6
Mayıs
2024
Pazertesi
ORDU

95 YAŞINDAKİ ER MEKTUBU

1913'te Er Hüseyin'in babasına yazdığı ve 95 yıldır bir duvarın oyuğunda saklı kalan 'asker mektubu', Ünye Tarih Araştırması Grubu tarafından bulundu

''Sevgili Pederciğim Osman Ağa hazretleri, Pederim bu mektubu cenab-ı Hak izin verüb de cümlesi ile beraber gelinceye kadar zayi' etmezseniz rica ederim. ... bizlere Mevla yürü kulum demesiyle hep bir uğurdan Çatalca hattından Çanakkale hattına kadar 2 alay asker var ise öyle bir dehşetli hücumla kaçanlar kaçtı kaçamayanları kestik. Edirne kafir elinden aldıktan sonra ta eski hududumuza kadar vardık. .... nice nice köyler ve kasabalar viran oldu. Pederim yalnız tarlalarda bırakıp kaçtıkları hatta mısır ve arpaları hesaba alsanız insanın aklı başından zayi' olur. Cenab-ı Allah cümlemizi ve cümlenize kavuşturmak nasib eylesin. Amin. Ol tarikte şefkatlü validem hanıma mahsus selam edüb iki ellerinden pus ederim. Hayır duası taleb edüb ve hemşirem hanımlara mahsus selam ederim ve mahdumum Hasan Ağa'ya selam edüb gözlerinden öperim ve hâne halkına dahi selam ederim. ... Hüdâ'ya emanet olunuz. ... Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun. Bizlere Ramazan-ı şerif haram oldu. ... Bazı aç kalıyoruz bazı susuz kalıyoruz. Şimdiye kadar beş maaş aldım. 150 kuruş eder. [silik] gelir iken beş Hamidiye getürdüm idi. Bir Mecidiyelikte öteberi hazırım. Yekünü 1170 kuruş masarıf ettim. Yine eyü idare edebildim. Çok hastalık çektim. Şimdi eyü oldum. On para harçlık kalmamıştır. Allah aşkına bir Osmanlı gönderir misiniz. ... On bir mah oldu bir ay kadar şifanızı alamadığıma çok ziyadesiyle teessüf ediyorum ve siz pederime göndermiş olduğum mektubun adedini ben de bilmez oldum. Birkaç mektupta mektup ile para matlub etmiştim. Ayda üçüncü mektup göndermediğiniz... ... Kusurumuz var ise af edüb bir Osmanlı lirası gönderesiniz. ... On para harçlığım yoktur. Bir haftada bir karavana yemek yiyoruz. Buna para ne desin. ... Bu yerleri aldık yeni dünyaya gelmiş gibi ve ne olacağımız malum değildir Pederim. İhmal etmeyesiniz cevabını beklerim. Mahdumunuz Eyüb oğlu Hüseyin b. Osman."
Bu mektup, 1 Ağustos sene 329 yani 1913'te yazılmış. Er Hüseyin'in babasına yazdığı ve yıllardır bir duvarın oyuğunda saklı kalan "asker mektubu", Ünye Tarih Araştırması Grubu tarafından bulundu ve er Hüseyin'in "mahdumum Hasan Ağa'ya selam edüb gözlerinden öperim" dediği ve şu anda tam tamına 97 yaşında olan oğul Hasan Uncu'ya teslim edildi. Yani mektubun hikâyesi öyle böyle değil. O yüzden sar en baştan!

Tuğlanın içindeki mektup
Ünyeli Ahmet Kabayel ve Ahmet Derya Varilci, tarih ve araştırma merakları iyice doruk noktasına çıkınca Ünye Tarih Araştırması Grubu'nu (Ü-TAG) kurmuşlar. Onlar çalışmalarına devam ederken, 1992 yılında bir işhanı inşaatı sırasında, bir tuğla içine gizlenmiş bir mektup bulunur. İşyeri sahibi mektubu okutmaya çalışınca bunun bir asker mektubu olduğu anlaşılır. Kabayel ile Varilci işin içine dahil olur. Araştırmalar, transkripsiyon çabaları derken en sonunda İrfan Dağdelen transkripsiyonu ile mektup netleşir. İkili, mektuptaki bilgileri ipucu kabul edip nüfus müdürlüğü, askerlik şubesi ve araştırabilecekleri her yeri deniyor. Ve sonuç olarak ipuçları onları Ünye Akkuş'a bağlı Çavdar Köyü'ne yönlendiriyor. Nüfus müdürlüğü kayıtlarından er Hüseyin'in mahdumum dediği Hasan'ı araştırıyorlar. Evet bir Hasan bulunuyor ama nüfusta o Hasan'ın babası Osman gözüküyor. İşin içine muhtar girince, dede Osman'ın oğlu şehit düşünce torunlarını kendi nüfusuna kaydettirdiği ortaya çıkıyor. Kabayel ve Varilci, Çavdar köyünün yolunu tutuyor. Araştırmacılarımız şu anda 97 yaşında olan ve geliniyle yaşayan Hasan Uncu'yla tanışıp "Hasan amca, babanın selamını getirdik, gözlerinden öpüyor" deyince Hasan Uncu önce şaşırıyor, mektup kendisine okununca doğal olarak duygusal anlar yaşanıyor. 97 yaşının hafif unutkanlığı ve babasını beş yaşında kaybetmesi de düşünülünce geriye dönük hatırladıkları elbette çok kısıtlı. Ama hiç yok da değil. Er Hüseyin'in bu mektubu gönderdiği yer olan Edirne, asker Hüseyin'in ilk cephesi değil. Ondan önce Arap cephesinde savaşmış. Edirne daha doğrusu Gelibolu, usta er olarak çarpıştığı ikinci cephe. Ve oğlu Hasan da o Çanakkale'ye giderken yeni doğmuş. Er Hüseyin üçüncü defa usta asker olarak Kazım Karabekir komutasındaki Doğu Cephesi'ne yola çıkarken oğul Hasan henüz beş yaşındadır ve annesi, kardeşi Ali'ye hamiledir. Er Hüseyin'in, 1918 sonunda dönüş yolundayken Erzincan civarında öldüğü söylenir, cesedi hiç bulunamaz. Cephedeyken doğan ikinci oğlunu göremez. Kayıtlara kayıp olarak geçirilir ve o dönemden sonra da Hasan Uncu babasıyla ilgili olarak ilk kez Mart ayının ilk haftasında haber alır. Tarihe delice meraklı olan iki amatör araştırmacı vasıtasıyla. Şimdi mektubun bir kopyası Hasan Uncu'da, orijinali ise Ahmet Kabayel ile Ahmet Derya Varilci'de. Onlar da Ünye Müzesi'nin yapılmasını ve mektubu oraya koymayı hedefliyorlar. Ki bu iki yerel ve amatör tarihçi 95 yıllık mektubun sahibini bulduysa, eminiz ki, müzeyi de yaptırırlar. Ve iki amatör yerel araştırmacının hikâyesi, büyük kentlerde bütün tarihimizi yok etmek için göbeğini çatlatanlara umarız ibret olur!

Nazan Özcan/ Radikal
Yayın Tarihi : 6 Mayıs 2008 Salı 11:59:21
Güncelleme :6 Mayıs 2008 Salı 12:08:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasin kermen IP: 193.255.104.xxx Tarih : 12.05.2008 20:38:42

dedelerimizin çanakkalede sarıkamış ta gösterdiği yiğitliği cesareti vatan ve ALLAH aşkını şu zamanda kaç kişi gösteriyor. şehadete kavuşanlara tekrar rabbimden rahmet diliyorum


Dursun PANKAL IP: 78.167.177.xxx Tarih : 6.05.2008 16:37:59

bir ruh bir ruh ve bir nesil bunlar bilinenler ve kaydı olanlar birde bilinmeyen ve belki kaydı bile olmayan olsada bizim bulamadıklarımız var babamın dedesi tekkeşin mehmet onbaşı lakabında akkuş karaçal köyünden varki bir kaydını bulamadım bu konuda bilgisi olan varsa yardımlarını bekliyorum dursunpankal@hotmail.com haberleşebiliriz tarihe ve geçmişine sahip çıkanlara sonsuz teşekkürler