unuttular. Biz fakir olduğumuz için prefabriklerde yaşamaya devam ediyoruz" dediler.
12 Kasım 1999 tarihinde yaşanan 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından büyük hasar gören Düzce'de 880 kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 4 bin kişi de yaralanmıştı. Çok sayıda binanın yıkıldığı ve ağır hasar gördüğü deprem sonrasında vatandaşların bir kısmı kalıcı konutlara yerleşirken, bir kısmı ise halen prefabrik konutlarda yaşamlarını sürdürüyor.

Depremin ardından, evlerini kaybeden hak sahibi depremzedeler için Sallar, Nalbantoğlu ve Kazıkoğlu Köyleri'nde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Dünya Bankası tarafından 8 bin 470 konut yaptırıldı. Ancak, vatandaşların bir kısmı, bu konutlara yerleşmek yerine prefabriklerde yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor. Düzce'de halen Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından Gümüşpınar, Kiremitocağı, Fevzi Çakmak ve Kervan mevkilerinde 671 adet prefabrikte 643 aile barınıyor.

Düzce'de en büyük sorun kalıcı konutlarla il merkezini birbirine bağlayacak yol bulunmaması. Konutların tamamlanmasının ardından 5 kilometrelik yolun yapılmasını bekleyen vatandaşlar, şu ana kadar hiçbir çalışma yapılmamasına bir anlam veremediklerini söylediler.

Düzce'de kalıcı konutların yanı sıra, Türkiye Bölgesel Altyapı ve Kentsel Yeniden Yapılanma Projesi (TERRA) kapsamında Başbakanlık Proje Uygulama Birimi tarafından Nalbantoğlu Köyü'ne bin 48, Fevzi Çakmak Mahallesi'ne 612, Gölyaka İlçesi'ne 14 adet kalıcı işyeri yapılarak hak sahiplerine teslim edildi.

PREFABRİKLERDE YAŞAM SÜRÜYOR

12 Kasım Düzce depreminin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen Gümüşpınar, Kiremitocağı, Fevzi Çakmak ve Kervan Mevkiinde bulunan 671 prefabrik konutta oturan vatandaşlar, kendilerine sahip çıkılmadığını söylediler.

Sularının akmadığını, belediyenin hizmetlerinden yararlanamadıklarını belirten Fatma Erdoğan, "Taşıma su ile ihtiyacımızı karşılamaya çalışıyoruz. Devletin bize de sahip çıkmasını istiyoruz. Ben de depremde evimi kaybettim ve hak sahibiyim. Fakat, işlemleri yaptırmakta geç kalınca konut alma hakkımızı elimizden aldılar. Şimdi buralarda perişan bir şekilde yaşıyoruz. Özellikle kışın zor günler geçiriyoruz" dedi.

Prefabrik sakinlerinden Aylin Demir ise, hak sahibi olmadığını söyleyerek, "Benim oturduğum ev de yıkıldı fakat ben kiracı olduğum için zaten hak sahibi değildim. Prefabriklere yerleştirildik ama bir daha unutulduk. Kira ödeyecek durumumuz olmadığı için de prefabriklerde oturmak zorunda kaldık. Yetkililerin de bize yardımcı olmasını, kiracılara da ev yapmasını istiyoruz" diye konuştu.

İstanbul GATA'da tedavi gören oğlu Özkan Doğan'ın yanına yol parası bulup da gidemediğini söyleyen anne Cemile Doğan ise, "Oğlum İstanbul'da hastanede yanık yüzünden yatıyor. 10 milyon lira para bulup onun yanına gidemiyorum. Evimiz yıkıldı, enkazdan çıktık, eşyalarımızı kurtaramadık. Çaresiz prefabriklere yerleştik. Yetkililerin sesimizi duymasını istiyoruz. Bizi de prefabriklerden kurtarsınlar" diyerek gözyaşı döktü.

düzce

Yayın Tarihi : 11 Kasım 2004 Perşembe 16:01:26